Candan Yıldız

Candan Yıldız

'Dindar nesil' projesi

“Paralel MEB” eleştirilerinin yapıldığı Türkiye Maarif Vakfı’nın da ayrı ele alınması gerekiyor. Zira bu vakfın faaliyet alanları içinde de okul öncesi eğitim yer alıyor.

Yıl 27 Şubat 2016… Cumhurbaşkanı Erdoğan Ensar Vakfı Olağan Kongresi’nde oldukça kalabalık bir gruba seslenirken başbakanlığı döneminde sarf ettiği "Dindar bir nesil yetiştireceğiz" sözlerinin arkasında durur ve "Hedefimiz dindar nesildir çünkü biz şunu biliyorduk, bitaraf olan bertaraf olur"  der. Devletin yeniden yapılanmasında yeni kadrolarının yetiştirilmesini esas alacak eğitim sistemindeki yapısal dönüşüm 2012’de  "4+4+4 " sistemiyle devreye sokulur. Eğitimdeki kadro ve kurum hegemonyasını devletle paylaşan Gülen Cemaati ise bu tarihte hala etkindir. 15 Temmuz sonrası ise güç paylaşımında sahne bir tek AK Parti iktidarına kalır. "Dindar neslin"  yani "Yeni Türkiye"nin  öncü kadroları hedefine ulaşmak için örgün örgütlenme başlar.

Adalet yürüyüşünde karşılaştığım ve Şubat KHK’sı ile işsiz bırakılan Çaycuma- Eğitim Sen’li öğretmenler anlatır Diyanet’in "Yeni Türkiye"deki misyonunu. Milli Eğitim Bakanlığı 2009 yılında okul öncesi eğitimin zorunlu olması için başlattığı projeden 2012 yılında çıkarılan 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte vazgeçer. Bu tarih, "7 Şubat Mit Krizi"nin ardından  Gülen Cemaati ile açıktan yaşanacak çatışmanın olduğu yıla denk gelir. Eğitim alanında güçlü olan yapıya açılacak savaşın ardından olası boşluğun nasıl doldurulacağı planına ek olarak "Dindar nesil" hedefi için Diyanet bünyesinde açılan 4-6 yaş Kur’an Kursları ile devreye sokulur. 28 Şubat’ın ürünlerinden biri olan Kur’an kurslarına giden çocuklara 12 yaş sınırı getiren uygulamanın aynı dönemde kaldırılması bu kursların önünü açar.

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü okul öncesi eğitimin yerini alan Kur’an kurslarıyla ilgili bir program hazırlar. Gerekçelerden biri örgün eğitimdeki zorunlu din eğitiminin yanı sıra yaygın din eğitimini sağlamak. " Kurslara devam eden 23 ve üzeri yaş grubu yetişkin ev hanımlarının önemli bir kısmının 4-6 yaş arası çocuk sahibi olması" da gerekçe olarak sunulur. Kadınların çocuk bakımı yükünün azaltılması dolayımı ile ailelerin "rıza" göstermesinin formüllerinden biri gerekçeler arasında yer alır.

Programda 4-6 yaş grubundaki çocukların haftalık 18 saat dini bilgiler eğitimi ve Kur’an dersleri alması planlanır.

 

Proje,  2013-2014 eğitim öğretim yılında pilot olarak seçilen on ilde; Ankara, İstanbul ve İzmir’de 10’ar, Adana, Kayseri, Diyarbakır, Gaziantep, Samsun, Erzincan ve Rize’de 5’er sınıfı geçmeyecek şekilde uygulanır.  2014-2015 eğitim-öğretim yılından itibaren ise Türkiye genelinde uygulanmaya başlar.  2017 tarihi itibariyle bu kurslardaki öğrenci sayısı ise 67 bin 956’ya ulaşır.

Okul öncesi din eğitimi kursları sadece müftülükler bünyesinde açılmaz.  Kaymakamlıklar bünyesindeki yardımlaşma vakıfları, belediyeler ve dini cemaatler de çocuklar için Kur’an kursları açar. Örneğin; büyükşehir belediyesinin desteği ile Kocaeli’de 4-6 yaş Kur’an kursu açılır. Belediye başkan vekilinin açılışta yaptığı bir konuşma bu okullarla amaçlananın ne olduğuna ilişkin ipucu verir: "Bu kurslar yarının mert, sözünün eri babalarını ve yarının anneleri olacak kız çocuklarımızı hayata imanla ve güzel ahlâklı hazırlayacak olan en önemli geçiş noktaları olacaktır"

"Paralel MEB" eleştirilerinin yapıldığı Türkiye Maarif Vakfı’nın da ayrı ele alınması gerekiyor. Zira bu vakfın faaliyet alanları içinde de okul öncesi eğitim yer alıyor. Üstelik ayni ve nakdi destekler  okul öncesi eğitimi de kapsıyor.

Okul öncesi dini eğitimin teşvik edilmesi, yaygınlaşması, eğitimde ağırlığın nereye verileceğinin bir göstergesi. Uygulama daha çok yeni. Ancak işin DNA’sı olduğu da kesin.

 

 


 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Candan Yıldız Arşivi