Sabah saatlerinde İzmir'deki evinden 'terör örgütü propagandası' iddiasıyla gözaltına alınan İnci Hekimoğlu, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Kutlu Adalı da bir soygunun peşine düştüğü ve Türkiye’nin Kıbrıs’ın iç işlerine karışmasını eleştirdiği için 'hain' ilan edilip öldürülmedi mi?
Siyasal angajmanı olmayan medya oluşumunun parmakla sayılacak kadar az olduğuna bir kez daha tanık oluyoruz. 'Denge' politikasının kirletmediği dünya görüşü kalmamış gibi.
EŞİK’in 'Tecavüz ve çocuk cinsel istismarı faillerini kim koruyor?' sorusunun yanıtı TİHV raporunda
Erk Acarer'e yönelik 'Yazmayacaksın' tehdidiyle düzenlenen saldırıyı, AKP-MHP iktidarının kaybetme saldırganlığı olarak değerlendiren Artı Gerçek yazarları, Almanya'nın tavrına işaret etti.
Sedat Peker’in 'çökme' hikayelerine gösterdiğimiz ilginin çok daha fazlasını, gözümüzün önünde dört koldan çökülmeye çalışılan Boğaziçi Üniversitesi hak ediyor.
Çocuklara ve kadınlara karşı harekata girişen iktidar, her tür hukuksuzluğun sembolü haline gelen ‘Reislik’i, toplumun kılcal damarlarına kadar yaymaya çalışıyor.
Baskıdan, zulümden, yoksulluktan, soyulmaktan yılmış, öfkeli kitlelerin sadece iktidardan kurtulmak için oy verebileceği Millet İttifakı, seçimi kazansa bile iktidar ömrü uzun olamaz.
Erk Acarer, Deniz Poyraz'ın katili için 'Cumhur İttifakı'nın profiline çok yakın' yorumunu yaptı.
HDP Adana ve Mersin il binalarına bomba bırakan Savaş Yıldız ile Onur Gencer’in İzmir-Antep- Minbiç hattında ortaklaşması ne kadar ilginç değil mi?
Ya Erdek Belediye Başkan Vekili ve Balıkesir Valisi doğru söylemiyor ya da Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum. Sorunun BAGFAŞ’la sınırlanması da pek çok soru işareti taşıyor.
Yerel yönetimlerden başlayarak, yurttaşların yaşadıkları alanlarda söz ve karar hakkı olacağı bir sistem ancak, bu mafya düzenine son verebilir.
İktidar olsalar Millet İttifakı, önümüzde çırılçıplak duran - korudukları- bu devletin hangi yanını sarıp sarmalayacak, hangi yanına itibar kazandıracak, temizliğe neresinden başlayacak?
HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu’nun paylaştığı bilgi ise çok daha spesifik. Peker’in açıklamasından iki gün önce Garip Dede Cemevi yetkililerine emniyetten uyarı telefonu gelmiş.
Ortada ağır iddialar, yanıtlanması gereken sorular varken Ahmet Davutoğlu da Tuğrul Türkeş de susmaya devam edemez. Muhalefet de Meclis’te konuşarak sürdüremez.
Suç örgütü lideri Sedat Peker'in, bugün yayınlanan 8'inci videosunda dile getirdiği iddiaları Artı Gerçek yazarları ve Artı TV programcıları değerlendirdi.
Süleyman Soylu ve benzerlerini izlerken hep bu anımı hatırlarım. Galiba soruları geçiştirmek ve zamanı şova dönüştürmek için kullanma gibi konularda özel bir eğitimden geçiyorlar.
Uğur Mumcu ile birlikte laik kimliği ile bilinen başka önemli isimlere yönelik suikastları nedeniyle, “laik devlet” Hizbullah adını anmaktan geri durdu.
İnfaz projesine onay veren MGK’nın 'devletler gelecekleri için bu tip eylemler yapabilir' gerekçesi; Kürtleri düşmanlaştırmanın ve bozulan barış süreçlerinin arkasındaki gerçeğin ifadesi.
Asıl sorun, devlet denen mekanizmanın ‘niye çeşitli aralıklarla bu yapılara ihtiyaç duyduğu’ sorusunun yanıtıyla muhalefetin de yüzleşmeye yanaşmaması.
Teksas'tan farkı kalmamış ülkede bu davaya uygulanan da ancak 'Teksas hukuku' olur.
İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranlar baş köşede ağırladıkları sabah programlarında ‘bozulmamasını’ istedikleri aile örneklerini bol miktarda sergiliyor.
Pastadan pay kapma kavgasından ibaret değil, tanık olduklarımız. Güç odaklarının arasındaki siyaseti dizayn etme kavgasında etkili birer aktör olarak sahaya sürülmüşler.
Keşke CHP özel ile genelin, suç ile evrensel hakların yer değiştirdiği bu rejimde 'hapisse hapis' gibi gizli teslimiyet mesajları vermek yerine meşru mücadele yöntemlerine geçse.
Kamu görevi yapan memurlar için 'özel hayatın gizliliği'nden falan dem vurarak toplumla dalga geçmekte sakınca görmüyorlar.
Açık ki, geri çekildikçe alan genişleten topyekun bir İslamcı/ırkçı sistem saldırısı altındayız.
Öyle alıştık ki, vekaletimizi taşıyanların öfkemizi katlayan bir rahatlıkla sandığa havale ettikleri cesetlerimizin üst üste yığılmasını izliyoruz.
Meğerse Türkiye yıllardır Almanya’ya mülteci göndererek, AB fonlarıyla yarışacak kadar euro kazanıyormuş.
AKP’li belediyelerin insan kaçakçılığı yapmasından daha büyük skandal ancak 128 milyar doların nereye nasıl gittiğini öğrendiğimizde olabilir.
Erdoğan’ın epeydir hedefe koyduğu CHP ile ilgili vahim adımlar atma olasılığı güçleniyor. Sözün ötesinde çok emare ortaya çıkmaya başladı.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.