İşxan Miroyev
Hesaplı evlilik
Rusya ve Türkiye’nin yakınlaşmasını gelecek perspektifi belirsiz olan "hesaplı evliliğe" benzetilebilir.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Kürt bölgesi Afrin'i işgal ettiği herkesin malumu. Türkiye’nin hedefinde Menbiç'i alarak Suriye’yle olan 97 km'lik güney sınırları boyu tampon bölge oluşturmak.
Böylelikle kendisi için önemli bulduğu Kürt sorununu çözmüş oluyor. Çünkü Kürtler Suriye'nin kuzeyindeki birçok bölgenin denetimini sağlamış durumda. Türkiye, Suriye’de Irak Kürdistanı'na benzer bir yapılanmanın oluşmasına izin vermek istemiyor.
Rusya’nın tavrına gelince gayet anlaşılır bir tavırdır. Rusya Türkiye’nin gönlünü almak istiyor. Böylelikle de teröristlerin Türkiye yoluyla beslenmesinin önünü almak istiyor. Türkiye IŞİD'den ucuz petrol satın alıyor ve teröristler de bu parayla silah alıyorlardı.
Rusya Kafkasya’daki Çeçen savaşından iyi ders çıkarmış ve buradaki teröristlerin bir taraftan Azerbaycan’dan diğer taraftan Türkiye üzeri Gürcistan’daki Pankisi Vadisi'nden Suriye'ye ulaştığını biliyor. Bu teröristler Azerbaycan ve Türkiye’de tedavi görmekteydi. Türkiye IŞİD liderlerine her türlü yardımı yapmaktaydı.
30 Eylül 2015'te Rusya hava kuvvetleri Beşar Esad’ın çağrısı üzerine teröristleri vurmaya başlayınca Türkiye ciddi paralar kaybetmeye başladı. O dönemde Türkiye hava kuvvetleri bir Rus uçağını düşürdü ve pilotu da öldü. Sonra da Rusya Büyükelçisi Karlov'a suikast düzenlendi. Bir de Türkiye, Beşar Esad'ı destekleyen İran'ın bölgedeki karşıtıdır.
Rusya Türkiye’yi ekonomik olarak kendine bağlayarak ABD ve NATO’dan uzaklaştırmak istiyor buna karşılık Kürtlere karşı Suriye’de istediğini yapmasına izin veriyor.
Bence Rusya Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırmayı başaramaz. Rusya ve Türkiye’nin yakınlaşması hesaplıdır ve geleceği muğlaktır. Erdoğan öngörülemez bir politikacıdır ve Rusya’dan istediğini aldıktan sonra her an tekrar batıya yüzünü dönebilir.
Afrin'in işgali etrafında yaşanan gelişmeler bunun örneğidir. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un Afrin'i Suriye’ye teslim etme çağrısına Erdoğan "Afrini kime teslim edeceğimizi biz gayet iyi biliriz. Zamanı geldiği vakit Afrin Afrinlilere teslim edilecek" diye cevap verdi. Erdoğan Lavrov'un açıklamasının yanlış olduğunu ve kimsenin Türkiye'ye Afrin'i ne yapacağını söyleyemeyeğini kaydetti. Türkiye Bavunma Bakanı Nurettin Canikli de Lavrov'a cevap verdi ve "Terör tehlikesi ortadan kalktıktan sonra Afrin iktidara gelen güçlere teslim edilecek" dedi.
Putin seçildikten hemen sonra Türkiye’ye gitti ve Erdoğan’la görüşerek birçok ekonomik anlaşmalara imza attı, Suriye konusunu Erdoğan ve Ruhani'yle görüştü. İran da Afrin'in Suriye’ye teslim edilmesini istedi, yani Esad hükümetine... Türkiye bunu yapmayı düşünmüyor ve Esad’ın seçimlerden sonra iktidarda kalması mümkün gözükmemekte. Tabii ki eğer seçimler olacaksa.
Putin Türkiye’ye gelişinden hemen önce Türkiye'nin, Rusya olmasaydı Suriye’de tek bir mermi bile atamayacağını itiraf etmişti. Afrin'in işgali Moskova, Tahran ve Ankara’nın anlaşması sonucunda gerçekleşti. Büyük ihtimale anlaşmaya göre Ankara Afrin'i Esad'a devredecekti ki şimdi Moskova ve Tahran bunu hatırlatıyor Ankara’ya. Ama Türkiye bundan vazgeçmiş görünüyor. Böylelikle Putin’in Türkiye’den dönmesinden sonra Türkiye tekrar sırtından vurdu Rusya’yı. Putin’in uçağın düşürülüşü döneminde söylediği gibi... O zaman da Rusya her şeyi yuttu ve hatta Türkiye’yi haklı çıkardı. Bu sefer de yutacaklar.
Büyük ihtimale Putin ve Ruhani'nin çağrıları Esad’ın nezdinde yüzlerini aklamak için yapılmakta. Türkiye çok iyi manevra yapmakta ve esasında bu üçlü mekanizmayı kendi hizmetine sokmuş bulunmakta. Eğer Moskova ve Tahran buna karşı çıkarsa Türkiye hemen yüzünü batıya dönecek. Batı Türkiye’nin yedek seçeneğidir.
Zaten batı Esad’ı vuruyor, İsrail ise Suriye’deki İran güçlerini vuruyor.
Suriye oyununda Rusya ve İran Türklerle yaptıkları anlaşmalardan dolayı çok olumsuz bir konuma düştüler hatta rezil bir duruma düştüler. Bu üçlü mekanizmayı Rusya’nın kontrolüne sokmak için ABD her şeyi yaptı ama Ruslar bunu bile beceremediler.