İnci Hekimoğlu

İnci Hekimoğlu

CHP yönetimi ile her şey güzel olamaz

Asıl skandal YSK’nın iptal kararına CHP’nin YSK temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu’nun katkısıymış meğer.

Biliyorum, yazacaklarım pek hoşa gitmeyecek. Belki sosyal linçe uğrayacağım ama şeytanın avukatlığını yapmaktan da geri duramayacağım.

31 Mart’tan, YSK’nın kazanılmış bir seçimi iptal etme cesareti bulmasına kadar geçen bir buçuk aylık sürecin analizi yapılmadan yeni bir seçime hazırlanılamaz.

En iyi propaganda stratejisi belirlense de, bütün demokratik güçler seferber olsa da, Ekrem İmamoğlu ve İstanbul İl Örgütü, 31 Mart’ı bile aşan bir disiplinle İstanbul’u adım adım tarasa da eksik kalır.

31 Mart başarısında aslan payı Ekrem İmamoğlu ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yönetimindeki örgüte ait. 31 Mart gecesi İmamoğlu ve Kaftancıoğlu inisiyatif koymasaydı YSK’ya bile iş düşmeyecekti.

CHP yönetiminin inisiyatifine giren alanlarda koyduğu tavrı gördük.

Tanık olduğumuz beceriksizlik, refleks zayıflığı, siyasi öngörüsüzlük -ya da terk etmediği ‘kurucu parti’ statükosu- nedeniyle zamanında ve gerektiği şekilde yapılmayan hamleler seçimin iptalinde önemli rol oynadı.

Gazeteci Kemal Göktaş’ın dün Diken’deki yazısında verdiği önemli bilgilerden başlayalım:

"YSK üyelerinin görev süresinin uzatılmasına ilişkin değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri süren CHP, Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik öngören kanunun içine yerleştirilen bu düzenlemeye karşı çıktı ama ilginçtir teklifin tamamı üzerindeki oylamada ‘Evet’ oyu verdi. Böylece kanun teklifi sadece beş ret oyuna karşılık 276 oyla kabul edildi."

CHP sonra da Anayasa Mahkemesi’ne başvurup değişikliğin iptalini istedi ama bilindiği gibi reddedildi.

İktidar güçlerinin seçim hazırlığındaki ilk adımı buydu.

Kemal Göktaş çok ilginç bir bilgi daha paylaştı.

CHP’nin bu çelişkili tavrını, "teklifteki diğer maddeler nedeniyle evet oyu verdiklerini ve YSK düzenlemesine ilişkin rezervlerini korudukları" şeklinde açıklamaya çalışan CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay bir de "Bunu sağda solda bir şekilde, farklı şekillerde kullanmanızı ayıplarım" diye uyarıda bulunuyor.

Tahmin edileceği üzere İstanbul seçimlerinin yenilenmesini isteyen üyelerin beşi, görev süresi uzatılan üyeler.

31 Mart sonrasında iptal süreci AKP’nin itirazları ile başladı.

Önce 15 ilçede geçersiz oyların, 3 ilçede ise tüm oyların yeniden sayılması kararı alındı.

Sonra 12 ilçede geçersiz oyların, 12 ilçede tüm oyların yeniden sayımı kararı alındı.

Bitmedi, daha önce başvuruların reddedildiği 15 ilçede de tüm oyların yeniden sayımı kararı ile İstanbul’un tüm ilçelerinde yeniden sayım kararı aldı.

Yine bitmedi… 

Henüz Büyükçekmece ve Maltepe itirazları yapılmamışken sosyal medyada ben dahil birçok kişi gidişatı görüp muhalefeti daha etkili bir karşı duruşa çağırdı.

CHP’den ise sadece İlhan Cihaner sosyal medya hesabından şu mesajı paylaştı:

"'Yıldırım kazandı!'dan organize usulsüzlüğe, geçersiz oylar sayılsından tamamı sayılsına, ‘karar başımızın üstüne!’den huzur için seçimin yenilenmesine... süreç seçim hukukundan çıkıp İstanbul’a ‘çökmeye’ döndü. Muhalefetin itirazları da siyasileşmeli. Zorbalığa geçit verilmez!"

Bu sesler yükseldiğinde henüz, AKP ve MHP’li bir grup Maltepe’de devam eden sayımlara saldırmamış, ilçe seçim kurulundaki hâkimleri tehdit etmemişti.

(Sahi o gruptakiler belirlendi mi, haklarında bir suç duyurusu, soruşturma var mı?)

Asıl skandal buymuş!

CHP yeni rejimi bir türlü anlayamadığı ya da anlamak istemediği için olsa gerek, var saydıkları hukuka ve kurumlara uygun davranıp adeta iptal kararını bekledi.

İktidar güçlerinin nabız yoklayarak attığı her adıma, olmayan hukuk adına cesaret verdi.

Ama asıl skandal YSK’nın iptal kararına CHP’nin YSK temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu’nun katkısıymış meğer.

Anayasa’ya göre 7 asil 4 yedek üyeden oluşan YSK, iptal kararını 11 kişiyle aldı.

Nedense seçmenlerin dert ettiği bu mesele, parti yönetimlerinin gündemine bile gelmezken CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Deniz Bakır şu açıklamayı yaptı:

"Oylamada asil üye olan 4 hâkimin oylamaya katılmayacağını bildirmesi üzerine karar aşamasında iken 4 yedek hâkimi oylamaya çağırmıştır. 4 yedek hâkimin oylamaya katılması neticesinde seçimin iptaline yönelik bir karar çıkmıştır. Görevli 4 asil hâkim oradayken böyle bir karar alınamaz. Asil üyelerin oylamaya katılması ve çekimser sayılması gerekirken yedek üyelerin oylamaya katılmak suretiyle asil üyelerin yerine oy kullanması tam kanunsuzluk halidir ve yok hükmündedir."

Görüştüğüm başka hukukçular da 4 yedek üyenin ancak asil üyelerin herhangi bir mazeret nedeniyle oylamada bulunamaması nedeniyle yedek üyenin çağrılacağını belirtiyor.

Diyeceksiniz ki CHP’nin YSK üyesi Mehmet Hadimi Yakupoğlu niye müdahale etmedi?

Yakupoğlu itiraz etmek bir yana, Yavuz Oğhan’ın sorularına yanıt verirken konuyu tartışmayı bile gereksiz bularak şunları söylüyor:

"2014 mahalli idareler seçiminden bu yana kurul 11 kişiyle toplandı. Ve salt çoğunlukla karar aldı. Biz siyasi partiler olarak ne gündeme getirdik ne de itirazımız oldu. Evet kanun 7 asil 4 yedek üye diyor ama YSK hiç böyle toplanmadı. 2014 yılı öncesinde Kurul bir öneri getirdi, bundan sonra 11 kişi çalışalım, çok daha sağlıklı, çok daha katılımcı karar olur. Bizlere sordular, o zaman ki siyasi parti temsilcisi bir tek ben varım, biz de sorun yok dedik."

Söylediğine göre tek başına, parti adına böyle bir onay vermekte hiç sakınca görmemiş.

Bu durumda Mansur Yavaş’ın 2014’de kaybettiği Ankara seçimleri dahil muhalefet aleyhine çıkan hiçbir YSK kararına şaşırmamak gerekiyor.

Şaşırılması gereken, YSK’nın yasaya aykırı olarak 11 kişiyle karar almasına onay vererek cehenneme taş döşenmesine yol veren birinin hâlâ partinin YSK temsilcisi olması sanırım.

Avukat Deniz Bakır’ın "yok hükmündedir" dediği karar nedeniyle hukukçular, Ekrem İmamoğlu’na "Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullanması" çağrısını iletmemi istediler.

"Her şey çok güzel olabilir" ama CHP yönetiminin "istikşafi görüşmeler" sürecinin bir başka versiyonunu oynadığı 31 Mart sonrasındaki tutumunu sorgulamadan değil.

Hele ki 23 Haziran’a kadar şapkadan çıkacak tavşanları tahmin bile edemezken…

Önceki ve Sonraki Yazılar
İnci Hekimoğlu Arşivi