Ayşe Yıldırım
Faturaları da gösterir misiniz Emine Hanım?
Yıl 2015. Emine hanım Brüksel'dedir. Belçika basını Louise Caddesi'nde yer alan lüks mağazaların yaklaşık bir saat boyunca Emine Hanım’ın korumaları tarafından diğer müşterilere kapatıldığını yazar.
Yıl 2018. Emine Hanım yine Brüksel'dedir. Ve bu kez üst sınıf müşterilere yönelik deri ve kürk satışı yapan Longchamp adlı magazasını kapattığını yazar Belçika basını.
Sosyal medyadan güvenlik güçlerinin, araçların, korumaların görüntüleri de yayılır.
Belçika basınının yalancısıyız valla; bize sorsalar "Emine Hanım, taklit çanta ya da aksesuar bakıyordur" derdik.
Aslında Emine Hanım‘ın sadece alışveriş için cadde ve mağaza kapatması değil çantaları, takıları, gözlükleri de sık sık sosyal medyanın diline düştü. Hepsi de markaydı hem de fiyatları dudak uçuklatan cinsten.
Bugüne değin çantalarının fiyatına yönelik eleştirilere karşın tek bir hareketi oldu Emine Hanım’ın. O da mahkeme kararıyla ekşisözlük’te "emine hanımın çantası" başlığına yasak getirmek.
Emine Erdoğan’ın başvurusu üzerine İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hekimliği’nin aldığı yasak kararının gerekçesinde "hakaret, kişilik haklarını zedeleyici beyanlar, gerçek dışı paylaşımlar" filan deniyordu.
Ama Emine hanım, çıkıp da "gerçeğin" ne olduğunu bir türlü açıklamıyordu.
Son olarak Erdoğan'ın Fransız mallarını boykot çağrısı "Emine Hanım’ın çantası"nı yeniden gündeme getirdi. Eee, Fransız mallarını boykot edin diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Hermes çanta takıyordu hem de 50 bin dolarlık.
Nitekim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Erdoğan'a "Emine Hanım'ın bir çantası var. Onu da Saray’ın bahçesinde yaksın" dedi.
Kemal Bey'in bu sözleri Saray'ı çok kızdırdı.
Erdoğan, "Eşimin öyle bir çantası yok" diyemedi. Onun yerine "Bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa sen benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma" dedi.
Emine Hanım da sessizliğini korudu.
Neyse ki Saray'ın imdadına bir saray yazarı yetişti. Hande Fırat, ‘araştırmacı gazeteci‘liğiyle kendisine "aktarılan bilgiler"i yazdı:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan çantalara asla büyük paralar vermiyor.
Orijinal marka çanta kullanmamaya özen gösteriyor. Yani iddia edildiği gibi büyük rakamlara çanta alınmıyor. Daha çok yerli malını tercih ediyor. Orijinalin yerine çakma yani imitasyonlarını alıyor.
Tercihi daha çok geri dönüşüme imkan veren maddelerden çanta ve aksesuvarlar."
Hadi diyelim ki bu doğru. Şimdilik Emine Hanım’ın taklit çanta kullanmasının yasal ve etik tarafını da bir kenara bırakalım.
Yine eski bir Hürriyet yazarının Vahap Munyar'ın 2010 yılında yazdığı bir yazıyı okuyalım:
"Kendisi Amsterdam’a erken döndü, çantayı götürmek eşine düştü.
Amsterdam’da pasaport kontrolünün ardından gümrükten geçerken, görevli memur elindeki pakete takıldı:
- Lütfen o paketi açın.
Bankacı kadının eşi paketi açtı, gümrük memuru çantanın markasını görünce inceledi:
- Bu çanta Louis Vuitton... Gümrük bedelini ödemeden Hollanda’ya sokamazsınız.
- Çanta eşimin. İstanbul’da Kapalıçarşı’dan aldı. Gerçek değil, taklittir...
Gümrük memuru inanmadı... Bankacının eşi "taklit" ısrarını sürdürdü, gümrük memuru uzman çağırdı:
- Uzmanımız gelip baksın. Onun vereceği karara göre hareket edeceğim.
Çağrılan uzman çantayı inceledi, kararını verdi:
- Bu çanta gerçek Louis Vuitton...
Gümrük memuru vergiyi anımsattı:
- Çantanın değeri 1000 Euro’yu aşar. Gümrüğünü ödemeniz gerekir.
- Beyefendi, eşim bu çantayı Kapalıçarşı’dan 150 liraya aldı.
- Madem öyle faturasını gösterin.
Fatura bankacının eşinin yanında değildi. Eşini aradı, çantayı aldığı mağazanın telefonunu buldurup, aradı:
- Bana acilen aldığımız çantanın faturasını fakslayın.
Fatura gönderilene kadar gümrükte bekledi. Fatura ulaşır ulaşmaz gümrük memuruna gösterdi:
- Bakın değeri 150 lira yazıyor. Gerçek olsa 150 liraya alabilir miydik?
Kapalıçarşı’dan ulaşan fatura sorunu çözdü, Hollandalı gümrük memuru Louis Vuitton’un çakma olduğu kanaatine varınca, bankacının eşine geçiş izni verdi."
Yani eğer Emine Hanım’ın çantaları gerçekten çakmaysa, faturaları da mevcuttur.
Ve Emine Hanım o faturaları kamuoyuna göstermelidir.
Yoksa Cumhurbaşkanı’nın eşi hem taklit çanta kullanıyor hem de kayıt dışı alışveriş mi yapıyor diye sormak hakkımızdır.
Deprem olmuş, insanlar ölmüş; senin derdin de Emine Hanım’ın çantaları mı diye sormayın lütfen.
Tam da bugünlerde bunları konuşmalıyız işte.
Zenginin parası züğürdün çenesini yorar denir ya; yok işte bizde öyle olmuyor, birileri zengin olsun diye insanlar ölüyor…