Eser Karakaş
Dünyanın en büyük şirketleri neler öğretiyor?
Ünlü yönetim bilimci Peter Drucker’ın ünlü ve ünlü olduğu kadar da doğru bir ifadesi: "Ölçemediğiniz bir şeyi kontrol edemezsiniz, kontrol edemediğiniz bir şeyi de yönetemezsiniz".
Çok önemli bir söz.
Türkiye’nin bu sözden öğreneceği çok şey var.
Türkiye’de maalesef artık kimse TÜİK’in enflasyon hesaplarına inanmıyor, ölçümlerde sorunlar var ve Türkiye de dünya enflasyon liginde en kötü on ülke içine girmek üzere.
Enflasyonun sorumlusu Merkez Bankası ama Merkez Bankası sitesinde o ünlü 128 milyar doların, kime satıldığını demiyorum, bu gizli olabilir ama hangi tarihte kaç TL’den satıldığını bile göremiyoruz.
Gel de kurların yükselmesine engel ol bu muamma ortamında.
Sağlık Bakanlığı uzun zaman gerçek covid vaka sayılarını toplumla paylaşamadı.
Doğru ölçemedin ya da ölçtüğünü saydamlaştır(a)madın, doğru da yönetemiyorsun şimdi.
TÜİK ölüm istatistiklerini hala yayınlayamıyor mesela. Neden?
***
Uluslararası siyasette de durum aynı; küresel siyasette vahim hatalar yapmamak için ekonomiyi mukayeseli olarak iyi ölçeceksin ve adımlarını da buna göre atacaksın.
Bir süre dünyanın en büyük şirketleriyle ilgili büyüklükleri aktarmak istiyorum okurlara; bu arka arkaya da olabilir ama araya girecek önemli konular sırayı biraz da aksatabilir; bu şirketlerin dönüşümlerinin dünyayı iyi algılayabilmek için çok önemli olduğu kanısındayım.
Bu şirketlerin büyüklükleri, son senelerde büyük hızla dönüşen iştigal alanları herkesi, hepimizi çok yakından ilgilendirmeli.
Dünyanın en büyük yüz şirketinin ülke dağılımı küresel güç dengesini anlamak için de önemli.
İlk yüz büyük şirketin 59’u ABD şirketi.
Sadece bu durum bile ABD’nin hem ekonomide hem de ekonominin türev alanlarında, demokrasi, teknoloji, küresel askeri güç vs., hala dünyanın tartışmasız en büyük ülke olduğunu gösteriyor.
ABD üniversitelerinin çok açık farkla dünyanın en iyi üniversiteleri olduğu gerçeği, ABD’nin bu küresel üstünlüğünün daha uzun sürelerde devam edeceğini gösteriyor.
Önümüzdeki yazılardan birinde değineceğim, dünyanın en innovatif (yenilik üretici) şirketleri sıralamasında da ABD şirketleri yine açık farkla öndeler.
Bu inovasyon öncülüğünün de ABD üniversitelerinin verimliliğinden ve ABD’deki demokratik ortamdan kaynaklandığı açık.
İlk yüz şirket içinde ikinci ülke 14 şirket ile Çin geliyor; Çin’in hakkını yemeyelim, bu başarı son otuz senenin başarısı ama benim şahsi kanaatim Çin’in gelebileceği en iyi yere geldiği, bundan sonra nispi gerilemelerin kendilerini beklediği.
Bu arada Türkiye’den de bahsetmemek imkansız.
Türkiye’nin milli geliri sekiz yüz milyar (0.8 trilyon) dolar ve dünyanın büyük şirketleri arasında maalesef bizden şirket yok şimdilik.
Gelelim dünyanın en büyük on şirketi sıralamasına ve bu şirketlerin borsa değerlerine:
Yukarıda Türkiye’nin milli gelirinin senede 800 milyar ABD doları olduğunu belirtmiş idik, başka bir ifade ile Apple’ın borsa değeri Türkiye’nin bir senede ürettiği toplam katma değerin yaklaşık iki buçuk katı.
Bu manzara sevimsiz bir manzara ama en azından bu manzarayı ciddiye almak ve uluslararası siyasette adımlarımızı buna göre atmalıyız.
"Mesela ABD bizi kıskanıyor" derken iki kere düşünmek gibi.