İşin en korkuncu bu haberlere alışmak

Bir tanıdığa bir yolsuzluk haberi gösteriyorum, dinliyor, sonra da “bu da haber mi ya, neler oluyor başka” diye yanıtlıyor beni.

Her gün yazılı basında, görsel basında gözlerimizin önünden yüzlerce korkunç haber geçiyor.

Bu haberlerin büyük bölümünün içeriği kâbus gibi, buna kuşku yok.

Ama daha da büyük kâbus bu haberlere yaklaşık hepimizin artık alışmış olmamız.

Mesela, bir tanıdığa bir yolsuzluk haberi gösteriyorum, dinliyor, sonra da "bu da haber mi ya, neler oluyor başka" diye yanıtlıyor beni.

Geçenlerde Artı Gerçek sitesinde bir haber gördüm(Birgün gazetesini de kutluyorum), size aynen aktarıyorum aşağıda:

***

"126 milyon liralık ihale Bilal Erdoğan'ın kayınpederinin şirketine gitti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü ve Bilal Erdoğan’ın kayınpederi Orhan Uzuner’in yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin aldığı kamu ihaleleri dikkat çekti. Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı, TCDD Genel Müdürlüğü, 29 Nisan’da "155 bin Adet B70 Beton Travers Temini" adı altında bir ihale düzenledi.

İhaleyi Betra Şirketi kaptı

Birgün gazetesinde yer alan habere göre, ardından da ihaleyi 126 milyon 365 bin TL teklif veren Betra Prefabrike Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin kazandığı duyuruldu. Şirket ile TCDD arasında da 21 Haziran tarihinde sözleşme imzalandı. Şirket kamudan aldığı ihalelerle, tren raylarına sinyal kablosu montajı, demiryolları üst yapı işleri, demiryolu hattı iyileştirmesi, bakım ve rehabilitasyon işleri ile yüksek hızlı tren hattın bakım ve tamirat işleri gibi birçok iş yaptı.

Kamudan son 10 yılda 242 milyon tl değerinde ihale aldı

TCDD’nin yüz milyonlarca liralık ihalesini alan Betra Prefabrike Şirketi, Uzka İnşaat isimli bir şirkete bağlı. Ayrıca, Uzka İnşaat kamudan yaklaşık 420 milyon TL değerinde 12 ihale alırken Betra Prefabrike Şirketi de kamudan son 10 yılda 242 milyon TL değerinde toplamı 15 ayrı ihale aldı. Bu iki şirketin kamudan aldığı ihalelerin toplam ise 662 milyon TL’yi buluyor.

Şirket Bilal Erdoğan’ın kayınpederinin çıktı

Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünürü ve Bilal Erdoğan’ın da kayınpederi Orhan Uzuner, Uzka İnşaat’ın yönetim kurulu üyesi. Şirketin ortakları ve yönetim kurulu üyeleri olduğu belirtilen Ahmet Selçuk Uzuner ile Mehmet Seçil Uzuner’in ise Orhan Uzuner’in kuzenleri olduğu öğrenildi."

***

Durum budur.

Şimdi diyebilirsiniz ki, "bu haberde ne var, herkes, kiminle akraba olduğuna bakılmaksızın rekabetçi kamu ihalelerine girebilir, kazanır ya da kaybeder, normal bir durum bu".

Tabirimi mazur görün ama kazın ayağı öyle değil tam olarak.

Burası Erdoğan Türkiye’si, Bilal Erdoğan’ın kayınpederinin (yani Erdoğan’ın dünürü) girdiği bir kamu ihalesine, kamu ihalesi 21-b’ye göre verilmese bile (bu da muhtemeldir) başka bir firmanın rekabetçi bir biçimde girmesinin kolay olmadığını bu ülkede yaşayan herkes biliyor.

Cumhurbaşkanının dünürünün ya da yakın ailesinin şirketinin kamu ihalelerine katılması şart mıdır?

Devlet dışından para kazanmak mümkün değil midir?

Yoksa bu tiplerin işin içine devlet (Dünür, damat) imkanları girmeksizin para kazanacak bir donanımları da mı yoktur?

Ya da Bilal Erdoğan’ın kayınpederi olarak söz konusu olan "kamu ihalelerine girmem bu aile bağı dahilinde, ihale süreci rekabetçi bile işlese (çok çok zayıf ihtimal) ayıp olur, bana da yakışmaz" diyebilecek bir mizaç sıkıntısı mıdır?

Erdoğan’ın dünürünü kendi etik sorunlarıyla baş başa bırakalım ve biz kendi temel meselemize dönelim.

Hepimiz, bu korkunç, baştan aşağı yolsuzluk kokan haberlere alıştık, en kötüsü de galiba bu.

Benim naçiz önerim her anormallik karşısında şaşmaktan vazgeçmemek.

Hatta hayretlere düşmek ve bunu sürdürmek.

Ve sanki benzer bir olayı ilk kez duyuyormuş gibi tepki vermek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi