İktidarın kurtuluş çaresi: Sonuna kadar İslamcılık

Anayasa’nın ihlal edilmedik yanını bırakmadığı için yeni anayasa yapacağını ilan etmiş iktidarın, İslamcılığı devlete ve topluma sonuna kadar zorlamaktan başka çaresi gözükmüyor.

Önce, iki görsel belge.

Birincisi, Millî Savunma Bakanlığına bağlı olarak Beşiktaş’ta 31.07.2016’da kurulan Milli Savunma Üniversitesi mezuniyet töreni videosu

Önünde “Muhammed Şehid Güngör – Öğ. Tğm.” yazan üniformalı genç kürsüde ellerini kaldırmış, açılış duasına başlıyor:

Euzu billahi mineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabbialemin, vessalatü vesselamü ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ecmain.

Öğr. Tğm. duanın gerisine Türkçe devam ediyor:

“(…) Bugün, başlamış olduğumuz eğitim sürecini nihayete erdirdik. Yarabbi, almış olduğumuz bu eğitimi hakkımızda hayırlara vesile eyle. Din ve devlet büyüklerimize yaptıkları hayırlı işlerde muvaffakiyetler ihsan eyle. Şairin dediği gibi, ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez’ (…)”

Ya doğrudan Mehmet Akif’ten veya ondan alıntı yapmış olan İbrahim Kalın’dan naklettiği bu mısralardan yaklaşık 1,5 dakika sonra genç Öğr. Tğm. açılış duasını bitiriyor.

Epey kısa. Diyanet Başkanı Prof. Ali Erbaş’ın Cumhurbaşkanlığı yemin törenindeki Arapça ve Türkçe duası 4 dakika 46 saniye sürmüştü.

***

İkincisi, kadın polislerin yemin töreni videosu Videoda görünmeyen, sadece sesi duyulan birisi bağırıyor: “Söyleyeceklerimi yüksek sesle tekrar et!

Hazıroldaki yüzlerce kadın polis şunları sırayla ve koro halinde tekrarlıyor:

Bismillahirrahmanirrahim / Ol deyince olduran / Gönülleri iman ile dolduran / Allah’a / Kur’an’a / Peygamberlere / Bayrağa ve silaha yemin olsun / Şehitlerim / Rahat uyusun / Gazilerim emin olsun / İntikam (2 tekrar) / İntikam daim olsun / Unutursak / Kanımız kurusun (3’er tekrar) / Allah Türk’ü korusun (3 tekrar) / Amin (3 tekrar).

***

Anayasasının 2. maddesinde “laik” olduğu yazan ülkenin Ordu’sunda ve Emniyet’inde bu törenler yapılırken ve iktidar ortağı D. Bahçeli “Yeni bir anayasa hazırlanmalı ve Anayasa Mahkemesi’ne şekil verilmeli” derken, hayat devam ediyor. Şöyle ediyor:

T.C. Milli Savunma Bakanlığı, hacca gitmek isteyenlerin isimlerini bildirmesi için kuvvet komutanlıklarına yazı gönderiyor . Bundan sonra rütbelerin önüne “Hacı” mı gelecek acaba?

Ülkenin dört bir yanında özellikle kadın şarkıcıların konserleri valiler veya belediye başkanları tarafından yasaklanıyor. HDP’li politikacılar tutuklanıyor, CHP’li politikacıların kafasının üstünde Demokles kılıçları dolaşıyor.

Anayasa Md. 34 tarafından güvenceye alınmış “silahsız ve saldırısız yürüyüş” hakkı artık tarih olmuş vaziyette. Son olarak Hakkari'de toplantı ve gösteri yürüyüşleri, oturma eylemi, basın açıklamaları, açlık grevi, çadır kurma, stant açma, dilek feneri ve balon uçurma, tiyatro ve şenlik gibi etkinlikler yasaklandı

***

Buna karşılık, tarikatların önü alabildiğine açılmış durumda. Meşhur ÇEDES Protokolü Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalandı. Açılımı: “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum”. Açıklanan amacı: Öğrencileri “bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; millî, ahlaki, insanî, manevi ve kültürel değerlere göre” yetiştirmek.

Proje kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere "değerler eğitimi" veriyor. ÇEDES’in son bikaç uygulaması:

Şirinevler’deki Şair Zihni Ortaokulu’nda düzenlenen “Bilim Şenliği ve Fetih” konulu programda bir imam kürsüye çıkarak Kur’an okudu

Bahçelievler’deki Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu spor kompleksinde cuma namazı kılınması için çağrı yapıldı. Okul müdürü tarafından öğretmenlere gönderilen mesajda öğrencilerin okula seccadeyle gelmeleri istendi.

ÇEDES kapsamında İzmir Menemen’de lise öğrencileri cami ziyaretine götürüldü.

İzmir’deki 842 okula imam, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirilmişken, şimdi de İzmir Foça’da bulunan okullarda yaz Kur’an kurslarının tanıtımı için imam, Kur’an kursu öğreticisi ve müezzin görevlendirildi.

***

Tarikatların önü açıldı derken, ceza hukukuna ilişkin son iki haber:

1) Urfa’da Menzil Cemaati’ne bağlı kaçak Kur’an kursuna devam eden 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak isimli çocuk kurs yakınındaki ahırda asılmış biçimde ölü bulunmuştu. Ardından, yine aynı tarikatın Konya Karatay’daki Nazar Çiftliği’nde kaçak çalıştırılan Suriyeli bir ailenin 2 ve 3 yaşlarındaki küçük çocukları yem karma makinesine kapılarak öldü. Mahkeme, üç çiftlik sorumlusuna “taksirle iki kişinin ölümüne neden olma” suçundan 60.700 TL adli para cezası verdi ve cezayı 20 ile 24 taksitlere böldü

Yargılama sürecinde ifadelerine başvurulan Suriyeli ana-baba, maddi ve manevi olarak zararlarının karşılandıklarını söyledi ve şüphelilerden şikayetçi olmadı. Olay nedeniyle yargılanan Menzil yöneticisi Bekir Başpınar “Bu konuyla ilgili bir şey kalmadı. Dava açıldı, ödemelerimizi yaptık, olay kapatıldı. Süreç bitti, bu konuyla ilgili bilgi vermiyoruz” dedi. “Şikayetçi değiliz, haklarımızı aldık” yazısının altına imza yerine karalama yaptığı görülen ana-babanın Türkçe okuma-yazma bilmediği ortaya çıktı.

2) Bilal Erdoğan’ın kurucularından olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Iğdır İl Temsilcisinin, MİT’çi olduğunu söyleyerek ilahiyat fakültesindeki çok sayıda kadın öğrenciyi kandırdığı ve taciz ettiği iddia edilmişti. Şimdi de, tacizin yazışmaları ve ses kayıtları mevcut olduğu halde TÜGVA zarar görmesin diye soruşturma bile açılmadığı öğreniliyor

***

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından “savaş suçu” işlemekle suçlanan Suriye Milli Ordusu komutanlarından Ebu Hatim Şakra, Ahmed İhsan Fayyad el-Hayes ismiyle kayıt yaptırdığı Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu.

Mezuniyet töreninde, üzerinde Arapça harflerle Ahmed (İhsan Fayyad) el-Hayes yazan cübbeyi giyen Ebu Hatim Şakra, kalabalık bir grupla birlikte Suriye Milli Ordusu (eski adıyla Özgür Suriye Ordusu) bayrağı açtı

***

Bu ortamda ve bu şekilde, Tek Adam Yönetimi nasıl devam edebilecek, meçhul. Anayasa’nın ihlal edilmedik yanını bırakmadığı için yeni anayasa yapacağını ilan etmiş iktidarın, İslamcılığı devlete ve topluma sonuna kadar zorlamaktan başka çaresi gözükmüyor.

Tabii, bu bir “çare” ise eğer.


Baskın Oran: 1945 İzmir doğumlu. Uluslararası ilişkiler emekli profesörü. Özellikle azınlıklar üzerine çalışıyor. 1968’de bitirdiği SBF’de (Mülkiye) asistanken 1971 ve 1980 cuntaları tarafından toplam 9 yıl üniversiteden atıldı, her seferinde Danıştay’da kazanarak döndü. 1999-2009 arasında Avrupa Konseyi ECRI nezdinde ulusal irtibat görevlisi idi. Ekim 2004’te Başbakanlık İHDK’nın Azınlık ve Kültürel Haklar Raporu’nu yazınca mahkemeye verildi ve beraat etti. 2006’da erken emekliliğini isteyerek Oxford (2006) ve Harvard’da (2009) dizi konferanslar verdi. Aralık 2008’de Ermenilerden Özür Kampanyası’nı başlatan 4 kişi arasında yer aldı. Nisan 2013’te Kürt Barışı çerçevesinde Akil İnsanlar Ege heyetinde bulundu. Ocak 2016’da 1.128 akademisyenin Bu Suça Ortak Olmayacağız bildirisini imzalayanlardan biriydi. Mülkiye’deki lisansüstü dersleri Temmuz 2016’daki OHAL’den sonra kaldırıldı. 1985’te başlayan haftalık yazıları günümüzde Agos ve Artı Gerçek’de çıkıyor. 90’ı aşkın bilimsel makalesi ve 3’ü yurt dışında da olmak üzere 26 kitabı yayınlandı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Baskın Oran Arşivi