İki gencecik insan günbegün eriyor. Kritik sınır aşılmış.

65 gün önceki fotoğraflarıyla 64. gün fotoğraflarına bakmak yeterli, insanlığın ayağa kalkması için.

"İnsan"ı, diğer memeli hayvanlardan ayıran, aklı, iradesi, muhakeme yeteneği, hepsinden önemlisi vicdanı.

Böyle tarif ediyor, bilim.

Muhakeme yeteneğini yitirmiş, aklını ve iradesini kim bilir nerede, ne zaman devasa bir torna tezgahına teslim etmiş, geriye sadece "memeli hayvan" sıfatı kalmışlara da hala ‘insan’ deniyor. Yetmezmiş gibi bir de ‘gazeteci’ sıfatı taşıyabiliyor.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için bütün "sakil"liği ile şunları yazıyor: 

"…Normalde 66 gün açlık grevi yapan insanın açlıktan sesi çıkmaz. Bunlar maşallah gayet gümrah. ‘Adalet için bedenlerini açlığa yatırmışlar’ da 'Yemeğe değil, adalete açlarmış’ da…Iyyy!..Besbelli yeni bir Gezi'ye aşeriyorlar.
Yapmayın, bu kadar komik olmayın."

Maaşlı troller sosyal medyadan "hep aynı hava, aynı tarz"ı sürdürüyor, Nuriye ile Semih’e sanal yemek gönderiyor.

Trol grubu topyekun "merkez tamam" anonsu geçiyor.

Bu lafları, bu kara propagandayı biz eskiden beri biliriz. Bir zamanlar da MGK kararıyla benzer yazılara imza atanlar vardı.

Hatta açlık grevindekilerin önüne en güzel yemekleri getirir, karşılarında yerlerdi.

Tıpkı İsrail yönetiminin halen açlık grevini sürdüren Filistinli tutsaklara yaptığı gibi.

Bir kısım İsrail medyası da, bizim sakil kalemlerin yazdığının aynısını yazmış, açlık grevindekilerin hücresinde ''gizlice yemek yediğini'' iddia etmiş.

Açlık grevinin sürdüğü Batı Şeria’daki Ofer Askeri Hapishanesi’nin önünde mangal partisi yapan sağcı  Ulusal Birlik Partisi’nin gençlik kolları başkanı  "teröristlere neden ölüm cezası vermediğimiz bile belli değil. Umarız grevlerinde başarılı olurlar" demiş.

Açlık grevi yapanlara ve destekçilerine polis saldırmış, gözaltılar yapmış.

İsrail’den bahsediyorum.

Sabah-akşam "Siyonistler", "Yahudi dölü" diye küfür edenlerin ruh ikizleri İsrail hapishanelerinin önünde, İsrail emniyetinin içinde,görüldüğü gibi.

Tabi ki bu benzerlik tesadüf değil. 

İnsan şekillendiren asıl etken sahip olduğu ideoloji. İnsani hiçbir değere yer bırakmayan, adeta  biçki makinesi gibi işlev gören  faşizmin insanlıktan çıkardığı kitlelerin,  Müslüman, Yahudi ya da  Hristiyan olmasının hiçbir önemi olmadığını yaşayarak öğreniyoruz.

70 yaşındaki bir babaya oğlunun kemiklerini vermemekte direnen, milyonlarca insanın gözü önünde onuru için yaşamdan vaz geçmeyi göze alan gencecik iki insanı "komik" bulabilen Müslümanların yaşadığı bir ülkedeyiz.

Elbette ki bugünler geçer, sap döner keser döner…

Ve o günler geldiğinde emin olsunlar,  biz asla gülmeyeceğiz.

***

Hadi bunları anladık, tanıdık, biliyoruz.

Ya itibarını sayelerinde edindiği çevreleri hedef göstermeye başlayan  tetikçilere ne demeli?

Bunların içinde yalnız gazeteciler yok, milletvekili sıfatını taşıyan da var.

Cumhuriyet’in yazar ve yöneticilerinden muhasebecisine kadar tüm çalışanlarını hedef alan iktidarla paralel hareket eden gazetecilere her gün bir yenisi ekleniyor ne yazık ki.

Bir ‘gazeteci’nin hedef göstermesi ile  ‘cumhuriyet.com.tr’nin genel yayın yönetmeni Oğuz Güven gözaltına alındı.

Söz konusu o ‘gazeteci’nin bunu yapmasına şaşıranlar var.

Şaşıracak bir şey yok. O, değişmedi AKP değişti. Yeni koalisyon ortakları, O’nun da ‘gazeteciliğini’ borçlu olduğu odaklardı.  Şimdi onlar yeniden iktidarla ittifak yapınca, doğal olarak O da ittifaka uygun davranır oldu.

Mesele bu.

Mesele bu olduğu için O ekranlarda, Ahmet Şık hapishanede.

Ülkenin fotoğrafında "hayvanlık" görmeyenlerin, internet  gazeteciliği gibi hız isteyen bir alanda  uygun başlığın atılmamış oluşunda  ‘hayvanlık’ görmesi dikkate değer bir not olarak girecektir basın tarihine.