Melis Alphan
Kadınlara 'Biz Yokuz' dedirtmek de nedir? Kadınlar var! Ve var olmaya devam edecekler!
Elidor 8 Mart Kadınlar Günü kampanyası için bir reklam filmi çekmiş ve kampanyanın sloganını #BizYokuz olarak belirlemiş.
Reklam filminin müziği Ajda’dan "Sana Ne, Kime Ne?"
Filmdeki kadınlar sırayla bu şarkının sözlerini tekrarlarken, film şu sözlerle noktalanıyor:
"Saçım da uzun, aklım da.
Aklımız saçımızla ölçülüyorsa BİZ YOKUZ."
Kampanya kapsamında birkaç ünlü kadın oyuncu da #BizYokuz diyerek 8 Mart’a kadar Instagram hesaplarını kapatmışlar.
Olmaz.
Kadınların yok sayıldığı bir coğrafyada kadınlara "Biz Yokuz" dedirtilmez.
Sosyal medyanın kadınların uğradığı hak ihlallerini görünür ve duyulur kıldığı, sosyal medyada sesi güçlü çıkan kadınların, şiddete maruz kalan kadınların sesine ses olduğu bir çağda, ünlü oyunculara hesap kapattırma eylemi, bu fikri bulanın Türkiye’de değil Mars’ta yaşadığının emaresi.
Ben bu slogana baktığımda maalesef, kadınların yıllardır bu ülkede nasıl bir mücadele verdiğini, bu mücadelenin özünü, kavramlarını, söylemlerini, önündeki engelleri bilmeyen, kadın mücadelesini anlamayan bir marka görüyorum.
‘Samimiyetin’ en önemli kavramlardan biri haline geldiği yeni dünyada, dünya çapında markaların kadınların hak mücadelesini ele alırken böyle fahiş hatalar yapmaları samimiyetsizliği ve sorumsuzluğu ortaya koyuyor.
‘BİZ YOKUZ’ SLOGANINA KADINI HER YERDEN DIŞLAMAK İSTEYENLER SEVİNİR
Kadınlar uzun yıllardır bu ülkede hayatın her alanında var olma mücadelesi veriyor.
Duygu Asena, ‘Kadının Adı Yok’ diyeli 30 yıldan fazla zaman oldu. Bu süre zarfında, kadın hareketi kadının adını her yere yazdırmak için müthiş bir çaba gösterdi.
Bu mücadele dilden başladı, adliyelere kadar uzandı.
Bu mücadele sokaktan evlere yansıdı.
Bu mücadele kadınlara yalnız olmadıkları, yok edilemeyecekleri, var oldukları ve var olmaya devam edecekleri fikrini aşıladı.
Bu mücadele bir nevi, kadınları eğitimden bilime, siyasetten sanata, ekonomiden kamu yönetimine her ama her alanda var etme savaşı.
Ayrımcılıktan tacize, tecavüzden cinayete, en hafifinden en ağırına yükün altında, kadınların hayatta kalmaya çalıştığı bir düzende "Biz Yokuz" diyenler, kadınlara bunu dedirtenler, bu mücadelenin içindeki ve destekçisi milyonlarca kadının gözünde ‘meseleyi hiç anlamamış’ kimselerden başka bir şey olamıyor.
‘Biz Yokuz’ sloganı, en çok da şunu anlamadıklarını gösteriyor: Bu ülkede toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle "Ben burada yokum arkadaş" diyerek üstesinden gelemeyiz.
Kadınlar şiddete, ezildikleri ilişkilere, tacize, tecavüze, iş yerinde ayrımcılığa, siyasette seslerinin kısılmasına, haksız kararlar veren mahkemelere rağmen, her ama her yerdeler. "Biz Yokuz" sözüne herhalde en çok kadını baskılamak isteyenler sevinir. "Ne işin var işte, sokakta, o saatte?" diye en çok soran onlar ne de olsa.
Kadınlara "Biz Yokuz" dedirtmek, kadınlara pes ettirmektir. O cümlenin başında veya sonunda ne olursa olsun...
Hakları için mücadele eden ve onlara ses olan, destek olan kadınlarda ‘Biz Yokuz’ sloganı öfke yaratır.
Zira, etki alanı geniş, güçlü, fazlasıyla kadına ulaşan markaların diğer herkesten daha sorumlu, daha titiz, daha hassas davranması beklenir. Kadın mücadelesini uzaktan seyretmesi değil, meseleyi en küçük birimine kadar hissetmesi, anlaması ve çalışması gerekir.
YA SAMİMİ OLUN YA DA KADIN KONUSUNA HİÇ GİRMEYİN
Bugünkü bu falso bir yana, Elidor, geçtiğimiz yıl bu zamanlarda başarılı bir kampanyaya imza atmıştı. ‘Bu Kızın Öyküsü’ biyografik belgesel serisi Elidor’un desteğiyle hayata geçmiş ve Türkiye’den 9 genç kadının başka kadınlara ilham verecek hayat hikâyeleri BluTV’de yayınlanmıştı. Fotoğrafçı, kick box antrenörü, itfaiye ‘eri’, müzisyen, balon pilotu, model ve sporcu kadınların hikâyeleri ekranı doldurmuştu.
Hepsi, hayatta kendi yolunu çizen, engellerin üstüne giden, başkalarının dediklerini değil kendi iç sesini dinleyen, kendisi dönüşürken buna çevresini de dahil eden kadınlardı.
Tam da ‘Kadınlar her yerde’ mesajını veriyordu. Bize, kadınların erkeklerle özdeşleşen iş kollarında bile var olabildiklerini gösteriyordu.
Şimdi aynı marka kaş yapayım derken göz çıkardı, kadınlara "Biz Yokuz" dedirterek büyük bir tutarsızlığa imza attı.
Kadın mücadelesi, sığ bir şekilde ele alınacak bir konu değil. O sığlık, hele de günümüz dünyasında, markaları samimiyetsizliğe, tutarsızlığa ve inandırıcı olmadıkları bir noktaya götürür.
Markalar, kadınların nasıl yok sayıldıklarını değil, tüm zorluklara ve engellere rağmen nasıl büyük başarılara imza attıklarını anlatmalı.
Kadınlar fikirleriyle, ifadeleriyle, eylemleriyle inadına var ve var olmaya devam edecekler!
İstenmedikleri, küçümsendikleri, dışlandıkları, alay konusu oldukları her yerde "Ben varım" diye savaş verecekler.
Bunu anlamayanlar bir zahmet kadınların sesi olmaya falan soyunmasın.
Zorlamayın...
Ya samimi olun.
Ya da bu mevzuya hiç girmeyin.