İnci Hekimoğlu

İnci Hekimoğlu

Konuşma sırası sizde!

Ortada ağır iddialar, yanıtlanması gereken sorular varken Ahmet Davutoğlu da Tuğrul Türkeş de susmaya devam edemez. Muhalefet de Meclis’te konuşarak sürdüremez.

Bir suç örgütü lideri ülkeyi sallamaya devam ediyor. Milyonlarca insan bir tatil gününde saatini sabah 07.30’a kurarak, mesaiye mafya liderinin videosu ile başlarken, ülke siyasileri de olağan basın açıklamaları, olağan yalanlama demeçleri ve olağan Twitter mesajları ile devam ediyor.

Sanki Sedat Peker’in anlattıkları, ilgili isimler tarafından doğrulanmamış, sanki iktidarın tepesinden çeperine; en kritik görevdeki isimlere ilişkin korkunç iddialar ortaya atılmamış, sanki Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayetinde kontrgerillanın bütün birimleri ve işlevleri gözümüzün önüne serilmemiş gibi…

Bırakın Sedat Peker’i bir yana. Halen görevde olan İçişleri Bakanı, şu klişe deyimle 80 milyonun önünde 17-25 Aralık Skandalı’yla ortaya çıkanları -kısmen de olsa- doğruladı! Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun evinden çıkan para kasalarından söz etti.

Şu ana dek, bir tek siyasi şahsiyet çıkıp İçişleri Bakanı’nı Muammer Güler ve para kasaları ile ilgili açıklama yapmaya davet etmediği gibi, bildiklerini saklayarak suç işlediğini de söylemedi.

Kabul etmek gerekir ki, Sedat Peker’in son videosuna kadar bütün iddiaları, bizzat işaret ettiği isimlerce doğrulandı. 

Ya sekizinci videoda anlattıkları… Suriye’ye giden MİT TIR’larının SADAT’a ait olduğunu, Bayır-Bucak Türkmenlerine değil El-Nusra’ya gittiğini, Suriye’den kaçak ham petrol, alüminyum getirildiğini iddia etti.

MİT TIR’larını Cumhuriyet gazetesinde yazdığı için "vatan haini" ilan edilen Can Dündar, hakkında açılan davalar nedeniyle yurt dışına gitmek zorunda kaldı.

Peki bu açıklamayı Sedat Peker’den önce yapan kimdi?

Söyleyeyim; iktidarın bugünkü ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli!

Bakın 2015 yılında Bayburt mitinginde Erdoğan ve dönemim Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na neler söylüyor:

"Erdoğan Türkiye'yi böyle bir açmaz ve çukura nasıl sürüklemiştir? Erdoğan hangi yetkiyle eli kanlı gruplara silah sevkıyatı yapmış, ne gibi çıkarlar elde etmiştir? Davutoğlu kimlerin silahını, hangi mihraklar adına ve hangi terörist gruplara gönderilmesine suç ortaklığı yapmıştır? Davutoğlu 1,5 yıldır gerçekleri çarpıtmış, teröristleri silahlandırmıştır."

Bahçeli daha o tarihte, silahların Türkmenlere gitmediğini bilmekle kalmıyor; doğrudan Erdoğan’ı "çıkar elde etmekle" suçluyor.

O zaman ilk soruyu Bahçeli’ye soralım:

-Bunları bildiğiniz halde neden Erdoğan’a destek vererek iktidarda kalmasını sağladınız?

Bahçeli’den sonra MİT TIR’ları gerçeğini açıklayan Aydınlık gazetesiydi. Bunca haber yayınlayıp, konu üzerine analizler yapan Perinçek’e sorulacak tek soru var:

-Arşivini imha etmiş olabilir mi?

Ama 2017 yılında CNN’de "Bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum. Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu. Bilerek söylüyorum. iddia ederek söylüyorum" diyen eski MHP’li, halen AKP milletvekili Tuğrul Türkeş’e mutlaka sormak gerekir.

-Bu kadar iyi bildiğiniz "silahlar" konusunda elinizdeki belge ve bilgileri ne zaman açıklayacaksınız?

Tuğrul Türkeş’e "Vallahi de billahi de o tırlar Bayırbucak Türkmenleri’ne gidiyordu" diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması gereken soru, haliyle daha çok.

-Örneğin Başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalmasaydınız, bu kirli çarka göz yummaya devam edecek miydiniz?

-Şimdi bir muhalefet partisi lideri olarak kendinizi, kamuoyuna ve yetkili mercilere bildiklerinizi söylemek zorunda hissetmiyor musunuz?

Bu isimlere kendi açıklamalarına dayanarak sorular soruyorum. Oysa Saray’a ve Saray eşrafına hiç soru sormadığımı fark etmişsinizdir. Onlar, Sedat Peker’in iddialarına bütün bu işleri "vatan hainlerine" karşı ve "milli değerler" uğruna yaptıkları için bugüne kadar kabul ettikleri tek bir "hata"ları olmadı. Olamaz da!

Belki ileride Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin sorularına muhatap olur, seçmenlerinden esirgedikleri "devlet sırlarını" orada anlatırlar.

Biz şimdilik Sedat Peker’in bir sonraki videosunu beklemekteyiz. Sedat Peker gibi biri, 15 Temmuz’daki sivillere ilişkin şehitlik yasasının çıkarılmasını sağladığını iddia edebiliyorsa, nasıl beklemeyelim bir sonraki ifşaatlarını.

15 Temmuz’da silah kullanan ve kim bilir kimleri öldüren adamlarını kurtarmak için yasa çıkartılmasını sağladığını iddia eden bir mafya lideri OMERTA’yı bozmuşsa dünyanın her yerinde dinlenir de, videodan değil. Korumaya alınmış bir tanık olarak mahkemede.

Ama siyasiler, özellikle de iddiaların odağındaki iktidar mensupları için bir şeyler değişmeli değil mi?

Mesela hemen "milli beka" için, erken seçim kararı alabilirler. Hatta bizimki gibi özgür, demokratik hukuk devletlerinde, bu kadar ağır bir şaibeyle ülke yönetilemeyeceğinden o koltuklardan kalkılır ve bir mutabakat hükümetiyle ülke en erken tarihte seçime götürülür. 

Yapmıyorlar ve yapmayacaklarsa bu kez muhalefete dönüp soralım.

-Meclis’ten topyekun çekilerek iktidarı seçime zorlamayı düşünüyor musunuz?

-Ülke sınırlarını çoktan aşıp, uluslararası yargının ilgi alanına taşınmış iddialar karşısında, işlevsiz meclis önergeleri ve Salı toplantılarıyla yetinmeyi sürdürecek misiniz?

-Muhalefet partileri olarak gündeminizde, ortak bir yol haritası ile kamuoyunun beklentisine yanıt verme ve belirsizliği dağıtma seçeneği var mı?  

-7 Kasım 2015 öncesindeki gibi halkların korku iklimiyle teslim alınmasını izleyerek sandığı iktidara teslim etme deneyimini tekrarlamayı "milli beka" için hâlâ daha yararlı buluyor musunuz?

-Ve Suriye tezkerelerine onay vermek, HDP’yi ötekileştirmeye devam etmek gibi iktidara payanda olan siyasetiniz nedeniyle özeleştiri yapmak aklınıza geliyor mu?

Hiçbirinin olmayacağını biliyorum elbette ama "olağan"la "olağanüstü"nün yer değiştirdiği bu ülkede, Meclis partilerine olması gerekeni sıklıkla hatırlatmakta yarar var. Toplumsal muhalefete de…

Muhalefeti siyaset değiştirmeye, iddiaların odağındaki kişileri de hesap vermeye zorlamak toplumsal muhalefete kalmış görünüyor.

Muhatapları açıktaki sorulara yanıt vermeye, konuşmaya zorlamak da bizim görevimiz olsun.

Kamuoyuna açıklama yapmak zorundalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İnci Hekimoğlu Arşivi