Erdoğan, "Kürt sorununu çözmeyi başardık. 2018’in Türkiye’sinde artık Kürt sorunu diye bir şey yoktur" demiş, ama saha öyle demiyor.
HDP Kocaeli milletvekili adayı olarak sahada dolaşıyorum ve bu iddianın aksine Ak Parti’den HDP’ye doğru önemli bir yöneliş görüyorum. Kürtler artık işin gerçek yüzünü görmüş, karar verilmiş ve değişim başlamış.
Kürdün ne düşündüğünü önemsemeden Kürt meselesini çözdüğünü sanmak büyük bir gaflet. Karnı ağrıyan kişiye "niye kıvranıp duruyorsun, karın ağrıtacak ne neden olabilir ki?" diyen kişiden bir farkı yok Erdoğan’ın. Çözümsüzlüğe terk edilmiş bir konu sözle çözülmüyor.
Dilovası’nda bir eve misafir oluyoruz. Bizi misafir eden çarşaflı teyze çok öfkeli. Gelini ve oğlu bylock iddiasıyla tutuklu, "Yıllarca kapı kapı dolaşıp Ak Parti’ye oy topladım hatta Allah af etsin HDP’den Ak Parti’ye geçirdiğim çok kişi vardır ama şimdi bu zulmü görüyorum, yaptığım çalışmalar için çok pişmanım, elim kırılaydı yapmayaydım " diyor. 2 torununa kendisi bakıyormuş ve oğlunun kendisinden "anne sakın o zalimlere ricacı yollama, boyun eğme" dediğini aktarıyor. Ona bir şey anlatmamıza bile fırsat vermiyor "ben zaten çevreme gereken çalışmayı yapıyorum, siz gidin başka kişileri ikna edin" diyor. Oğlunu ziyaret için gittiği cezaevi bekleme salonlarındaki başka ailelerin sefaletini, dramını anlatıyor. Başörtüsü istismarı yapan iktidarın şimdi başörtülülere sırf kendisinden olmadığı için zulmettiğini söylüyor. Teyze çok dolu, kendisinden daha dindar olan oğluna hep özendiğini, bu hali vicdanların kabul edemeyeceğini söylüyor.
Bir başka kanaat önderi Kürt amca "Evlat biz 24 Haziran’ı bekliyoruz, bizi yok sayana, MHP ile kol kola girip gerçek yüzünü gösterene oy yok" diyor. Bir başka esnaf "Erdoğan bizi terörist yerine koyuyor ve ‘o teröristlerin 15 çocuğu var diyor" diye içerliyor. Esnafları dolaşıyoruz, pazarcılara selam veriyoruz, bizi güler yüzle karşılayıp "abi bizimle vakit kaybetmeyin, kararımız belli, siz kararsızlara gidin" diyorlar. HDP’ye eleştiri yok mu? Elbette var ama Erdoğan’ın gerçek yüzünü görenler hem eleştirilerini söylüyor hem de oylarını HDP’ye vermekten kaçınmayacaklarını söylüyor. Ancak HDP’nin bu eleştirileri dinlemesi ve esaslı bir muhasebe yapması da şart.
Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olması vicdanların kabul edemediği bir durum. Bu yarışın adil olmadığı konusunda farklı kesimlerin de dile getirdiği önemli bir şikâyet var. Demirtaş’ın cezaevinde çektirdiği fotoğrafı dağıtıyoruz, çok kişi sevgiyle bakıyor ve üzüntülerini bildiriyor. Ezilenlerin yanında olduğumuzu ve onları en iyi anlayanın demokrasi isteği nedeniyle zulme uğrayan binlerce kişini üyesi olduğu HDP olduğunu söylüyoruz.
Bana gelen çok mesaj bırakın Kürdü bir çok Türk’ün de bu seçimde oyunu HDP’ye oy vereceği şeklinde. Şahsıma gelen yüzlerce mesajda aileden MHP’li olduğunu ama bu sefer oyunu başka kişileri de ikna ederek HDP’ye vereceğini söyleyen çok kişi var. Önceden HDP binasına saldırdığını ve ülkücü olduğunu söyleyen, fakat bu cahilliğinden pişman olduğunu söyleyen bir takipçim bakın neler söylüyor.
"Hocam merhaba. İsmim ... Ezelden beri ülkücüyüm. Üniversitede Ülkü Ocakları’nda aktif rol aldım. HDP binasına saldıracak kadar da cahildik. Şu an 2013 Aralık’ta geçtiğim İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) sınavının parasını yatırtmıyorlar, alamıyorum yani. Zaten ihracım. 17 ay hapis yattım. İnanın sırf bu İSG muhabbetini gündeme getirirsiniz diye Kocaeli’de olsam oy vereceğim size. Rabbim işte, gün gelir mücadele ettiğini sandığın insanlardan umut bekletir. Başarılar. İnşallah Meclis’e girersiniz. Mesajı eğer paylaşacak olursanız ismi engelleyin lütfen, silin."
Bir başka takipçim önceden şahsımın düşmanı olduğunu ve kendisinin KHK ile ihracı sonrası büyük bir şok yaşadığını söylüyor ve mağduriyetlere karşı şahsımın ve HDP’nin duruşundan dolayı "şimdi HDP’ye oy vereceğim" diyor. Bir başkası "çatışmalarda arkadaşlarımı kaybetmiş bir eski askerim ama şimdi oyum HDP’ye "diyor.( İzin olmadığı için isimleri vermiyorum) Bunun gibi sayamayacağım ileti alıyorum.
Erdoğan Kürt sorununu çözdüğünü sanıyor ama hem Kürtlerin kendisinden uzaklaştığını göremiyor, hem de zulmettiği kişilerin tercihlerinden haberi yok. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduğunun, farkında değil.
Bu toplum kardeşlikte birleşecek inşallah. Hakka, hukuka sahip çıktığımız oranda insanlarımız at gözlüklerini terk edecek ve zulme karşı ortak paydalarda buluşacak. Yeter ki birbirimize karşı adaleti bırakmayalım ve şunu bilin ki sizi en mutlu ve başarılı kılacak şey, imtihan anınızdaki adil davranışlarınızdır.
@gergerliogluof
www.omerfarukgergerlioglu.com
