Candan Yıldız
Görmesek de açlık grevleri var!
Görmesek de duymasak da Türkiye’nin çeşitli hapishanelerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri sürüyor. Açlık grevleri eylem tarihi kanlı olan Türkiye’nin, "içerdeki"lere kulağı, vicdanı şimdilik kapalı. Gündem oluşmuyor, ya da oluşturulmuyor. Biz "dışardaki"lerin duymak, öğrenmek istemedikleri baskılar yaşıyorlar.
Candan YILDIZ
İrlanda Cumhuriyet Ordusu (İRA) militanı Bobby Sands ve yoldaşlarının cezaevindeki şartları protesto etmek için 4.5 yıl sürdürdükleri "yıkanmama" eyleminin sonuç vermemesi üzerine başlattıkları açlık grevini anlatan Hunger/Açlık filminde müthiş bir papaz diyaloğu vardır. O diyalogda Sands’e siyasi tutukluların talep ve ihtiyaçlarının spesifik olduğunu söyleyen papaz, "Batı Belfast’ta üç çocuk büyütmeye çalışan bir kadın sivil kıyafeti mi, verdikleri soytarı kıyafeti mi giyeceğinizi umursamamalı değil mi?" sorusu bir cari olanla yüzleşmedir.
Bedenlerini devlet şiddeti ve otoritesine karşı itiraza dönüştürenlerin, gündelik hayatlarımızdan uzak, yüksek duvarlı, elektrikli telleri ile örülü izole mekanlarda başına gelenlerle neden ilgilenelim ki? Öyle ya "suç"u yaratan kurulu nizam, suçluyu da tespit eder, bulur, yakalar, yargılar, ceza verir. Her şey hayatlarımızın norm içinde akması için olması gerektiği gibidir. Cezalandırma erkinin insan bedeni ve ruhu üzerindeki tahakkümünün hapishane duvarlarını aşmayacağını varsayarak yaşamak isteriz. Modern kapatma mekanlarında yaşanan her ihlalin kelebek etkisini bilmek istemeyiz.
Görmesek de duymasak da Türkiye’nin çeşitli hapishanelerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri sürüyor. Açlık grevleri eylem tarihi kanlı olan Türkiye’nin, "içerdeki"lere kulağı, vicdanı şimdilik kapalı. Gündem oluşmuyor, ya da oluşturulmuyor. Biz "dışardaki"lerin duymak, öğrenmek istemedikleri baskılar yaşıyorlar. Mesela ayda bir olan açık görüşler 2 aya çıkarıldı. Bazen görüşmelerde hem tutuklulara hem de görüşçülerine çıplak arama dayatılıyor, zaman zaman gardiyanların saldırısı söz konusu oluyor, telefon açma hakkı iki dakika ile sınırlandırılanlar bile var, en basit hak arayışı hemen cezalandırılıyor. Havalandırma gibi tutukluların özel alanı olarak kabul edilen mekanların kameralarla gözetlenmesi, zorla parmak izi alınması, son dönemdeki uygulamalardan bazıları.
Şu an Hatay T Tipi’nde 11 kişi, Bolu F Tipi’nde 10 kişi, Tarsus Kapalı Kadın Cezaevi’nde 5 kişi, Tekirdağ T Tipi’nde 10 kişi, İzmir Menemen T Tipi’nde 4 kişi, Şakran Cezaevi’nde 18 kişi, -burada açlık grevi 50’inci gününe girmek üzere- Van T Tipi’nde de 10 kişi günlerdir sadece su ve şeker alıyorlar. Edirne’deki açlık grevi ise HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan’ın destek eylemine başlamasının hemen ertesinde sona erdi. "Uzlaşma sağlandı" denildi; diğer cezaevlerindeki eylem sürerken. HDP’nin Adalet Bakanlığı ile tutuklular arasındaki arabuluculuğu bir yandan da devam ediyor.
Açlık grevi yapan tutuklularda ciddi kilo kayıpları başlamış bile. Aralarında hasta tutuklular da var. Aileler ise tedirgin. Sınırlı bir kamuoyu yaratma gücü ile açıklamalar yapıyorlar cezaevleri önlerinde. Referandum gürültüsünde sesleri duyulmuyor.
Politik itiraz/protesto biçimi olarak dünyada direnenlerin açlık grevlerini sürdürdükleri mekanlar; hapishaneler için Michel Foucault Hapishane’nin Doğuşu isimli eserinde "Söz konusu olan, cezalandırma tekniklerini -ister azap çektirme ayini içinde bedeni ele geçirsinler, ister ruha hitap etsinler- bu siyasal bedenin tarihinin içine yerleşmektedir. Cezalandırma uygulamalarını hukuki teorilerin sonucu olmaktan çok, siyasi anatominin bir bölümü olarak ele almaktır’ der ve bizlere şu mesajı verir. İnsanın siyasal anatomisine nakşedilen cezaevleri ve o mekanlardaki cezalandırmalar, toplumun anatomisine de kazınır.
Hapishaneler devletin bütün ceberut iktidarını test ettiği ve yeniden kurduğu mekanlar olarak, adaletin en zayıf halkasıdır.
Açlık grevi kararı alan Bobby Sands’in papazla diyalogunda denildiği gibi; cezalandıranlar için açlık grevleri intihar, cezaya maruz kalanlar için ise cezalandıranların cinayeti. Islah mekanları hapishanelerdeki itiraza nereden baktığınıza bağlı olarak, intihar ya da cinayet her iki durumda da kaçamayacağımız bir gerçek var: Görmesek de açlık grevi var!