Yiğit Bener
Fikirler uğruna ölelim, kabul ama aheste aheste
Bir tarafta artık sıtkımı sıyıran, "siyaseten doğru" söylemin basma kalıp dili… Öteki tarafta soğukkanlı analiz yapma becerisine alan bırakmayan taşkın bir öfke ve hüzün dili… Bu ikisi arasındaki sıkışmışlıktan sıyrılabilmek için Fransız ozan Georges Brassens’in neredeyse yarım yüzyıl öncesinden kalma, 1972 tarihli Mourir pour des idées (Fikirler Uğuruna Ölmek) adlı şarkısının sözlerine sığınmamı, dolayısıyla bu hafta sizlere yazı yerine duygu ve düşüncelerime tercüman olan bir çeviri sunmamı umarım mazur görürsünüz.
FİKİRLER UĞRUNA ÖLMEK
(Türkçesi Yiğit Bener)
Fikirler uğruna ölmek, ne hoş bir fikir öyle.
Ben neredeyse ölüyordum bu fikri paylaşmadım diye.
Çünkü onu savunanlar, suçlayıcı bir mahşer, hep birlikte
Bağırarak atladılar üstüme, öldürün diye diye.
İkna etmeyi başardılar beni ve arsız ilham perim de
Günah çıkarıp yandaş oldu o inançlarına
Ufak bir çekince katarak ama
Fikirler uğruna ölelim, kabul, ama aheste aheste,
Kabul, ama aheste aheste
Tabakhaneye bir şey yetiştirmediğimize göre
Öteki dünyaya gidelim ama geze geze
Çünkü, acele etmeye kalkarsak, ölürüz ama ne için?
Geçerliliğini ertesi gün yitirmiş fikirler için
Oysa en acı, en kahredici bir şey varsa,
Ruhunu teslim ederken Tanrıya,
Yanlış fikirlere kapıldığını fark etmektir, feci bir hata!
Fikirler uğruna ölelim, kabul, ama aheste aheste,
Kabul, ama aheste aheste
Şehadetin erdemlerini anlatan gevezeler
Çoğu kez kazık çakarlar yer yüzüne
Fikirler uğruna ölmek, tam da adı üstünde
Yaşama sebepleridir onların, asla vazgeçmezler.
Her cephede bulunur bir sürüsü onlardan
Uzun yaşama rekoru kırmakta yarışanlardan
Belli ki onlar da benimle aynı fikirde
Fikirler uğruna ölelim, kabul, ama aheste aheste,
Kabul, ama aheste aheste
O malum fedakarlığı şart koşan fikirleri
Bulunduran dağarcığında o kadar çok tarikat var ki
Soracak tek bir soru kaldı acemi kurbanlara:
Fikirler için ölelim, çok hoş, ama hangileri?
Üstelik hepsi de benzeştiğine göre aralarında,
Önüne geldiklerini görünce şanlı bayraklarıyla
Bilge kişi tereddüt eder, dolanır mezarın başında
Fikirler uğruna ölelim, kabul, ama aheste aheste,
Kabul, ama aheste aheste
Kaldı ki eğer birkaç toplu kıyım yetseydi
Her şeyi çözmeye, düzeltmeye her şeyi
Kellelerin uçtuğu bunca "son kavga" bittiğinde
Varmıştık çoktan yeryüzü cennetine
Ancak o altın çağ nedense ertelenir hep sonraya
Tanrılar aç, doymuyorlar asla
Ve ölüm, ölümü yineliyorlar daima
Fikirler uğruna ölelim, kabul, ama aheste aheste,
Kabul, ama aheste aheste
Ey siz, ateşleyiciler, ey siz bu işin esas havarileri,
Önce siz ölün, siz önden buyurun, hemen
Ama, Allah aşkına, yeter! Bırakın yaşasın diğerleri!
Yaşam onların şu dünyadaki tek lüksüdür zaten;
Ölüm meleği yeterince becerikli
Boşuna ona yardım etmemeli
Darağacının önünde ölüm dansları artık yetti!
Fikirler uğruna ölelim, kabul, ama aheste aheste,
Kabul, ama aheste aheste