Bosnalı general Jovan Divjak'ın anısına
Bosna’nın Sırp Generali 84 yaşında vefat etmiş. Hayır, o malum katillerden söz etmiyorum. Onlar için üzülmezdim, ama Jovan Divjak için üzüldüm. Asker olamayacak kadar iyi bir insandı.
Bosna’nın Sırp Generali 84 yaşında vefat etmiş. Hayır, o malum katillerden söz etmiyorum. Onlar için üzülmezdim, ama Jovan Divjak için üzüldüm. Asker olamayacak kadar iyi bir insandı.
Bu bungun gündemde edebiyata sığınmak insana iyi gelebilir. Bambaşka bir yaratıcılıkta zengin bir eser keşfetmek isteyen okurlar için bir yazar ismi önermemi ister miydiniz?
'Mutlak kötülükle' amansız bir mücadeleye girişen muhalifler, kendi aralarındaki sorunları iktidarın zifir diliyle çözebilirler mi? Bu sorunun yanıtını eski bir yazıda bulabilir miyiz?
Oh! Oh! Melun sözleşme kaldırıldı. Artık kadınlara doyasıya şiddet uygulamak ve gökkuşağının her harfini kazımak serbest. Müjdeler olsun yurdumun erkeğine! Yerli ve milli kutsal ailemize…
İnsan yalnızca kendisininkine benzer bir özgeçmişe ve aynı toplumsal kimliğe sahip olanları mı anlayabilir? Sadece onların dertlerine mi tercüman olabilir? Çevirinin ten rengi nedir?
Katışıksız kötülükten besleniyorlar, düşmanlık üretmeden ve nefret kusmadan rahat edemiyorlar. Bu kuşkusuz hastalıklı bir ruh halinin dışavurumu. Ama aynı zamanda bir insanlık suçu!
Can çekişen çürümüş bir baskı rejiminin sonunun gelmesini beklemek hiç de kolay değil. Çok yorucu, çok yıpratıcı. Sanki bu çile hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Oysa… Er ya da geç…
Bir 'Açık Mektup' da bu sefer yazarımız Yiğit Bener’den, aşağı bakmayı reddederek direnen genç Ablalarına, Abilerine…
İktidar dili zifirdir, dışlayıcı ve suçlayıcıdır, içinde hep bir kırbaç barındırır. Gelgelelim, olağan baskı dönemlerinde bile bunun bir ölçüsü vardır. Ölçüsüzlük hayra alamet değildir.
Hayır hayır, Zat-ı Yetkilüm’ü yanlış anladınız. Olur mu hiç? Asla. Koskoca Zat-ı Yetkilüm! XXI. Yüzyılda… Hem de bizim ülkemizde? Gökkuşağının renklerine… Düşman? Yok daha neler! Haşa.