Ahmet Nesin
IŞİD ve ÖSO Türkiye’de canlanır mı?
Rusya uyardı, İran uyardı, Almanya, İtalya, Fransa ve Avrupa Birliği’nden bisürü ülke uyardı, Amerika uyardı ve hepsinden önemlisi "Benim memleketimde ne işin var, çık buradan" diye Suriye uyardı. İstediğin kadar uyar, onlar Osmanlı’nın torunları, çık dediğinde çıkar mı, ama koşar adım "Allah Allah" diyerek kılıçla, ama at üstünde dıgıdık dıgıdık, ama şimdilik numunelik aldığımız S-400 ile kolay laf dinler miyiz, çıkmıyoruz dedik mi, çıkmıyoruzdur, anla artık.
Bugüne değin Osmanlı’nın torunları olarak geldik ama bişeyler de ters gitmeye başladı. Türkiye’ye gelen Suriyeli sayısı 4 milyona yaklaştı, ilk önce "Başımızın üstünde yeri var, kızdırma Avrupa sana gönderirim" dedin ama sen Suriye’de her adım attığında ama 50 bin ama 100 bin daha gelmeye başladı. Sen de misafirperverdin, halk da, ancak işler yavaş yavaş tersine dönmeye başladı.
O kadar misafirperver ülke halkı yavaş yavaş ırkçı olmaya başladı. Oysa bunun örnekleri var, Fransa’da Le Pen hareketi nasıl önce partileşti de sonra iktidara yada cumhurbaşkanlığına oynamaya başladı sanıyorsun. Istanbul’da nasıl ancak %33 Istanbullu varsa Paris’te de Parisli sayısı %32 olmaya başladı. Sen çok erken başladın 10 yıl sonraki Suriyeli nüfusunu düşünmeye ama Fransız 2025’teki Müslüman sayısını yıllardır düşünmeye başlamıştı zaten. Sen onları İslamafobi diye suçlarken, seninkinin adı henüz konmamıştı.
Daha geçen hafta Almanya’da AFP gibi Nazist bir parti bölgesel iktidar ortağı olmaya yüz tuttuğunda Almanya sabah akşam bunu tartışır oldu. Orada 3,5 milyon Türkiyeli varken hiç düşünmüyordun bu sorunu ama şimdi orayı da düşünmek zorundasın.
Şimdi durum biraz değişti, Avrupa’yı tehdit ederken 1 milyon Suriyeli daha kapıya dayandı diye ter bastı her tarafını. Onları silahla eğittin, silahlandırdın ve bunu seni destekleyenler hariç bütün dünya biliyor ve Türkiye’de silahlı olarak bulunuyorlar.
Kolay değil ama halkın oylarıyla ama seçim sistemiyle ama hileyle ama MHP desteğiyle, 18 yıllık bir iktidarın var. Ayakta kalabilmek için kendi adamlarını harcadın, onları beceriksiz, Gülenci, hırsız ilan ettin ama zurnanın ama zırt ama zart dediği noktaya geldin. Ergenekon desteği yavaş yavaş azalmaya başladı, açıklamadıklarını halk bilmiyor şimdilik ama açıklamak zorunda olduğun 1 haftada 12 asker ölümü var. Övündüğün tek şey, 12’ye karşı 112 öldürdüğün ama bu da ölü çocukları eve getirmiyor.
Şimdi %51’i aşağıya çekeceğin dedikoduları var, ne fark edecekse, %51’i kaybedip, %41 alacakmışsın gibi, zaten senin de, damadın da matematik hesabı bu kadar. Pek darbe şansın da kalmış gibi gözükmüyor artık, NATO’culara yanaşıyorsun ama onlar yedikleri kazığı kolay affetmezler, Avrasya grubu da kolay izin vermez.
Ne kaldı elinde Erdoğan, ben sayayım istersen, derme çatma bir SADAT, IŞİD hücreleri ve son dönem gelen ÖSO’cular, yani Suriye milli ordusu. Komik değil mi, Türkiye cumhurbaşkanının elinde kalan bir başka ülkenin milli ordusu ve şeriatçılar.
Sizce Erdoğan bundan sonrasını bir şeriat-laik kavgasına dönüştürür mü acaba? Türkiye’deki uyuyan hücreler arka arkaya patlamaya başlar mı? Ben sadece sesli düşünüyorum, ürkerek, korkarak düşünüyorum, Erdoğan iktidarda kalmak için bunu yapar mı, yaptırır mı? Bunca yıl sustuktan sonra İlker Başbuğ durup dururken mi konuşmaya başladı, her kanala bir Doğu Perinçek yalakası boşu boşuna mı çıkıp sözüm ona olmayan akıllarını vermeye başlıyorlar. 15 Temmuz’un kahraman generallerinin çoğu neden hepsi pasif görevdeler.
Ve hepsinden önemlisi, milli savunma bakanı Hulusi Akar ABD’de bir generale Erdoğan’ı ne kadar çok, ama çok sevdiğini söyledi mi, söylemedi mi? Ortalık yine biraz karışacak mı, bana mı öyle gelmeye başladı.