Eser Karakaş
Enflasyonda Türkiye ve ABD arasındaki temel fark nedir?
Senelik enflasyon Türkiye’de yüzde 62, ABD’de yüzde 8.5, yani Türkiye’de çok daha yüksek, yaklaşık sekiz katı.
Hayır, bilemediniz.
Türkiye tüm yakın tarihinde, 70’ler, 80’ler, 90’lar yüksek enflasyona alışkın bir yer, ABD’de ise çok çok uzun zamanlardan beri böyle bir enflasyon görmedi, şaşkınlar.
Hayır, yine bilemediniz.
Türkiye’de artık enflasyonla mücadelede temel kurum Merkez Bankası değil, ABD’de ise hala ABD Merkez Bankası (Federal Reserve Bank) enflasyonla mücadelede anahtar kurum.
Bir parçacık yaklaştınız ama hayır, yine bilemediniz.
Türkiye’de kişi başına gelir ancak dokuz bin dolar, ABD’de ise yaklaşık altmış bin dolar, Türkiye’de vatandaşların önemli bir bölümü enflasyondan çok olumsuz etkileniyorlar, ABD’de ise olumsuz etkilenme oranı daha düşük.
Eh, biraz doğru ama yine de bilemediniz.
Bu listeyi uzatabilirim ama canınızı çok sıkmadan size kısa yoldan sorumun yanıtını vermeye çalışacağım.
Doğrudur, bugün itibariyle iki ülkede de (Türkiye ve ABD) enflasyon oranları çok yüksektir ama bu enflasyon sorunu ile mücadelede iki ülke çok farklı yerlerdedirler ve hatta Türkiye ne şimdi ne de orta vadede enflasyonla mücadelede pek istekli değildir.
Enflasyon oranlarının bu kadar yüksek olduğu yerlerde ilk yapılması gereken şey, gerekli ama yeterli olmayan şart yani, faiz oranlarını yükseltmek, mümkün olduğu ölçüde reel pozitif oranlara yaklaştırmaktır.
ABD’de enflasyonla mücadelede görevli kurumlar, en başta ABD Merkez Bankası ve arkasından da Hazine (başında Janet Yellen gibi çok önemli bir iktisatçı var) geliyorlar, enflasyonla mücadelede ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorlar, faizleri yukarı çekmekte de önemli bir mutabakat var, ABD’de kimse "faiz sebep, enflasyon sonuç" gibi komik teoriler uydurmuyor.
Enflasyonla mücadelede faiz artışının en önemli (gerekli ama yeterli olmayan koşul) faktör olduğu konusunda mutabakat mevcut ama tartışma bu mutabakatın gereğinin zamanlaması üzerinde; ABD’de Hazine Bakanı "artık faiz artışları geçmişte kaldı, kimsenin böyle bir beklentisi olmasın" gibi saçma laflar söylemiyor.
Önemli bir savaş var dünyada, Pandemiden yeni yeni çıkıyoruz, bu olağanüstü gelişmeler piyasaları çok olumsuz etkiledi, büyümede ve işgücü piyasalarında sorunlar oluştu, ABD Merkez Bankası ve oranın PPK’sı (Para Politikaları Kurulu-Fed Board) faiz artışı ve bilanço küçültmek için optimal bir zamanlama arayışı içinde ama buna rağmen çok güçlü de faiz artışı sinyalleri veriyorlar piyasalara, iktisatçılar buna anons etkisi diyorlar.
ABD’de tartışma enflasyonla mücadelede faiz anlamlı mıdır, değil midir saçmalaması değil, faiz artışının zamanlaması ve miktarı üzerine.
Bizde ise durum maalesef çok farklı.
İlk önce ve kanımca en önemli sorun bu, enflasyonla mücadelede hangi kurumun sorumluluk taşıdığı belli değil.
Maliye Bakanımız kendi ağzından "Merkez Bankasını ve politika faizini etkisizleştirdik" (mealen) anlamına bir söz ederek enflasyonla mücadele (!!!) tarihine geçti.
Enflasyonla mücadele görebildiğimiz kadarıyla şu anda Erdoğan’ın tekelinde ve muhnterem kişi de enflasyonla mücadelede faiz enstrümanının kullanılmasına karşı, "Nas var Nas, Nas oradayken bizim nasıl davranmamızı bekliyorsunuz" diyebiliyor.
Yani, Türkiye’de sorun enflasyonla mücadelede faiz silahının kullanımında zamanlama değil, faiz silahının cephanelikten dışlanması.
Durum böyle olunca, bu durum, bu tuhaf teori (faiz neden, enflasyon sonuç" piyasalara açıklandıktan sonra piyasalarda makul bir yakın gelecekte enflasyonun düşeceğine, bırakın düşmesini, çok daha yükselmeyeceğine dair hiçbir beklenti yok.
Enflasyon çok doğru bir zamanlama ile faiz silahı çekilmezse kendi kendini büyüterek yeniden üreten bir süreç.
Faiz silahının doğru zamanda çekilmemesi ile birlikte devreye giren KKTLM sistemi bütçe dengelerini çok olumsuz etkileyerek enflasyonun ateşine odun taşımaya başlamıştır.
Bindik bir alamete gidiyoruz Allah bilir nereye.
Faiz artışının enflasyonla mücadelede en etkin enstrüman olduğunun tartışma konusu olduğu bir ülkede enflasyona karşı reçete arıyoruz.
ABD’de kimse reçete aramıyor, bu biliniyor, tartışma ise sadece zamanlama düzeyinde.
Yani, ABD enflasyonla mücadelede ne yapacağını biliyor, zamanlama arayışında; Türkiye enflasyonla mücadelede ne yapacağını bilmiyor, zamanlama da nanay, cehalet mi diyelim, saplantılar mı diyelim, olağanüstü bir nitelik sorunu mu diyelim, ben de bilmiyorum.