Pelin Cengiz
İklim mücadelesinin yeni lideri Macron mu?
Gençliği, hırsı ve seçim yarışı sırasında aldığı halk desteğiyle dikkat çeken Emmanuel Macron, geçtiğimiz aylarda Fransa'daki tüm ana akım siyasi partilerin adaylarını geride bırakarak, ülkenin en genç cumhurbaşkanı seçildi.
İnsanlar onun sıra dışı aşk hikayesini konuşmaktan çok zevk alıyor farkındayım ama maalesef bu yazı kendisinin başka bir yönüne odaklanacak.
Macron, seçilir seçilmez -belki farkında bile olmadan- küresel iklim değişikliği mücadelesini yakından takip edenler açısından önemli bir sınav verdi.
Malum, ABD Başkanı Donald Trump, başkan seçilmesinin hemen ardından açıkladığı ilk 100 günlük eylem planında Paris İklim Anlaşması'nı feshedeceğini, BM iklim değişikliği anlaşmalarına aktarılan milyarlarca dolarlık ödemeyi keseceğini, Environmental Protection Agency'nin (Çevre Koruma Ajansı) düzenlemelerine kısıtlama getireceğini, kömüre dayalı enerji üretiminin azaltılması hedeflerini içeren Climate Action Plan (İklim Eylem Planı) ve Clean Power Plan'i (Temiz Enerji Planı) tanımayacağını duyurmuştu.
Nitekim, adım adım gerçekleştirdiği uygulamalarda bir önceki Başkan Barack Obama dönemindeki kazanımların/başlangıçların pek çoğu ortadan kaldırıldı. Başkanlık yemin töreninin gerçekleştiği dakikalarda Obama döneminde kabul edilmiş planlarla ilgili sayfalar uçtu, yerine Trump'ın hedeflerinin anlatıldığı An America First Energy Plan (Önce Amerika Enerji Planı) sayfası geldi, Climate Action Plan'ında devre dışı bırakıldığı yazıldı. İklim değişikliğiyle ilgili verilen referansların hepsi siteden silindi.
Paris Anlaşması'nın New York'taki imza törenine çok sayıda devlet liderleri bizzat katılmış ya da temsilci göndererek töreni önemsediğini göstermişti. İlginçtir, dönemin Fransa Devlet Başkanı François Hollande, anlaşmaya ilk imzayı atan devlet başkanı olmuştu.
Macron da seçim kampanyası sırasında küresel ısınmayla mücadele konusundaki kararlılığını vurgulamak amacıyla bir video yayınlayarak, -üstelik pek rastlanmaya şekilde İngilizce olarak- ABD'li bilim insanlarına kapılarının açık olduğunu, çalışmalarını Fransa'da rahatlıkla sürdürebileceklerini belirtti. Macron'un bu daveti, gerçek anlamda bir inovatif siyaset olarak değerlendirilebilir.
Trump'ın Paris İklim Anlaşması'ndan çekildiğinin tüm dünyaya anons edilmesinin ardından dünya liderlerinden Trump'a ilk tepki gösterenlerden biri yine Emmanuel Macron oldu. Macron, hem Fransızca hem İngilizce olarak yaptığı açıklamada, "ABD, bu akşam dünyaya sırtını dönmüştür. Fakat Fransa ABD'ye sırtını dönmeyecektir. Fransa, Paris İklim Anlaşması'nı imzalayan tüm ülkelere sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri ve baskılara boyun eğmemeleri çağrısı yapıyor" mesajı vermişti.
Macron, Trump ile anlaşmadan çekilme kararını açıklamasından sonra bir telefon görüşmesi yaptığını da aktarmıştı. İklim değişikliğinin yaşadığımız çağın en büyük mücadelesi olduğunu vurgulayan Macron, ABD'li bilim adamlarına kapılarının açık olduğunu ve onların çalışmalarını Fransa'da sürdürebileceğini yinelerken, Paris İklim Anlaşması'nın yeniden müzakere edilemeyeceğini de dile getirmişti.
O tarihlerde Macron, iklim mücadelesinde aldığı bir diğer inisiyatifi de G20 zirvesinden açıkladı. Temmuz ayında Almanya'da düzenlenen G20 Lider Zirvesi sırasında Macron, "12 Aralık'ta, Paris İklim Anlaşması'nın yürürlüğe girmesinin ikinci yıldönümünde, küresel ısınma konusunda özellikle bu konunun mali boyutunun da ele alınacağı yeni önlemleri görüşmek üzere bir zirve düzenleyeceğim" açıklaması yaptı.
Hatırlatmak gerekirse, eski bir yatırım bankacısı olan Macron, önce Cumhurbaşkanı François Hollande'ın ekonomi danışmanlığını yürüttü, ardından 2014'te ekonomi bakanı oldu.
Macron, her ne kadar Trump'ın anlaşmadan çekilme kararını sert bir dille eleştirse de, Trump'ı Fransa'nın 14 Temmuz Ulusal Bayramı kutlamalarına onur konuğu olarak davet etti. Trump'ın anlaşmadan çekilme kararını saygıyla karşıladığını belirten Macron, kendisinin anlaşmaya sadık olduğunu, anlaşmayı "adım adım" uygulamaya geçirmek istediğini ifade etti.
Şimdi vakit geldi çattı, zirve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ev sahipliğinde 12 Aralık'ta Paris'te "Tek Gezegen" başlığıyla gerçekleştirilecek. Zirvede temel olarak, iklim değişikliği mücadelesini hızlandırmak için gerekli olan kamu ve özel sektör finansmanının nasıl harekete geçirileceği ve hangi yenilikçi yöntemlerin kullanılabileceği ele alınacak.
Merak edenler programı şuradan inceleyebilir:
İklim mücadelesinde öne çıkan kurum ve kuruluşların temsilcileriyle pek çok ülkenin liderlerinin zirveye katılması bekleniyor. Türkiye hangi seviyede kim tarafından temsil edilecek salı günü göreceğiz. Medyaya daha önce yansıyan haberlerde Trump'ın zirveye davet edilmediği belirtilmişti. ABD muhtemelen daha düşük bir seviyede katılım sağlayacak.
Zirvede dört ayrı panel gerçekleştirilecek. Panellerin ana başlıkları iklim eylemi için finansmanın arttırılması, sürdürülebilir iş dünyası için yeşil finansman, yerel ve ulusal iklim eylemlerinin yükseltilmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine daha güçlü politikaların oluşturulması şeklinde sıralanabilir. Dört ana oturumun yanı sıra özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen paralel etkinlikler de mevcut.
ABD'nin küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye Obama döneminde önemli bir katkısının olduğunu söylemek mümkün. Ancak, Trump'la birlikle hem kazanımlarda geriye gidildi, hem de ABD'yi anlaşmadan çekmesi hayal kırıklığı yarattı. Liderlik alanı boş bırakmaya gelen bir alan değil, şimdi iklim mücadelesinde ABD'nin yerini Macron liderliğindeki Fransa'nın almak üzere olduğunu söylesek çok yanlış olmayacak.