Ahmet Nesin
Giderayak 1: Erdoğan seçim kaybedince hapse girdi…
Ne zaman Recep Tamam Erdoğan’ın yakında gideceğiyle ilgili bişey yazsam, 2-3 gün içinde olacağı sanılıyor ve bişey bilmemekle suçlanıyorum. Oysa sadece Türkiye’de değil, dünyada da bu tip siyasetçiler ha deyince gitmiyor. Dünyada dediğime bakmayın, esasında medeni ülkelerde pek böyle olmuyor ama orada da bu tip siyasetçiler çok nadiren oluyor.
Bu yazıyla GİDERAYAK ERDOĞAN diye bir yazı dizisine başladım ama kaç yazı olacağını kestiremedim. Bu yazı dizisiyle esasında 4 yazıyla MHP’nin terörist parti olup olmadığını anlattığım gibi, AKP’nin de terörist parti olup olmadığını anlatacağım.
Yazı dizisine size bir sır vererek başlayayım, Erdoğan’ın gençliğinde hemen hemen her öğrenci (Her kesim için geçerli) gibi bir devrimci dayağı yemişliği var. Erdoğan o yıllarda AKINCILAR grubuna dahil, dinci bir öğrenci ama dayağın kötü gideceğini anlayınca milliyetçi-ülkücü sloganlar atmaya başlıyor ve dayaktan kurtuluyor. Hayır, dövenler Ülkücü değil ama yanlış adamı dövüyoruz sanarak bırakıyorlar. Bu dayak olayından kurtuluş tarzı belki de siyasi yaşamındaki ilk üçkâğıt olayı Erdoğan’ın.
Erdoğan’ın ikinci yalanı kökeniyle ilgili. 2004’te Gürcistan ziyaretinde "Ben de Gürcüyüm, ailemiz Batum'dan Rize'ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir." der Erdoğan. Aynı Erdoğan 2007 yılında NTV’de bir programda Ermeni ve Gürcü olduğunu reddedip Türk olduğunu söyler, oysa dedesinin adı ‘Bakatalı Tayyip’tir ve Bagata Gürcistan’da bir köyün adıdır. Ayrıca Kongo’da da Bagata var ama o kadar araştırmaya gerek görmedim. Osmanlı dönemi kölelerinden de olabilir ama renk tutmuyor.
Erdoğan’ın üçüncü yalanı da Recep ismiyle bağlantılı. Ne kadar Hicri takvimine göre Recep ayında doğduğu için bu ismin verildiği söylense de doğduğu tarih esasında o aya denk gelmemektedir. Yazdığım bu 3 olay yeter çünkü nasıl muhteşem bir siyasetçi yetiştirildiğini açık açık gözler önüne seriyor.
Erdoğan’ın şimdilerde çok sevildiği söyleniyor ya külliyen yalan, Erdoğan siyaset sahnesinde çok sevilmiyor. Hiç seçim kaybetmediği söylenen Erdoğan esasında 3 seçim birden kaybediyor, İlkinde yeteri kadar oy alamıyor, sonra da biri SHP’ye, diğeri de kendi parti arkadaşına karşı kaybediyor.
Erdoğan’ın siyasette ne kadar hırslı olduğu esasında bu seçimde belli oldu ama çevresindekiler bunun tehlikeli bir noktaya geleceğini hiç hesaplayamadılar. Erdoğan lise yıllarında Milli Türk Talebe Birliği’ne girdi, MTTB liseli kabul ediyor muydu bilmiyorum ama oradan Milli Selamet Partisi gençlik kolları başkanlığına yükseldi, 76 yılında da Istanbul gençlik kolları başkanı oldu. 80 darbesine kadar gençlik kolları başkanı olarak kaldı ve sonra askere gitti. Askerlikte kantinlerden sorumlu komutan oldu, yani Erdoğan ticarete askerde atıldı. Sanırım kantin sorumlusu olunca harama olan nefreti biraz değişti.
83 yılında Refah Partisi’ne üye olan Erdoğan aynı zamanda Beyoğlu ilçe başkanı oldu ve 1 yıl sonra Istanbul il başkanı oldu. 86 yılında yapılan ara seçimlere girdi ancak kazanamadı. Istanbul seçimlerini ANAP’tan Hüsnü Doğan kazandı, Refah Partisi %8,5 oy oranı ile 5. parti oldu.
89 yılında ara seçimlere gelindi ve Erdoğan Beyoğlu belediye başkan adayı oldu. SHP’den Hüseyin Aslan %29 oranında oy alarak Erdoğan’a %7 fark attı. Erdoğan buna rağmen itiraz etti ve İlçe Seçim Kurulu Başkanı 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Nazmi Özcan'a hakaret ettiği gerekçesiyle Özcan tarafından mahkemeye verildi ve Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmalarına katılmayan Erdoğan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Yaklaşık bir ay sonra, 27 Nisan günü tutuklandı ve bir hafta kadar Bayrampaşa Cezaevi'nde kaldı ve 500 bin lira kefaletle serbest bırakıldı. Mahkeme kendisini "hâkime hakaret" suçundan altı ay hapis ve 20 bin lira para cezasına çarptırdı, ancak Türk Ceza Kanunu'nun 72. maddesi gereğince hapis cezası tecil edilerek 920 bin liralık para cezasına çevrildi.
Herkes Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde hapse girdiğini söyler, oysa şov ve hırs çok erken başlamış durumda. Ödenen para da az para sayılmaz o dönemde.
Erdoğan’ın sonraki seçimi daha da ilginç, 91 seçimlerine Istanbul 6. bölgeden 1. sıradan girdi. O dönem hem bölge 3’ten fazlaydı hem de seçmen kendi partisindeki adayları sıralayabiliyordu. Seçim sonuçları açıklandı, Erdoğan milletvekili seçildi ama aynı partiden 2. sıra adayı Mustafa Baş bazı oyların çalındığı iddiasıyla itiraz etti ve Refah Partisi tabanının Erdoğan yerine Mustafa Baş’a oy verdiği anlaşıldı ve Erdoğan’ın 11 günlük vekilliği düştü, mazbatası alındı.
91 yılı esasında çok önemlidir, Sosyal demokrat Halkçı Parti deyim yerindeyse ortalığı süpürmüştür ve Istanbul belediye başkanlığını da ANAP’ın elinden Nurettin Sözen ile almıştır.
Evet, Erdoğan siyasete girerayak hapisle tanışıyor, ortalarında kendi partisini kurarken hapse giriyor ve şimdi giderayak ne olur bilemem, sonraki yazılarda ne olacağını yazacağım.