Komşudaki yangın

Aynı güneşin doğduğu, aynı yağmurun yağdığı, aynı ağaçların boy verdiği bir coğrafyada, gücü elinde bulunduran merhametsiz bir irade başkasının arazisine bomba yağdırıyor…

 Aynı güneşin doğduğu, aynı rüzgârın estiği, aynı yağmurun yağdığı, aynı ağaçların boy verdiği, aynı bitkilerin yetiştiği, aynı çiçeklerin açtığı, aynı meyvelerin tatlandığı, aynı canlıların ortam edindiği ve yaşadığı, aynı türkülerin söylendiği bir coğrafyada, gücü elinde bulunduran merhametsiz bir irade başkasının arazisine bomba yağdırıyor…  

Ülkemizde ekonomi çökmüş, yoksulluk, işsizlik ve gelir dağılımı dengesizliği hat safhaya çıkmışken her ne sebeple olursa olsun savaş ilan etmek çılgınlıktır… Dahası sonuçları itibarı ile ilkelliktir…

Çünkü hangi çapta olursa olsun bir savaş en başta tabiatın harmonisine sabotaj ve saldırıdır…

Savaş, uygarlığa gaddarca sıkılmış kurşundur…

Savaş çeşitlilik içinde oluşturulan yaşamsal ortamların tahribatıdır…

Savaş ortak yaşamı hedefleyen bir saldırıdır…

Savaş, demokratik hakları, eleştiri ve itiraz hakkını ortadan kaldırır…

Savaş bağımsız hukuku bloke eder, görevini yapamaz hale getirir…

Savaş halkı yoksullaştırır, muhtaç hale getirir…

Savaş, hakikati gizler, sanatı engeller…

Savaş iletişimi bozar, anlamı öteler…

Savaş toplumun gündelik hayatını tedirgin eder, korku sarmalını büyütür…

Savaş halkı ayrıştırır, karşı kamplara böler ve düşmanca söylemlerle bir arada yaşama kültürünü yok ederek toplumu kaosa sürükler…

Savaş, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak telafisi mümkün olmayan tahribata yol açar…

Savaş, şiddeti meşrulaştırır, intikam hırsını körükler ve derin toplumsal travmaya zemin hazırlar…

Savaş, insanlığın uygarlık mücadelesinde elde ettiği tüm kültürel değerleri ve tarihsel kazanımları imha eder, kullanılmaz hale getirilir.

Savaşın insanlığa, uygarlığa, kültürel değerlere, toplum sağlığına ve gündelik hayata dair olumsuz sonuçları ortada…

Bu gerçeklik yüz yıllardır yaşanmış olmasına karşın otorite sahipleri yine de akıl dışı bir savaşı ne pahasına olursa olsun mantığı ile devam ettirmekten kaçınmıyor.

Gelinen aşamada, uygarlık için, kültürel değerler için, şiddet yanlısı siyasal söylemlere ve savaş kışkırtıcılığına karşı, inat ve ısrarla barış tutumundan, demokratik haklardan ve özgürlük talebinden vazgeçmek yok… Tıkanan itiraz yollarına ve aykırı seslerin tahammülsüzce bastırılmak istenmesine karşın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Boran Arşivi