Herkes bir hazırlık içindeyken Recep Tamam Erdoğan çok hazırlık içinde. Kabine değişikliği var, yeni cumhurbaşkanı yardımcılıkları var, erken seçim olasılığı ve seçim yasasını değiştirme olasılığı var, barajı düşürme var, % kaça düşürüleceği tartışması var, bölgesel seçim var ve bölgesel seçimin MHP’ye ne kadar yarayacağı tartışması var, yaklaşan YAŞ toplantısı var, partiler yasası var, daha sayayım mı? HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağı tartışmaları var ve kurulan 2 partinin AKP’den kaç oy alacağı ve yükselen Ali Babacan’ın partisi var.

Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de başka bir tartışma var; MİT başkanı Hakan Fidan’ın görevden alınacağı ve yerine emekli albay Levent Göktaş’ın getirileceği tartışması var. Ben tartışma diyorum, belki de tartışma yoktur da zamanlama konuşuluyordur.

Levent Göktaş’ın MİT başkanı olacağı duyumu bana ilginç ve tehlikeli geldi. Askeriyeyi bu işlere karıştırmayacağını başından beri söyleyen AKP sivil MİT başkanlığını askere neden çevirdi. Bence çok tartışılması gereken bu konu şimdiye dek hiç tartışılmadı. Hakan Fidan’ın geçmişinin astsubay olmasına bakmayın, özel harp dairesi tada derin devlet kendi içimnde ayrı bir hiyerarşiye sahip ve bunu bizim anlamamız kolay değil. O yüzden bir başçavuşun MİT başkanı olmasına bugüne değin hiçbir genelkurmay başkanı itiraz etmedi yada en azından bu basına yansımadı.

Hakan Fidan’ın MİT dönemi İran istihbaratıyla çok içiçe geçmiş bir dönemdir ve bunu bilmeyen yok. Görevden alınacak olma olasılığı Türkiye’nin yavaş yavaş tekrar batıya ve NATO’ya kayması ve ABD’nin İran tutumundan dolayı mıdır bilemem ama yerine Levent Göktaş’ın getirilecek duyumu başka olasılıkları getiriyor.

Levent Göktaş, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkartılmasında ve Kenya’dan getirilmesinde görev yapan bir subay. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görev yapan Göktaş bugüne değin üstün hizmet ve feragat madalyasını 3 kez alan tek subay olarak biliniyor. Bu şu anlama geliyor, Göktaş PKK ile savaşta ciddi bir uzman.

15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbe gecesine baktığımızda Hakan Fidan başından sonuna kadar Hulusi Akar’ın yanında bulunuyor. Hulusi Akar’ın Ergenekoncu olmadığı ve NATO’cu olduğu ve son dönemde Erdoğan’a rağmen atamalar yaptığı (Son Cihat Yaycı) biliniyor. Hakan Fidan’ın yerine geleceği söylenen Levent Göktaş ise Ergenekon davasından tutuklanıp 20 yıl 9 ay hapse mahkum olmuş birisi.

Bunları masaya yatırdığımda aklıma kötü kötü olasılıklar geliyor:

1. HDP’nin kapatılması yerine ciddi bir iç savaş çıkartılıp Türkiye’yi 7 Haziran seçimlerinden beter bir duruma getirmek ve Erdoğan’ın seçimsiz bir sıkıyönetimle ülke yönetimine el koyması.
2. Ergenekon, Hulusi Akar-Hakan Fidan birlikteliğinden memnun değil, bir tarafı yanına çekmek ve Erdoğan’a karşı iyice güçlü olmak istiyor.
3. Bu olasılık maalesef darbe olasılığını da akla getiriyor. Yoksa İlker Başbuğ’un ifadesinin alınmasının bu döneme denk gelmesi sadece tesadüf mü? Bildiğiniz gibi Ergenekon’un Erdoğan ile beraber çalışmasını ilk öneren İlker Başbuğ’dur ve bu kimi tartışmalara neden olmuştur.
4. Göktaş 1998-2000 yılları arasında Suriye’de askeri ataşelik yaptı. Komşularla barış planı da olabilir ama bu Erdoğan’a sunulan bir mecburi siyaset olur, çünkü çok taviz vermiş olur ve az olasılık.

Sonuçta bu değişiklik olur mu yoksa duyum olarak kalır mı bilemem, çünkü 2016 yılında da aynı dedikodu dolaşmıştı. Ama olursa kesinlikle Erdoğan tercihi olmayacak.