Ahmet Nesin
Fundementalizme karşı önlem İslamafobi değildir...
Yazıyı yazdıktan biraz sonra bütün mazoşist halimle televizyon kanallarını açacağım ve gazeteci ve akademisyen olduklarından milyon kere şüphe ettiğim salak salak insanlar çıkacak ve bu Avrupa'nın İslamafobisini anlatmaya başlayacaklar. İzleyicilerin de bir o kadar kısmı aval aval seyredecekler ve çok bilmiş edayla etraflarına nasıl onayladıklarını belirtecekler. Bunu belirtirken "Bugün müdürüme aynısını söyledim" yada "Sabah kahve içerken Ayşanımla aynısını konuşuyorduk" diyecekler ki, ekranda konuşanlar kadar akıllı oldukları anlaşılsın.
O sırada ben evin bir ucundan ses olarak belireceğim ve "Almanya'da Kurban Bayramı'nda evin küvetinde hayvan kestiklerini biliyor musunuz?" diye sesleneceğim ve Avrupa'nın İslamafobisi orada başlayacak. Almanya'ya işçi olarak gelen Müslüman aileler sokakta, çocuklarına mecburen seyrettirdikleri ve kanlarını alınlarına sürdükleri hayvan kesimini neden özgürce evinin önünde bütün mahalleyi kan gölüne çevirerek yapamadığını anlayamayacak ve Almanya onun için ilk Kurban Bayramı'ndan itibaren faşist ve İslam düşmanı olacak.
Tabi ki olay burdan başlamıyor, bunu anlatmadan önce İslam dünyası dışındaki insanlara Kurban Bayramı'nı anlatmanız gerekiyor ve çocuğunu kesmek üzere olan babaya Allah'ın yukarıdan bir koç gönderdiğini ve çocuğun kurtulduğunu, dolayısıyla Allah'ın da çok iyi niyetli, çocuk ve insan sever ve hatta affeder olduğunu anlatacaksınız ama o çocuk yada yetişkin bunu bitürlü anlamayacak. Siz ne kadar haklı olarak Meryem Ana'nın bakire doğum yapıp öldüğüne inanmayacaksanız, o da size inanmayacak.
Bu tartışmanın ardından entegrasyondan hiçbişey anlamayan bu kişiler bu kez Avrupa'nın bizi nasıl asimile ettiği yada etmeye çalıştığı tartışmasını yapacak. O sırada Asimilasyonu konuşanların hepsi mutlaka program bitmeden Kürtlerin çoğunlukta olduğu HDP'nin kapatılması gerektiğini söyleyeceklerdir aynı bugün meclisteki 4 parti olarak Fransa'ya mesaj gönderdikleri gibi.
Siz Almanya'ya, Fransa'ya, Belçika'ya yada başka bir dünya ülkesine taşınırken oralarda kendi hemşehrilerinizle ufak ufak koloniler oluşturup yaşamaya çalışacaksınız ve Hristiyanların sizi dışladığını hep söyleyeceksiniz. Sadece Avrupa'ya giderken değil, Istanbul'a, Ankara'ya yada İzmir'e giderken yaptığınız gibi yaşadığınız şehirle bütünleşmeyeceksiniz ama hep karşı tarafı suçlayacaksınız. Fenerbahçe gibi biyerde Ankara ve Malatyalılar kahvelerini unutamam.
Siz yine bilhassa Almanya ve Fransa'da nüfusun %5-6 gibi oranına sahip olacaksınız ve üreme hızınızın onlardan fazla olduğunu bileceksiniz ve endişelenmelerine kızacaksınız. Çünkü siz 1915'i saymıyorsunuz, 1938 Dersim Katliamı diye bişey yok sizin için, 6-7 Eylül olmadı, Kürtler alabildiğine özgürler ve öldürülmüyorlar, 1942 sürgünü yaşanmadı, bunların hepsi bizlerin uydurması. Darbeleri de ABD yaptığına göre Adnan Menderes'le Deniz Gezmişleri Jo yargıladı, New York'ta asıldılar.
IŞİD'e silah gönderen MİT tırlarını haber yaptı diye Can Dündar'ı önce hapsettiniz, sonra öldürtmeye kalktınız, daha sonra eşinden ayrı tuttunuz, yetmedi mallarına el koydunuz ve bunu bilen ve Can Dündar'a sahip çıkan Almanya'ya utanmadan kafa tuttunuz.
Avrupa'nın bisürü ülkesinde dindarlar değil ama fundementalistler çeşitli şekillerde katliam yaptı, mizah dergisine saldırdı ve insanları öldürdü, siz Müslümanın insan öldürmeyeceğini söyleyip, dergiyi protesto ettiniz.
Ve son olarak şeriatçılar bir Fransız öğretmenin kafasını kestiler aynı küvette katlettikleri koyun yada koç gibi. Şimdi ben yazıyı bitirirken siz televizyonlarda programlara başlayacak, yarınki yazınız için bilgisayarlarınızın başına geçecek ve Hristiyanların ne kadar İslamafobik olduklarını sayıklayacaksınız. Bunu yapacaksınız, çünkü kurtuluşu IŞİD ve gibilerinde buluyorsunuz, kafanız o kadar çalışıyor, belki Allah yukarıdan yeni bişey gönderir diye bekliyorsunuz.