Dün korkudan kendini eve kapatan Gülay, bugün şiddet gören kadınları kurtarıyor

Dijital ve psikolojik şiddete maruz kaldıktan sonra sesini duyurmayı başarıp hukuk mücadelesine başlayan Gülay Mübarek'in hikâyesi benzer durumdaki kadınlar için ilham veriyor.

Gülay Mübarek’in hikâyesini 2 yıl önce yazmıştım.

29 yaşındaydı; birileri sesini duysun, peşindeki erkeği durdursun istiyordu.

İnternette tanışıp sadece iki ay iletişim kurduğu adam, iki yıldır Gülay’a psikolojik ve dijital şiddet uyguluyordu.

Gülay’ın ailesine ve çevresindekilere küfür ve tehdit dolu mesajlar atıyor; genç kadının işyerini arayıp patronuyla kavga ediyordu. Gülay, onun yüzünden işinden oldu.

Facebook’ta Gülay’ın adıyla onlarca sayfa, sayısı 250’yi geçen sahte hesap açmıştı. Gülay’ın yaşadığı ilçenin yerel sayfalarında Gülay’ın fotoğraflarını iftira, küfür ve hakaretlerle paylaşıyordu.

Gülay, 2016’nın sonunda adamdan şikâyetçi oldu.

Adam "Seni mahkeme kurtarmaz. O hapse girsem de sana tecavüz edeceğim ve seni öldüreceğim" dedi.

Gülay’ı 4 yaşındaki yeğenine tecavüz etmekle bile tehdit etmişti.

Ve bu adam o sırada bir ilköğretim okulunda ücretli öğretmenlik yapıyordu.

Adamın ifadesi, Gülay’ın şikâyetinden 6 ay sonra alındı.

Gülay’ın dosyasına bakan savcı iki kez değişti.

Gülay bana ulaşıp hikâyesini yazmamı istediğinde, hâlâ iddianame yoktu. Savcılığa gidip soruyor, yanıt alamıyordu.

Önünde Helin Palandöken gibi bir örnek vardı.

17 yaşındaki Helin de, Gülay gibi ısrarlı takibe maruz kalmış, sonunda reddettiği erkek tarafından pompalı tüfekle öldürülmüştü.

Gülay’ın hikâyesini yazdıktan sonra, iki yıldır gözünü kulağını kapamış yetkililer Gülay’ın sesini duydu. Çünkü kamuoyu Gülay’ın başına gelenlere tepki göstermişti.

Gülay’ın peşindeki adam gözaltına alındı.

7 aylık tutukluluk sürecinin sonunda, hapisten çıkar çıkmaz da Gülay’ı tehdit etmeye devam etti. Gülay, yeniden şikâyetçi oldu, yeniden koruma kararı çıkarttı.

Dava sürüyor.

Gülay’ın defalarca şikâyeti sonucunda, adam hakkında kamu davası da açıldı.

2 yıldan fazla bir süreyi avukat-karakol-savcılık ve adliye koridorlarında geçiren Gülay, onu koruyan kanunu ve haklarını bir avukat kadar öğrenmişti. Öyle ki, şikâyetçi olduğu adam ile arasında kan bağı olmadığı için koruma kararı veremeyeceğini söyleyen yeni atanmış savcıya 6284 sayılı kanunun içeriğini anlattı.


KADINLAR EL ELE VERİP HAYATLARINA SAHİP ÇIKIYORLAR

Üstelik, Gülay artık kadın hareketinin bir parçası olarak, bu ülkedeki tüm kadınların hak mücadelesinde sesiyle, sözüyle, fikriyle yer alıyor.

Bazen sosyal medyada bir paylaşım, bazen bir ev ziyareti, bazen telefonda dertleşme, çözüm arayışı, bazen kadın haklarını anlatan eğitimler...

Bir yıl öncesine kadar korkudan kendini eve kapatan Gülay, "Bana yardım et, beni kurtar" diyen başka bir kadını, ötesini hiç düşünmeden, gözü dönmüş bir kocanın yanından, filmleri aratmayacak bir aksiyonla kaçırma noktasına geldi.

O kadınla el ele verip birlikte hayatlarına sahip çıktılar. Yıllardır kocası dışında kimseyle konuşmadığı için neredeyse konuşmayı unutan kadın, Gülay’ın da desteğiyle 7 aydır çalışıyor, kendi ayakları üzerinde duruyor.

Gülay, Antakya Mor Dayanışma Kadın Derneği’nden içeri adımını atarak kadın hareketine dahil oldu. Kadın dayanışmasının gücünü bu dernek sayesinde keşfetti.

Gülay, 25 Kasım, 8 Mart ve 1 Mayıs’ta kadınların hakları için meydanlarda en önde yer aldı. Yaşadığı ilde erkek şiddetine maruz kalmış her kadının davasına katıldı. Flormar direnişçilerine mektuplar yazdı. Bir partinin kadın kolları başkanı ile el ele vererek kentinde Down Sendromlular ve Engelliler Derneği’ni kurdu. Ön yargılı olduğu farklı etnik ve görüşten kadınlarla bir araya gelince hiçbir şeyin ona anlatıldığı gibi olmadığını gördü. Ön yargılarını yıktı.

Gülay, peşindeki erkek yüzünden iki kere işten kovulduğu için yeni iş başvurularında eski işverenlerini referans olarak gösteremiyordu. İş bulmakta çok zorlanıyordu.

Ama madem onu kimse işe almıyordu; o zaman o da kendi işini kuracaktı ve ekibi onun hikâyesine benzer hikâyeleri olan kadınlardan oluşacaktı.

Gülay, kadınlarla beraber bir temizlik şirketi kurmaya karar verdi. Kendi paralarını kazanıp kendi işlerinin patronu ve çalışanı olacaklardı.

Ardı ardına yeni işler alıyor, canla başla çalışıyor, hayatlarına sahip çıkıyorlar. Birkaç ay öncesine kadar mağdur sayılan kadınlar el ele verdi, onları ezen düzene meydan okuyorlar.

Türkiye kadına şiddet vakalarından geçilmiyor, doğru.

Her gün milyonlarca kadın şiddetin bir türüne maruz kalıyor.

Ama Türkiye’de Gülay gibi kadınlar da var.

Mağduriyetten sıyrılıp ilham kaynağına dönüşen kadınlar var.

Ve her geçen gün, sayıları artıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Melis Alphan Arşivi