Pelin Cengiz
İklimi dünyadaki kaç milyarder kurtarabilir
Carbon Disclosure Project (CDP) geçtiğimiz günlerde açıkladığı "CDP Carbon Majors Report 2017" başlıklı raporunda 1988'den bu yana küresel anlamda endüstriyel sera gazı emisyonlarından sorumlu olan 100 şirketi listeledi. Bu 100 şirketin üretim faaliyetlerinden ortaya çıkan zehirli gazlar, dünyanın tüm endüstriyel sera gazı emisyonunun yüzde 71'ini oluşturuyor. Sekiz yıllık bir izlemenin sonucu ortaya konan çalışmaya göre, küresel endüstriyel emisyonların yüzde 51'i ise sadece 25 şirket tarafından gerçekleştiriliyor.
Genel olarak küresel karbon emisyonlarından sorumlu olanlar ülke bazında ölçülür. Bu çalışmada da, ülke bazında çevreyi fosil yakıtlarla en fazla kirleten ilk üç ülke sırasıyla Çin, ABD ve Hindistan olmuş. Ancak, raporun esas amacı, tek tek fosil yakıt üreticilerine odaklanmak.
Raporun öne çıkarmak istediği temel unsur, küresel şirketlerin ve bu şirketlerin yatırımcılarının iklim değişikliğiyle mücadelede aslında ne derece büyük bir rol oynadıklarını dünya kamuoyuna göstermek. Dolayısıyla, fosil yakıt endüstrisinin başını çeken bu büyük şirketlerin iklim değişikliği konusunda duyarlı davranmaya başlaması, karbonsuz bir ekonomiye geçiş sürecinde önemli bir değişim yaratabilecek güce sahip.
Rapora göre, bu 100 şirket 1988'den bu yana atmosfere 923 milyar ton değerinde karbondioksit dengi emisyon salmış. 1988 önemli bir yıl çünkü insan faaliyetlerinin iklim değişikliğine etkilerini araştıran Intergovernmental Panel on Climate Change (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) bu yıl devreye alınmıştı. 923 milyar tonluk sera gazı, 1751'de başlayan sanayi devriminden bu yana dünya çapında atmosfere salınmış zehirli gazların yarısından daha fazlasını oluşturuyor.
Dünyayı en çok kirleten şirketler sıralamasında bir numarada Çin'in kömür santrallerinden sorumlu devlet kurumu, ikinci sırada Suudi Arabistan petrol şirketi Saudi Aramco ve üçüncü sırada Rus devlet şirketi Gazprom var. Sıralamada ilk 20 National Iranian Oil, ExxonMobil, Coal India, Rusya devlet kömür şirketi, Pemex, Shell, CNPC, BP, Chevron, PDVSA, ADNOC, Poland Coal, Peabody, Sonatrach, Kuwait Petroleum, Total ve BHP Billiton şeklinde devam ediyor. Listenin tamamı ise raporun kendi sayfasından görülebilir.
Bu liste elbette dünyaya en çok kirletenleri teşhir ediyor gibi görünse de aslında enerji alanında yatırım yapan/yapacak firmaların ve kişilerin neden yatırım yapmamaları gerektiğine dair bir kılavuz niteliğinde. Bu şirketlerin her biri iklim değişikliğinin önemli birer sorumlusu ve parmakla işaret edilen bu şirketlere gelecekte yatırım yapmak pek akıl karı olmasa gerek...
Yine geçtiğimiz aylarda Financial Stability Board (Finansal İstikrar Kurulu) tarafından açıklanan iklimle bağlantılı finansal risklerin etkin bildirimi önerileri raporunda, iklim değişikliği ve düşük karbonlu dönüşümün küresel ekonomide önemli değişikliklere sebep olacağı, iklim değişikliğinin etkilerinin sermaye piyasalarında yatırımcı ve şirketler üzerinde önemli maddi riskler oluşturduğu, bu riskler doğru fiyatlandırılmaz ise global finansal sistemin istikrarsızlaşmasına sebep olabileceği ve 2.3 trilyon dolarlık yatırım harcaması potansiyelinin, atıl durumda kalacak kömür, petrol ve gaz varlıkları yüzünden çöpe gidebileceği görüşlerine yer verilmişti. Hesaplar ortada...
Bahsetmek istediğim bir diğer çalışma da geçen hafta yayınlandı: Bloomberg Robin Hood Endeksi. Aslında bu endeks 21'inci yüzyılda bir Robin Hood çıksa, zenginden alıp, fakire verse sonuç ne olurdu üzerine kurulu. Demografik ve ekonomik açıdan birbirinden farklı 44 ülke üzerinden hesaplanan bu endekste, ülkelerin en zengin insanlarının tüm servetleri toplanarak, ülkelerinin en yoksul kesimine bölüştürülüyor.
Şimdi aynı Bloomberg Robin Hood Endeksi, dünyanın en zenginlerinin ülkelerindeki sera gazı emisyonunu dengeleyecek karbon kredisini satın almaları için ne kadar harcama yapmaları gerektiğini hesaplamış.
Soru net ve elbette hayali birşeye işaret eden bir soru: Gezegenin kurtuluşu için milyarderler servetinin ne kadarından vazgeçmeli? Az sayıdaki milyarderin sahip olduğu zenginliği bir kısmından vazgeçmesi iklim değişikliği üzerinde etki yaratır mı?
Bir yıl boyunca kendi ülkelerindeki sera gazı emisyonunu dengeleyecek karbon kredisini satın almak için dünyanın en zengin kişilerinin servetlerinden ne kadar feragat etmeleri gerektiğini hesaplanmış. Buna göre toplam serveti tahmini olarak 786 milyar dolara denk gelen 44 ülkenin en varlıklı isimleri, dünyanın geleceği için hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarının yapamadığını yapabilir.
Örneğin dünyanın en zengini Bill Gates'in 86 milyar dolarlık servetinin yüzde 43,8'inden vazgeçmesi ülkesindeki karbon emisyonu problemine büyük oranda çare olabiliyor. Ancak bazı zenginler, sahip olduklarından fazlasını yatırsalar dahi ülkelerindeki karbon emisyonlarının önüne geçemiyor. Mesela, milyarder Jorge Lemann'ın ülkesi Brezilya'nın karbon emisyonu maliyetini karşılamak için servetinin yüzde 102,5'ini vermesi gerekirken, online alışveriş devi Alibaba'nın CEO'su Jack Ma'nın, ülkesi Çin'deki temizlik için 37 milyar dolarlık servetinin iki katını vermesi gerekiyor.
Bloomberg'in analizine göre iklime en fazla zararı hızlı gelişen ülkeler veriyor. Örneğin, Rusya'nın doğalgaz baronu Leonid Mikhelson'ın servetinin yüzde 79'unu harcaması gerekirken, Hindistan'ın petrol otoritesi Mukesh Ambani'nin vazgeçeceği para sahip olduklarının yüzde 74'ü.
Tabi ki, karbon ticareti yapmak dünyanın bu en büyük kirleticilerini ortadan kaldırmaz. Daha adil, eşit, temiz ve sağlıklı bir dünyanın yolu üretim, enerji ve ulaşım politikalarının hızla dönüştürülmesinden, küresel servetin ve yatırımların bu alanlara kanalize edilmesinden geçiyor. Kaybedilen her gün ise hepimizin aleyhine işliyor.