Ortalıkta bir virüs var, ortaya çıktığından beri herkesle dalga geçiyor. İşi gücü siyasileri ve bilim insanlarını yanıltmak, doğal olarak da onlardan gelen haber ve talimatları yerine getirmeye çalışan halkları şaşırtmak. Bir günü diğer gününe uymuyor, TV programlarını izliyor sanki, doktorlar o gece ne diyorsa, ertesi gün onları ters köşe yapıyor. Gerçi bilim kurulunun dediklerini izledikçe de şaşırıyorum ama olsun, adı bilim kurulu, ne yapalım.
Televizyonlar koronavirüs programları yapmaya başladığından beri deli gibi izliyorum. Bugüne değin anladığım şu, Türkiye’de mikropla ilgili çok fazla araştırma yapılmıyor, ilk çıktığı ülkeden tutun, en fazla ölüm olan ülkelere göre örnekler vererek neler yapılması yada yapılmaması üzerine kararlar veriliyor, biz de hergün değişen bu kararları dinleyip uyguluyoruz.
Bu arada Erdoğan ve kimi bakanları da izliyorum ve bilim kurulunu neden kurduklarını çözmeye çalışıyorum. Çözmeye çalışıyorum, çünkü bilim kurulu üyelerinin kimi konuşmalarıyla Erdoğan’ın açıklamaları birbirini tutmuyor. Oysa Almanya bu işi Robert Koch Enstitüsü’ne bırakmış, onların inceleme ve açıklamaları doğrultusunda hareket ediyor. Sonuç ne mi oluyor, onca hastalığa rağmen en az ölümün yaşandığı ülke durumunda şu an.
Bizdeki açıklamalar şöyle:
İlk olarak Çin’de başladı, istatistiklere göre 65 yaş üstü tehlikeli, gençlerden yaşamını yitiren yok.
İtalya’ya baktığımızda ilginç bir durum var, yaşamını yitirenlerin çoğu 50 yaş sınırında.
Çin’deki olaylara baktık ve 65 yaş üstünün evden çıkmaması gerektiği kararını verdik.
Dünyadaki son açıklamalara göre virüsü taşıyıcılar çocuklar ve gençler, o yüzden okulları kapattık.
Çocuklar ve gençler ölmüyor ama ciddi taşıyıcılar, o yüzden onların bilhassa dede ve nineleriyle irtibatlarını kesmemiz gerekiyor.
Çocuklar ve gençler taşıyıcı olduğundan 20 yaş altının sokağa çıkmasını yasakladık, bu yayılmasını önlemek için çok önemli bir adım.
Sonuç olarak önemli bişeyi başardık, taşıyıcı çocuklarla ölebilir dede ve ninelerimizi aynı eve tıktık, anne ve babaların çocuklarıyla anne ve babalarını ayrı odalarda tutmaları bu aşamada çok ama çok önemlidir.
Umre’den ilk gelenleri karantinaya almadık, çünkü Arabistan’da hastalık yoktu.
Arabistan’da hastalık yoktu ama Kabe’ye bütün dünya Müslümanlarının geldiği ve hastalığı başkalarının getirebileceği hesaplanmadı.
Son aldığımız habere, bilmemne enstitüsünün açıklamasına göre virüs 26 derecenin üstünde yaşamıyor.
Virüs sıcakta yok oluyor dendiğinden beri Avrupa’nın en sıcak Akdeniz ülkelerinden biri İtalya’da ölümler arttı ve birinci sıraya geçti.
Sıcaklık artınca virüsün yok olacağını bekliyoruz, en az İtalya kadar sıcak olan İspanya ölümlerde İtalya’yla yarışıyor. Almanya’da havalar hâlâ soğuk ama en başarılı ülkelerden birisi.
65 yaşı 60 yaşa çektiler, bugün 22 yaşında bir genç yaşamını yitirdi.
Hastahaneler güvenli değil, her olayda hastahanelere üşüşmeyin.
Belirtileriniz son aşamaya geldiğinde güvenliğiniz için sizi hastahaneye yatıracağız.
Bugün bir kadın doğumdan hemen sonra yaşamını yitirdi, bebek de doğumdan 2 gün sonra annesi gibi öldü. Kolon incelemesine göre hastalık anne karnında kapılmıyor.
Daha devam etmeyeceğim çünkü benim gibi kafayı sıyırma noktasına gelebilirsiniz, anlayacağınız en sağlıklı yer anne karnı, en azından şimdilik ölüm haberi olmayan tek canlı.
Bütün bunların dışında büyük bir çoğunlukla bilim kurulu ve diğer doktorlar bikaç konuda hemfikir oldular, ciddi bir sokağa çıkma yasağı, daha fazla test yapılması, maske olayının ciddi bir şekilde yaygınlaştırılması. Bu konuda çok ısrarcı oldular ama anladığım kadarıyla Erdoğan ve hükümet kendilerini dinlemedi.
Yukarıda yazdıklarımla kimseyle alay etmiyorum, bütün dünya hemen hemen bu durumu yaşadı, yeni bir virüs ve herkes örnekleme üzerinden gidecekti. Son yaşananlar ve uygulamalarla bütün sağlık ekibinin nasıl bir cenderede olduğunun farkındayım ama ben inatla sorumluluk taşımamak adına bir açıklama yada istifa tehdidi yapılabilinirdi Erdoğan’a. Bana artık dönülmez bir ufkun ucuna geldik gibi geliyor, umarım yanılırım.
Evet, anlatmak istediğim Erdoğan’ın son olarak saydığım bilim kurulunun 3 önemli önerisini hiç ciddiye almadı ve geldiğimiz nokta da hiç hoş değil. Gördüğüm tek şey koronavirüsün Erdoğan’dan daha demokrat olduğu ve zengin, fakir, yaşlı, orta yaşlı yada bebek dinlemediği, herkese eşit davrandığı anlaşıldı, virüs bile Erdoğan’dan daha demokrat.
Bugünlerde sadece sağlık kurulu yada doktorlar değil rahatsız olan, tahminime göre Sağlık, Milli Eğitim ve Adalet bakanları da sıkıntı yaşıyorlar ama dönem istifa edecek dönem değil, edemiyorlar. Dünya çapında salgına karşın şunu öğrendim, hemen hemen hiçbir ülkede sağlık sistemi çökmez ama siz onu yanlış kararlarınızla çökertirsiniz.
