Devlet ve enflasyon

2015 sonrası hukuksuzluk meyvelerini veriyor (!), yeniden yükselen çift haneli faizler, çift haneli enflasyon, yüzde üçün altına düşen büyüme oranları, yani yeniden, bir kez daha ve çok şiddetli olarak "başarısız devlet" görüntüsü.

Eser KARAKAŞ

Enflasyonu çok ama çok ciddiye almamız gerekiyor.

İktisatçılar ama iyi iktisatçılar için yüksek enflasyon büyük bir beladır çünkü fiyat-piyasa mekanizmasının işleyişini çok büyük ölçüde aksatır, herkes, tüketici, tasarrufçu, yatırımcı  enflasyon ortamında yanlış sinyaller alır ve bu yanlış sinyaller doğrultusunda da yanlış kararlar verir.

1970’lerin sonunda Türkiye’de evlerde voltaj iniş, çıkışları yaşanırken tüm elektronik aletlerin bozulması, regülatör satıcılarının zengin olması gibi.

Ekonomide alınan yanlış kararların faturası da, şekilde görüldüğü gibi, düşük büyüme, fakirliktir.

Kimse, özellikle iktidara yakın kesimler pek itiraz edemesin diye, doğrudan Hazine’nin verileri kullanıyorum (hazine.gov.tr).

2001 senesinde Türkiye, resmi verilere göre, dünyanın, 177 ülke içinde, en yüksek enflasyonlu üçüncü ülkesi.

Büyüme, hukuk devleti de yerlerde sürünüyor, 28 Şubat ortamı, tam bir başarısız devlet "failed state" görüntüsü, 1995-2001 arası senelik enflasyon ortalaması yüzde 71.6, başka şey söylemeye gerek var mı?

2002 AKP iktidarıyla birlikte enflasyon oranlarında belirgin bir iyileşme görülüyor.

Enflasyon oranlarındaki bu belirgin iyileşme, tek haneye inen enflasyon oranı kanımca devletin yavaş yavaş "başarısız devlet" statüsünden çıkmaya başlamasının, hukuk devleti ilkelerinin ve uygulamalarının AB standartlarına yaklaşmasının bir sonucu.

Çok sert ama genel anlamda doğru bir ara saptama yapacağım: Yüksek enflasyonun temel nedeni devletin devlet olmaktan çıkmasıdır, enflasyon başarısız devletin en aritmetik göstergesidir.

Hukuksuzluk yani başarısız devlet enflasyonu, enflasyon da düşük büyümeyi ve fakirliği üretir.

2006, 2007 senelerinde, Türkiye AKP yönetiminde, enflasyon oranlarını tek haneli oranlara çekiyor ve dünyada da ilk üçe girmekten kurtulup en kötü 60 ülke arasına tırmanıyor.

Özetle, Türkiye 2000’li yılların ilk senelerinde, 2003-2008 arası diyelim, "başarısız devlet" durumundan biraz da olsa burnunu çıkarıyor ve böylece de enflasyon düşüyor, büyüme yükseliyor.

2010 sonrası ise bambaşka şeyler oluyor.

Nedenlerini tartışırız, zaten tartıştık, tartışıyoruz, AKP 2010 sonrası AB çizgisinden yani evrensel hukuk devleti standartlarından çok yanlış bir tercih ve yine çok yanlış ittifaklar arayışıyla sapıyor.

AB çizgisinden sapış, Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yapmaktan vazgeçme süreci Türkiye’yi yeniden bir "başarısız devlet" (failed state) durumuna getiriyor.

Bu konuda zaten istidatlı bir ülke idik yani zemin müsait idi, bir iki sene kendimiz olmaktan vazgeçer gibi olduk ama sonra hemen toparlandık (!), hukuksuzlukla nikah tazeledik.

Yine Hazine verilerinden aktarıyorum, 177 ülke arasında yüksek enflasyonlu ülkeler sıralamasında yine yirmili sıralara geldik.

Büyüme oranları da yüzde üçün altına doğru sarkmaya başladı.

Kimse, bütçe açıkları bu kadar düşük iken, bu konu da çok yakında olumsuz anlamda gündeme gelebilir, dünyada en yüksek enflasyonlu yirmi, yirmi beş ülke arasına yeniden nasıl girdiğimizi tartışmıyor.

Bu konunun kanımca yegane yanıtı yeniden "başarısız devlet" pozisyonuna, hukuksuzluğa geri dönmemiz.

Hazinenin sitesinde göremediğimiz başka istatistiki sıralamalarda dünya ülkeleri arasında, mesela hukuk devleti endeksi sıralamasında, mesela basın özgürlüğü sıralamasında, mesela hapisteki gazeteci sayıları sırasında, mesela ifade özgürlüğü sıralamasında başaşağı gidiyoruz.

Aslında tablo son derece tutarlı, teori ile uyumlu, hukuk aşağı, enflasyon yukarı, büyüme yine aşağı.

2003 öncesi yani 28 Şubat günleri, hukuksuzluk tavan yapmış, tam bir "başarısız devlet", çok yüksek enflasyon oranları, çok yüksek bütçe açıkları ve çok düşük, hatta negatif büyüme oranları.

2004 ve hemen sonrasında ise, AB ile müzakere süreci günlerinde de yine teori ile çok uyumlu bir süreç gündemde.

Düzelen hukuk devleti görüntüsü, düşen bütçe açıkları, faizler ve enflasyon, yükselen büyüme oranları.

2010 sonrası ise yine öze dönüş, hukuk devleti kavramının aniden ve yeniden çöküşü.

2015 sonrası ise hukuksuzluk meyvelerini veriyor (!), yeniden yükselen, çift haneli faizler, yeniden çift haneli enflasyon, yeniden yüzde üçün altına düşen büyüme oranları, yani yeniden, bir kez daha ve çok şiddetli olarak "başarısız devlet" görüntüsü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi