'Kendini ihbar et, mezarınla barış' affı

Kolonları kesilmiş binada hayatını kaybettiği için 'şehadete ulaşan'ların tam kadro devlet erkanı katılımıyla 15 Temmuz Şehitler Camisi'nden kaldırılması ülkedeki çöküşün tam resmidir.

İstanbul Kartal'da 43 kişinin yaşadığı Yeşilyurt Apartmanı'ndaki çökme 21 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Sekiz katının üç katı kaçak, altındaki konfeksiyon atölyesi ruhsatsız ve kolonları kesik bina imar affından faydalanmak için başvuruda bulunmuş. 

İmar affetse, fizik affetmiyor.

Barış kelimesini bir imar yasasıyla, kaçak binalarla, çarpık bir düzenle birlikte anmak istemediğim için geçen yıl bu düzenleme gündeme geldiğinden bu yana genellikle imar affı demeyi tercih ettim. 16 yıllık politik pratiklerine dönüp baktığımızda toplumun hiçbir kesimiyle barışı sağlayamamış, üstelik çatışmayı yükseltmiş bir iktidarın imar gibi yüksek rant içeren bir alanla barışmak istemesi normal haliyle...

Türkiye'de 13 milyon konutu kapsayan imar affı uygulaması ilgili meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin, uzmanların ve muhalefet partilerine mensup vekillerin tüm itirazlarına rağmen 18 Mayıs 2018 tarihinde yasalaştı. 30425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7143 sayılı kanunla ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16'nci maddeyle yürürlüğe girdi.

Geçen yıl mayıs ayında 24 Haziran seçimleri öncesinde atar topar topluma kaçak yapılaşma affı sunuldu. Denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış yapılar yurttaşın kendi kendini ihbar etmesi üzerine kurulu bir mekanizmayla yasal hale getirilirken, deprem güvenliği de hiçe sayıldı. 

İktidarın, imar ve iskan sorunu olan konutlara yasal bir kılıf kazandırmak için başlattığı bu af uygulaması için son başvuru tarihi 31 Ekim 2018 olarak ilan edilmişti. 

Yasanın ilk gündeme gelişi sırasında Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Mehmet Özhaseki, düzenlemeyle devletin vatandaşla ihtilaflarını sona erdireceğini belirtmiş, "Kavgaları bitirecek, bir taraftan da ekonomik bir değer haline getirecek bir yasayla baş başayız" demişti.

Balzac'ın bir lafı var, "Duyduğun her şeye inan, bu dünyada her türlü kötülük mümkündür" der. 

Bazen gerçek kötülük apaçık, ağızlardan öylece ortaya dökülüverir. Kavgaları bitirip, ekonomik değer olarak bakarken birden hayatların da bitirildiği fark edilir ama artık çok geçtir. Sorumluluk almamak için de hep aynı yollara başvurulur. Benzer olayların ardından artık olabilecekleri gözümüz kapalı biliyoruz.

Mesela, Türkiye'de kaçak binalarla ilgili uygulamalar ikiye ayrılır, binalar çökmeden önce imar affı, binalar çöktükten sonra ise yayın yasağı getirilir.

31 Ekim 2018 son tarih olmasına rağmen düzenlemenin başvuru süresi önce 31 Aralık 2018 tarihine kadar uzatıldı. 

Özhaseki'den sonra Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Murat Kurum, 28 Aralık'ta yaptığı açıklamada, yaklaşık 9 milyon 500 bin kişinin İmar Barışı'ndan faydalandığını söyleyerek, 14 milyar liralık gelir elde edildiğini ifade etmişti. 

Normal şartlarda 31 Aralık'ta sona ermesi gereken düzenlemenin bu kez altı ay daha uzatıldığı açıklandı. Hatta "yoğun talep üzerine" affın bir yıl daha uzatılacağı bile konuşuldu.

Her biri birer kent ve çevre suçu oluşturan büyük ölçekli rant projeleri de dahil olmak üzere kaçak yapıların imar affı yoluyla yasallaştırılması, yurttaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye attığı gibi aynı zamanda kaçak yapılaşmayı bir anlamda yeniden teşvik de etti. 

Önce katları çıkıp daha sonra affa başvuranların olduğu biliniyor. İmar affının birkaç kez uzatılmasının ardında da bunun olması normal çünkü, katlar çıkıldıkça rant çarkı daha hızlı dönecek, paralar da ona göre gelecek. 

2017 yılında 80 milyon nüfuslu Türkiye'de 330 bin müteahhit olduğu açıklanmıştı. Aynı nüfusa sahip Almanya'da bu sayı 2 bin 700, tüm Avrupa'da ise 25 bin civarında. Ekonomide durgunluk başlayınca kalkıp yaptıkları kaçak, denetimsiz, hiçbir mühendislik desteği olmayan, estetikten zerre nasibini almamış binaları diktikleri için devletten kurtarılmayı bekliyorlar. O kadar çoksunuz ki devlet hangi birinizi kurtarsın?

Öte yandan, yine aralık ayında bu düzenlemeye ek olarak, Boğaziçi öngörünüm bölgesi ve sahil şeridi de imar affı düzenlemesi kapsamına alındı. Yine ilgili odalar, sivil toplum örgütlerinin itirazlarına rağmen daha önce dahil edilmeyeceği de açıklanmasına rağmen İstanbul Boğaziçi bölgesinde 40 bin dönüm alan imar affı kapsamına girdi.

Bu düzenleme, Boğaziçi bölgesindeki kaçak yapılarla ilgili yıkım kararları ve para cezalarının da iptali anlamına geldiği gibi yıkılması gereken eklentiler, kaçak kısımlar da tamamen meşrulaştı. 

O dönem yapılan açıklamalarda, "Sarıyer, Beykoz ve Üsküdar ilçelerinde ön görünümde olup deniz görmeyen alanlardaki 40 mahallenin düzenlemeye dahil edildiği, bu mahallelerde aftan yararlanabilecek 14 bin bina bulunduğu ve bu binalardan devlete gelir kaydedilecek toplam yapı kayıt bedelinin 150 milyon TL seviyesinde" olduğu kaydedilmişti.

Geçen yıldan bu yana imar affının süresinin sürekli neden uzatıldığına ve kapsamının neden genişletildiğine buradan bakarsak resim netleşir.

Siyaset, müteahhit, bürokrasi üçgeni içinde üç katı kaçak, altındaki atölye ruhsatsız, kolonları kesilmiş binada hayatını kaybettiği için "şehadete ulaşan"ların tam kadro devlet erkanı katılımıyla 15 Temmuz Şehitler Camisi'nden cenazesinin kaldırılması bir ülkedeki çöküşün her anlamıyla resmidir. 

Kartal'da inceleme yapan Erdoğan, "Almamız gereken birçok dersler var. Atılması gereken adımları kararlı bir şekilde atacağız" diyor. Ders ne mesela, imar affı düzenlemesini hemen sona erdirmek? 

Herhangi bir musibetten ders alacağınız yönünde zerre umutlu değilim...

Tekrar dönüp 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16'nci maddeye baktığımızda, şu ifadeleri görüyoruz:

"Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir.

Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir."

Bizzat kendi elleriyle parasını ödeyerek, bir anlamda kendilerini devlete karşı ele vererek, bütçeye kaçak yapılarını bir biçimiyle yasal hale getirip destek sağlayanlar kendilerine mezar olacak binaları finanse ediyorlar, etmeye de devam edecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Cengiz Arşivi