Eser Karakaş
Mehmet Şimşek’in işi zor
Bu sabah (4 Haziran 2023, Pazar) Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda yeni Bakan Mehmet Şimşek ile görevi bırakan eski Bakan Nebati arasındaki görev teslim törenini gördüm ekranlarda, Mehmet Şimşek bundan sonra Türkiye’nin rasyonel politikalara geri döneceğini ifade etti ve bu lafı da eski Bakan Nebati’nin yanında etti.
Bu sözün Türkçesi ise Nebati döneminde hatta daha öncesinde uygulanan maliye ve para politikalarının “irrasyonel” politikalar olduklarıdır ve Nebati için, hatta “Faiz neden enflasyon sonuç” teorisinin mucidi için yenilir, yutulur bir laf değildir, bakalım nasıl bir tepki gelecektir.
Yazımın başlığını “Mehmet Şimşek’in işi zor” diye koydum ama bu zorluğun nedenlerini anlatacağım.
Aslında Mehmet Şimşek’in işinin çok da zor olmaması, hatta kolay diye nitelenebilecek bir iş olması lâzım çünkü Amerika’nın yeniden keşfine gerek yok, ne yapılması gerektiği belli, alınması gereken önlemler setine tam da bu nedenden ortodoks politikalar adını veriyorlar iktisatçılar, neyin nasıl yapılacağı iyi kitaplarda yazıyor.
Başka bir ifade ile de tam da bu nedenden Mehmet Şimşek’in işinin çok zor olmadığını söylüyorum.
Ancak, buna rağmen Mehmet Şimşek’in işi zor olacak.
Zorluğun temel nedenleri şunlar:
1-Mevcut, adına da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen bu tuhaf sistemde atamalar ve kurumları kontrol etmek çok zor olacak Şimşek için, örneğin Merkez Bankası’nın başına getireceği bir guvernör bir gece vakti yayınlanacak bir Resmî Gazete ile görevden alınabilecek.
Cumhurbaşkanı muhtemelen böyle bir şey yaparken artık beş defa düşünecektir ama kilit görevlere gelen ve ortodoks politikalara destek veren bürokratlar Bakanın imzasını gerektirmeyen bu görevden alma ve atama yapma yetkisini hep Demokles’in kılıcı gibi üzerlerinde hissedeceklerdir.
2-Erdoğan pragmatik hatta çok pragmatik, makyavelist bir siyasetçidir ama Şimşek’in ekonominin çerçevesine bakışı ile kendi değerler sistemi arasında büyük bir uçurum vardır, bu uçurum her aşamada gündeme gelme riskini taşımaktadır.
Şimşek görev teslim töreninde şunları söyledi ve dört temel ilkeyi gündeme getirdi bu sabah:
"Önümüzdeki dönemde hedefe (refahın arttırılması) ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeceği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi, özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır. Küresel zorlukların, jeopolitik gerginliklerin arttığı bir konjonktürde kurumsal kalite ve kapasitemizi güçlendirerek makro-finansal istikrarı önceliklendireceğiz. Vakit kaybetmeden orta vadeli program çalışmalarımıza başlayacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mali disiplinin tesis edilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması temel hedefimiz olacaktır.”
Bu dört ilke, şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve en önemlisi uluslararası normlara uygunluk acaba Erdoğan’ın kulağına nasıl gelmektedir, gerçekten çok merak ediyorum.
3- On ay sonra çok önemli yerel seçimler vardır ve Erdoğan için, Erdoğan siyasetinin finansmanı için İstanbul, Ankara, Antalya belediyelerinin kazanılması bir zarurettir ve seçim kazanmayı kendi yıkıcı yöntemleriyle kazanmayı çok iyi bilen Erdoğan yerel seçimlere kadar kendi bildiği, genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi çılgınca uyguladığı seçim ekonomisini yine uygulamak isteyecektir ama bu Erdoğan politikaları Şimşek’in kamu maliyesi dengelerini yeniden kurmak, enflasyonla mücadele politikaları ile taban tabana zıt politikalardır.
Yerel seçimler Erdoğan için çok önemlidir, bu nedenden on ay boyunca Şimşek’in ve ekibinin Ortodoks politikaları uygulamaya başlaması çok zordur, bu dönem için kendisinden beklenen sisteme bir makyaj yapması ve bu makyaj doğrultusunda da kısa vadede sistemi küçük para girişleriyle şöyle ya da böyle ayakta tutmak olacaktır.
Yerel seçimler sonrası da Erdoğan ortodoks politikalara ne kadar izin verecektir, bu da ayrı bir konu.
4-Kurumlar çökmüştür, bu çökmüş kurumlarla Şimşek ne kadar çalışabilecektir, bu da ayrı bir sorundur.
Örneğin, Merkez Bankası Başkanı olarak çok nitelikli birini getirmek bu kurumsal sorunu çözmeye yetmeyebilir çünkü altta nitelikli kadro kalmamıştır; kurumların çökmesinin altında bu beşeri sermaye sorunu yatmaktadır.
Tüm bu nedenlerden aslında, özünde çok da zor olmayan görev Şimşek için çok zor olacaktır.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.