Ayşe Yıldırım

Ayşe Yıldırım

En öldürücü silah: Ayağı kayan polis!

Katil polislerin savunmaları hep aynı; sendeleyip düşüyorlar ve silahları ateş alıyor. Bu kez işin içine din sosu ve pandemi de eklendi.

"Adana’da ‘Dur’ ihtarına uymayıp kaçınca polise başka çare bırakmadı." 

18 yaşından gün almış Ali’nin öldürülmesini böyle savundular.

Kimisi "Polisin uygulamasından kaçtı" dedi, kimisi "kazara vuruldu", kimisi "ayağından vurularak yakalandı."

Öldürdüler Ali’yi. Polis, yakın mesafeden kalbine nişan alarak öldürdü. Polis öldürdü, çukur medya Ali’yi öldürenleri savundu.

Belki de o görüntüler ortaya çıkmasaydı devam edeceklerdi senaryolarına. Kim bilir neler söyleyeceklerdi Ali için.

Hiç söylemediler mi sanki.

2017 Newroz’unda öldürdükleri Kemal Kurkut gibi. Ne demişlerdi Kemal için; "canlı bomba." Sonra görüntüler ortaya çıktı. Kemal yarı çıplak vaziyetteydi. Elindeki bıçağı kendisine doğrultmuştu. Kontrol noktasında polislerle tartıştıktan sonra koşmaya başlamıştı. Sırtından vurdular Kemal’i. O görüntüler olmasaydı cinayeti gizleyeceklerdi; Kemal’i "canlı bomba" diye anlatmaya devam edeceklerdi.

Ankara Keçiören’de Cem Aygün’ü öldürmüşlerdi. "Dur" ihtarına uymadığını, kaçtığını söylüyorlardı. Onu vuran polis, "Kayarak düştüm. Parmağım tabancanın tetiğindeydi, dirseğim yere değince tetikte bulunan parmağım etkisiyle silah bir kez ateş aldı. Bu sırada maktulü görmüyordum" dedi.

Oysa görgü tanığı vardı. "Kurtarın beni" diye bağırıyordu Cem. Polis, onun vücudunu hedef alarak ateş etmişti. Cem vurulmasına rağmen koşmaya devam ediyordu. Bir tünele girdi ikinci el silah sesi oradan geldi. Ve "beni kurtarın" dedikten sonra yere düştü.

Baran Tursun’u da böyle öldürdüler İzmir’de. 20 yaşındaydı. Arabasıyla arkadaşlarıyla bir kutlamadan dönüyordu. Polis kontrolünü görünce gaza bastı. Daha önce alkollü yakalanmış ve ehliyetine el konmuştu. Kim bilir ne düşündü, korktu ve kaçmaya başladı. Vurdular Baran’ı.

Hastaneye "trafik kazası" diye götürdüler. Ensesinden kurşun çekirdeği çıkmasaydı, görgü tanıkları olmasaydı kim bilir daha neler diyeceklerdi. Polis kazayla tek el ateş ettiğini söylüyordu:

"Tedbir amaçlı olarak, silahımızı kılıfından çıkarmıştık ve elimizde tutuyorduk. Sürücü aracı hızla üzerimize sürdü. Kendimi sağa doğru atarken yere düştüm ve elimdeki silah bir anda ateş aldı. Jipe kasıtlı olarak ateş etmedim. Olay tamamen kaza."

Sonra ifadesini değiştirdi o polis. Bu kez "lastiğe ateş ettim" dedi.

Oysa arabada üç kurşun deliği bulunmuştu. Dördüncü kurşun ise Baran’ın ensesinde. Yani arkadan ateş edilmişti…

Baran’ın babası Mehmet Tursun, yıllarca adalet peşinde koştu, polislerin yalanını ortaya çıkarmaya çalıştı…

Antalya’da 18 yaşındaki Çağdaş Gemlik’i de böyle vurdular. Arkadaşının gözü önünde. Sonra da aynı yalanı söylediler:

"Dur diye ikaz edip havaya bir el ateş ettim. Yeniden ikaz etmek isterken ayağım mıcır yüzünden kaydı. Bu sırada elimde olan tabanca patladı."

Oysa Çağdaş o sırada durmuştu zaten. Ve polis, Çağdaş’ı vurmuştu. Kurşun Çağdaş’ın sol kulak arkasından girip sağ kaş yanından çıkmıştı.

Diyarbakır’da Özgür Arda’yı da böyle vurdular. Arkasından ateş edip kalbinden vurarak öldürdüler. Aynı şeyi söylüyordu katil polis. Kovalamaca sırasında uyarı için havaya ateş açarken "sendeleyip yere düşmüş ve o sırada bir silah sesi duymuş"!

Üstelik Özgür’ün silahlı olduğunu iddia etmişti ama görüntülerde silah da yoktu.

İşte 3 bin lira cezadan kaçan Ali Hemdani’yi de böyle vurdular.

Ve aynı savunmayı yaptılar. Ali’yi vuran polis "oruçlu olduğu için sendeleyip düştüğünü, elindeki eldivenden dolayı silahının havaya ateş etmek isterken ateş aldığını" söylemiş.

Hep sendeleyip düşünce silahları ateş alıyordu, şimdi işin içine "oruç" ve "eldiven"i de katmış oldular. Ne de olsa dönem bunu gerektiriyor. Dini bütün polis, pandemi nedeniyle elindeki eldivenin de azizliğine uğramış!

Peki, Ali’nin sedyedeki kalbinden vurulduğunu gösteren o görüntüler olmasaydı Ali’nin nasıl öldürüldüğünü öğrenebilecek miydik? 

Peki ya bugüne dek öğrendiklerimiz? 

Bakmayın siz "devlet büyükleri"nin Ali’nin ailesini aramalarına, soruşturmanın eksiksiz sürdürüleceği laflarına. Hangi polis ne ceza aldı bugüne değin. 

Bakmayın o polisin tutuklanmasına… Bir süre sonra o da tıpkı diğerleri gibi ya serbest bırakılıp görevine geri dönecek ya da 2 yıllık göstermelik bir ceza alacak.

Bu ülkenin gençleri ise öldürülmeye devam edecek.

Taa ki bu düzen değişene dek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Yıldırım Arşivi