Kokainin ardında pudra şekeri yok

Hayatta kalma yarışında, en kolay yolun AKP’ye bir şekilde eklemlenme olduğu gerçeğini herkes kabullendi. Korkunç olan, bu.

Kareli ceketini iliklemesinden jöleyle arkaya taradığı saçlarına, liderlerinin yanında gururla poz vermesinden yükseliş hikayesine, tipik bir AK genç görünümü veriyor Kürşat Ayvatoğlu.

Tabii arabada kokain kullanma görüntüleri ortaya çıkmasaydı...

AKP, bunun bir siyasi skandala dönüşmesinden fevkalade rahatsız. Ayvatoğlu bir istisna olabilir, her AK genç bağımlı ya da yoz demek elbette yanlış.

Asıl mesele, AKP’li kurmayların verdiği tepkiler.

Ve HDP MV Garo Paylan’ın belirttiği gibi, Ayvatoğlu şahsında gözüken "buzdağının ucu"... Beş yılda, bir taşra belediyesinde nasıl bu serveti edindiği. 

AKP, kurulduğunda "muhafazakar demokrat"tı, uzun süredir "muhafazakar milliyetçi".

Sigara ve alkol tüketiminden, Sünni İslama aykırı gelen farklı yaşam tarzlarına savaşını her daim, yüksek sesle dile getiriyor. Kendi tabirleriyle bunların hepsi "Batı’nın dejenerasyonu".

Kokain hadisesi, bu anlamda yozluğun, çifte standardın bir göstergesi oldu.

RESİÇİLİĞİN ASLOLDUĞU ÇİFTE STANDART

19 yıllık iktidar ve MHP ortaklığıyla geçen 3 yıllık "Türk tipi CB sistemi" sayesinde, totaliter bir rejim inşa ediliyor... (Prof. Nilgün Toker’in "Türkiye otoriter değil, totaliter bir yapıyla yönetiliyor" tespitini yaptığı röportajı da buraya bırakayım.

Rejim dönüşürken, zaten varolan kayırmacılık, liyakatsizlik, yolsuzluk, hak hukuk tanımazlık ayyuka çıktı.

Atanan bakanlar, belediye başkanları, hakim, savcı ve rektörlerden atan(a)mayan öğretmenlere, sonsuz kıyak çekilen şirketlerden taşradan besin zincirine eklemlenmeye, herkes bu yozlaşmadan payını aldı:

Boyun eğenler ödüllendirilirken direnenler, cezalandırılıyor, yok sayılıyor... Reisçiliğn asloduğu çifte standartlar...

Kokain kullanan kişi, bir muhalefet partisinin üyesi çıksaydı İçişleri Bakanı böyle mi davranacaktı?

Soylu, kokain lafını ağzına almazken "pudra şekeri, şeker, ya da kolonya, ne derse desin" diyebiliyor.

AKPLİ OLMAK HER KAPIYI AÇAR

AKP’den gelen açıklamalar, konuyu "yanlış arkadaşlar"a indirgiyor.

Ayvatoğlu ise AKP’de çalışmanın daha güçlü (ve daha zengin) olmaya yaradığını düşündüğü için "yanlışlara sürüklendiğini" açıkladı.

Bana göre asıl skandal, bu sözler.

Skandalı partiye mal etmemek için meselenin "bireysel"liğine vurgu yapılıyor. 

Fakat AKP’li olmanın her kapıyı açacağı kanaati, başkentten taşraya, kolay para kazanmanın, "network" edinmenin yolu olduğu kanaati çok yaygın.

Her AKP’li zengin değil, her AKP’li yolsuz değil...

"Sadık olanın" basamakları tırmandığı, hiçbir uzmanlığı veya becerisi olmadığı halde ödüllendirildiğine her gün şahit olmuyor muyuz?

Zenginleşme derken servet edinmeyi anlıyoruz.

İnsanların geçinmek için, çocuklarını okutabilmek, evlenebilmek, barınmak ve beslenmek için neler kadar çok kazanması gerektiğini atlıyoruz.

Hayatta kalma yarışında, en kolay yolun AKP’ye bir şekilde eklemlenme olduğu gerçeğini herkes kabullendi.

Korkunç olan, bu.

Buzdağının görünen yüzü, bu.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi