Ya da CHP ve Kılıçdaroğlu’nu yetersiz bulan, siyaseten eleştirenler yokluğunun iktidara ne kazandıracağını sorguluyor olabilir.
Bir siyasi parti liderini yeniden şu açıklamayı yapmak zorunda bırakmanın, Ahmet Hakan’ın Tahir Elçi’ye yaptığından bir farkı var mı?
İşte bu dil kitaplardan değil, ezberlerden değil, köhnemiş siyasetten değil hepsinin sınandığı yerden; emeğin, üretimin, alın terinin pişirdiği yakıcılıktan doğabilir ancak.
Zayıflamış iktidarların ‘dış güçlerle’ işbirliği ihtiyacının veya mecburiyetinin işleri “delikten aşağı süpürmeyin” yakarışına kadar vardırdığını görmüştük.
Ölümlerin, hekimlerin bütün itirazlarına rağmen ısrarla sürdürülen tedavi protokolündeki ilaçlarla ilgisi var mı?
Trump’ın devlet aygıtının dışına çıkarılmış, var olan emniyet ve ordu güçlerinden ayrı, saraya bağlı özel kuvvetleri, ‘örtülü’ milisleri yoktu.
Maaş ve tazminat gibi halen yasal olan haklarını alamayan madenciler, yaşam kurtarma mücadelesinden hak mücadelesine yalnız gittiler.
Salgında (aşı v.b) en önemli kalem olan koruyucu hizmetlere ayrılan bütçenin üç katına yakınının tedavi hizmetlerine ayrılması ‘hasta garantisi’nden mi?
Dilerim AKP’li kadın milletvekilleri EŞİK’e kulak verir, kadın mücadele tarihine kara bir sayfayla geçmeyi reddederler.
Bir milletvekili ağır bir iddiayı gündeme taşıyor ama satırlar arasında kaybolup gidiyor. Belki de bütün ülkenin bir deney sahası haline gelmesinden…
Kuşatma altında yaptığı o konuşma yalnız iktidara, iktidarın emirerlerine değil, muhalefete de, ülke solcusuna da atılan şamardı.
Yeni dönemde Cumhur İttifakı’na engel olabilecek, 'gayri-milli cephe'ye karşı hazırlık yapmışlar. Ve “düşman” cepheye karşı A-B-C planları hazırlamışlar.
Gelecek yeni hükümet de rövanşist davranmaya, düşman hukuku uygulamaya kalkarsa, önünde pek çok doküman bulacağına şüphe yok
Peki, madem yerel seçimlerde oylarıyla demokrasi lehine irade kullanmış toplumsal kesimlere sahip çıkılmıyor, her durumda “öteki” muamelesi görüyor, o zaman sizleri baş başa bırakalım.
Kürtler bunu ilk kez deneyimlemiyordu. İlk olan tek şey bu kez hayatta kalmalarıydı. Hafızamızı sıfırlamaya çalıştıkları bugünlerde, bilmeyen kalmasın ve unutulmasın diye…
Mehmet Can Çiftçi'nin, Aleyna Çakır’ın ölümü ve Başkent’in göbeğinde cirit atan çeteyle bağlarının olup olmadığı açığa çıkarılacaktır herhalde.
Tek fark, bölgede ekilen ırkçılık ve milliyetçilik tohumlarının radikal İslamcılıkla aşılanmış olması
Hesap sorulabilirlik ve hesap verilebilirlik ortadan kalkmışsa, hukuksuzluk ve adaletsizlik her alanı kaplamışsa, artık sağlığınızdan oturduğunuz eve hiçbir alanda güvenliğiniz kalmamıştır.
İktidarlar savaş politikalarını, egemenlik konforunu ve toplumsal mühendisliklerini kadın üzerinden sürdürmeye devam ettikçe bize kalan da hiç bıkmadan tekrarlamak oluyor.
Her ne kadar Giresun’daki ‘beton’ felaketi, adeta derelerin intikamı gibi “müjde”lerini kursaklarında bırakmış olsa da daha şapkadan çıkarılacak çok tavşan vardır Saray dehlizlerinde.
Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı alenen dinin hukuk alanına müdahalesiyken, dinin yasalara, yargıya adım adım temel referans olmaya başladığı açıkken…
'Defalarca yaptım, istediğin yere şikayet et! Bana bir şey olmaz' sözlerine bakılırsa başka hayatları da kararttığı anlaşılıyor.
Kadınların ve çocukların hayatı pahasına iktidarını tahkim etmeye çalışan azınlığın yönetimine topyekûn direnmek gerekir.
Ve sanki MHP’nin çok gurur verici bir tarihi varmış gibi “tarihinizi reddediyorsunuz” diyor.
Teşkilatın önemli destekçilerinden biri de Hüseyin Hacıoğlu’nun “abi”si Metin Külünk.
Bunu Ayşe Nur’a iletip Mamak ile ilgili bir kitap yayımlamak istediğimi söyleyince, 'Niye yapıyorsun bunu, ‘onlar’ bizi sevmez' dedi.
Türkiye’de Amerikalı baş patronuna karşı nerdeyse tek başına mücadele verdiğim IBM’in döner dizgi küreleri sürgünde tüm direniş mücadelemizin ana silahı olmuştu!
Muzaffer İlhan Erdost’u sonsuza uğurladığımız acılı günlerde en büyük doğum günü armağanım farklı kuşaklardan gazeteci, sanatçı ve akademisyenlerin pes etmeyen onurlu ortak direnişi.
Metin, Recai, on yıllar geçse de başka gazeteciler hep aynı ellerin, aynı odakların, aynı katillerin hedefinde oluyorlar.
TC Devleti’dir bu, kara listeye aldığı kişilere, doğup büyüdüğü topraklarda olsun, göçüp gitmek zorunda kaldığı diyarlarda olsun, bayramını da, yeni yıl kutlamasını da zehir eder!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.