Sibel Hürtaş
Kürsülerin eşitliği; siyasetçilerin eşitsizliği
Meclis Çarşamba günü son dönemlerin en büyük kavgalarından birine sahne oldu. Daha önce bir milletvekilinin yaşamını yitirdiği o Genel Kurul salonunda, önceki gün de Ana Muhalefet Partisinin Grup Başkanvekili Engin Özkoç, direkt hedef alınarak, kaba kuvvete maruz kaldı.
Tam anlamıyla korkunç görüntüler…
Çarşamba günü ne oldu?
Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak, "Türkiye’nin buradaki mücadelesini sürekli fitne ile yalanla lekelemeye çalışan her kim olursa olsun haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuşmayı AKP Grup toplantısında yaptı. Salı günleri yapılan grup toplantısı, Salı en son konuşma sırası Kılıçdaroğlu’nda olduğu için Çarşamba’ya alındı. Böylece Erdoğan, hem son sözü söylemiş oluyor hem de Kılıçdaroğlu’na yanıt veriyor. Hal böyle olunca, Erdoğan’ın bu konuşmalarına yanıt vermek üzere CHP’liler, basın toplantısı planladı. Grup Başkanvekili Engin Özkoç da aynı ifadeleri, "onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir" sözlerini Cumhurbaşkanını hedef alarak söyledi.
Hemen ardında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin "Suriye politikasının tekrar değerlendirilmesi amacıyla" verdiği Meclis Araştırma Önergesi üzerinde konuşmak üzere Özkoç, kürsüye çıktı. Ama konuşamadı. TBMM tutanaklarına göre, tartışma şöyle başladı:
CHP GRUBU ADINA ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Saygını kabul etmiyoruz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Önergeyle ilgili konuş!
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - …Müslüman kadınları evlerde yemek yaparken…
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Adam ol! Adam ol!
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - …yukarıdan bombalama sesleri geliyor, o insanlar katlediliyorsa… (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Adilik yapma!
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Onursuzluk yapma!
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Haysiyetsizlik yapma! Onursuzluk etme!
BAŞKAN - Milletvekilleri, yerlerinize oturun lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - …onunla birlikte bu mücadelenin kaynağı olan insanlara karşı…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, herkes yerine otursun lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - …bir şekilde, onun yanında bu savaşa katılan herkes bu savaştan sorumludur.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Haysiyetli olacaksın! Onurlu olacaksın!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Sana yazıklar olsun!
Bu tartışma hızla kavgaya dönüştü. Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in oturuma ara vermesi dahi kavgayı bitiremedi. Genel Kurul’daki kavganın koridorda, kuliste de devam ettiği, kavgaya danışmanların dahi katıldığı belirtiliyor.
Bitmedi…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, jet hızıyla Engin Özkoç hakkında bir fezleke hazırladı. Özkoç da "Aynı sözleri söyleyenlere de dava açın" diye sitemde bulundu.
Erdoğan da Özkoç da kürsüden aynı sözleri söyledi ancak ikisinin de hedefleri farklıydı. İkisi de bu ifadeleri aynı çatı altında kullandı. Ancak Başsavcılık, Özkoç hakkında dava açtı. Yargıçların, savcıların yasaların uygulanması yönünde yaptığı ayrımcılıklar üzerine tartışmalar çokça. Ancak yargıçlara bu ayrımcılığı rahatça kullanabilmeleri için bir yasa maddesi var:
Türk Ceza Kanunu madde 299: Cumhurbaşkanına hakaret suçu.
Başsavcılık, Özkoç hakkında resen soruşturma açabiliyor. Ancak Özkoç, kendisine yönelik hakaret suçundan sadece suç duyurusunda bulunabiliyor ya da tazminat davası açabiliyor. Bu sözlerin söylendiği gün, aynı gün; söylendiği çatı aynı çatı, kürsü aynı kürsü (Meclis kürsüsü) ama buradaki en büyük çelişki; o kürsüyü kullananların kürsüye çıkarken hangi sıfatı kullandıkları?
Erdoğan, AKP Grup Toplantısı Salonundaki kürsüye "AK Parti Genel Başkanı" sıfatıyla çıkıyor, bunun üzerinden de rakibi olan bir partinin Genel Başkanını en ağır ifadelerle eleştiriyor. Ama kendisine yönelik bir eleştiri olunca, Erdoğan bu kez "Cumhurbaşkanı" sıfatını takınıyor ve karşıdaki kişi hakkında resen soruşturma açılabiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yürürlüğe girmesiyle birlikte bir anda birçok sıfatı üzerine alan Erdoğan’ın hakaret etme serbestisi olacak; ama aynı hareket kendisine yapılınca yapan kişi yargılanacak. Üstelik yasa da buna müsaade edecek!
Türk Ceza Kanunun 299. Maddesindeki sıkıntılar sadece Çarşamba günü Parlamento’da yaşananlarla sınırlı değil.
Yerel seçimler sürecinde partisinin kampanyasını bizzat sürdüren Erdoğan, meydan meydan gezip rakiplerini sert sözlerle eleştirebiliyor; ama yanıt verenlerin hepsi TCK 299’dan yargılanıyordu. O dönem Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sohbet toplantımızda, sert eleştiriler karşısında, "Ben bir lider olarak yanıt verdiğimde, AK Parti Genel Başkanı'na mı yanıt veriyorum; Cumhurbaşkanı'na mı yanıt veriyorum, bilmiyorum" demişti. O dönemde Erdoğan’ın Akşener’e terörist dediğini, Akşener’in kendisine yanıt verdiğinde de 299 kapsamında soruşturulduğunu anımsatalım.
Yasanın uygulanmasındaki çelişkiler bu şekilde. Peki, TCK 299’uncu maddenin Engin Özkoç hakkında işletilmesi ne anlama geliyor?
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, fezlekenin hemen TBMM Başkanlığına gönderileceğini söyledi. Bu açıklama üzerinden saatler geçmeden, fezleke TBMM Başkanlığına ulaştı. Artık takdir yetkisi Gül’ün de söylediği gibi TBMM Başkanlığında.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde TCK 299’un uygulama alanı o kadar geniş oldu ki; geçen yasama döneminde HDP Grup Başkanvekilinin bu nedenle milletvekilliği düşürüldü. Anımsatalım,
HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, "saraydaki padişah bozuntusu" dediği için TCK 299 kapsamında, 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay’ın cezayı onaması üzerine, TBMM Başkanlığında fezlekesi okunarak, milletvekilliği düşürülmüştü.
Bu tarihte bir ilkti,
Şimdi gözler CHP Grup Başkanvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesi tartışmasında. Ankara’ya böyle bir kaygı hâkim.
Ama asıl kaygı duyulması gereken
Kürsüye yönelik saygı, kürsü dokunulmazlığına atılan tekme tokat, kürsüler arasında böyle bir uçurum yaratan hukuk düzeni…