Coca Cola İslamcılığı

İşçilerin hak silahı grevi tehdit olarak görenler tabii ki, küresel kapitalist tüketimin kutsalı Coca Cola'nın açılışını yapar, ama onu 'meyve suyu'  olarak sunarlar.

Yakın zamanda Mavi Marmara Davası ile açığa çıkmıştı Türkiye siyasal İslamcılığının "davacılığı"...

Ölenlerin ailelerinin dinmeyen acıları bir yana, Gazze ablukasının meşruiyetini sağlamakla itham edilen anlaşmaya gösterilemeyen tepki diğer yana. 

"Pelikan" İslamcılığının sözünün geçtiği "Yeni Türkiye" ye bakınca, Milli Görüş çizgisinin "Adil düzeni"ne oldukça mesafeli bu cenahta her şey mübah.  

Emeğinden başka hiçbir değişim değeri olmayan yoksullardan da oy alan iktidarın alaycı kibrinin fütursuzluğundan öğrenmedik mi, OHAL'in patronlar için de olduğunu. 

Kayıt içi ya da kayıt dışı,  işçilerin hak silahı grevi tehdit olarak görenler tabii ki, küresel kapitalist tüketimin kutsalı Coca Cola'nın açılışını yapar, ama onu "meyve suyu"  olarak saklar. 

Patronlar Kulübü'nün OHAL'le derdi olmadığından olsa gerek, Nisan 2017'de Anadolu Grubu Icra Başkanı Hurşit Zorlu imzalı  " İçecek Grubumuz şirketlerinden Coca-Cola İçecek (CCI) ile ...Türkiye'deki 10. fabrikamız olan Isparta fabrikasını hizmete alıyoruz" açıklama unutulur, "meyve suyu" fabrikası açılışı olarak duyurulur. Kurumsal sayfadaki Coca Cola İçecek bölümündeki haberlere tıkladığınızda da "Ya içerik kaldırıldı ya da sayfaya geçici olarak ulaşamıyorsunuz" yazısına ulaşılılır. 

Memleket sağ İslamcı ahlakın Coca Cola'ya İsrail devletine yardım ettiği algısı üzerinden öfkelenebileceğini öngörenler *Meyve suyu" çözümünü bulsalar da, paniklemelerinin gereksiz olduğu hemen anlaşıldı. İşi "Gazlı içecekler sağlığa zararlıdır" a bağladılar. 

Bu iki yüzlü ahlakın, Coca Cola'nın, dünyadaki su kaynaklarını nasıl tükettiğini, bazı ülkelerde işçi hakları için mücadele eden sendika liderlerini öldüren para militer grupları nasıl desteklediğini anlatacak ya da itirazını bunun üzerinden kuracak hali yok tabii ki.  AK Parti ile ters düşen, trollerin "susturun" dediği Furkan Vakfı'nın açıklamaları da bu nedenle samimi değil. 

Bu vesile ile "The Coca Cola Case" belgeselini izlemenizi öneririm. German Gutierrez ve Carmen Garcia imzalı belgeselde Kolombiya'daki sendikacı cinayetlerinde paramiliter güçleri desteklediği belirtilen Coca Cola'ya açılan dava anlatılır.  5 yıl boyunca " Coca Cola Öldürür" kampanyası yürütülür.  Bu kampanyaların ardından cinayetler durur. Avukatlar bunu bir delil olarak değerlendirir.  Ancak içecek devi Cola'nın Kolombiya'daki şişeleme fabrikalarıyla yasal bağı bulunamaz. Coca Cola sadece marka değerinden 680 milyon dolar kaybeder.  

Coca Cola'nın yasal engellemeleri nedeniyle  o dönem az sayıda izleyici ile buluşabilen belgeselin "Müslüman kanı içme" kampanyasını yürütenlere iyi bir  yanıt olduğu aşikar.  "İşçi kanı içme" diyemiyecekler çünkü. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi