Mit Tırları MİT'in değil, peki o zaman kimin?

Esasında MİT tırları adı altında tırlar yakalandığında ne vali ne de il emniyet müdürü tırların içindeki malzemenin kime ait olduğunu bilmiyorlar.

Gazeteciliğe masa başında başladım ve 2,5 ay sonra adliye muhabirliğine geçtim, 4 yılım adliye ve sıkıyönetim muhabiri olarak geçti. Adliye'de basın odasında oturmayı sevmediğimden tahminlerin üstünde dava izledim. Hem benim ilgimi çekiyordu, hem de Günaydın Gazetesi adliye haberlerine çok değer veriyordu. Çok az gazeteciye nasip olur ama 1 günde 5 imzalı haberim çıktı. (Hepsi adliye değildi)

Çok izlemek istediğim davalar da vardı, haber olsun diye girdiğim davalar da. Bugün hukuk çok tartışılıyor ya, esas o zamanlardan tartışılmaya başlanması gerekiyordu, belki de çok önceden. Ancak bişeye kesin imzamı atabilirim, hakim ve savcıların en kötüsü bile hukuku biliyordu ve işin içine bitakım numaralar girmemişse çok nadir haksızlık yapılıyordu.

O duruşmalarda o kadar çok katil, hırsız, dolandırıcı tanıdım ki, bisüre sonra ifade verdiklerinde nerede yalan söylediklerini anlayabiliyordum. O zaman anladım ki, ilk başlarda hakimlerin yanlış düşündüklerini zanmam yanlıştı, onlar tam bir uzmandı ve sanığın her mimiği onlar için bir delildi. Belki de o yüzden AKP ve Recep Tayyip Erdoğan iktidara gelir gelmez Fransa'ya iltica ettim.

MİT Tır'ları davası tam da benlik bir davaydı, bir adliye muhabiri ve deneyimli bir mahkeme heyeti için bulunmaz bir dava. Nedenlerini anlatacağım, o zaman siz de yakalanan bu MİT Tır'larının esasında MİT'e ait olmadığını anlayacaksınız.

Öncelikle size MİT belli bir bölgeye silah yada yardım göndereceği zaman nasıl çalışır, onu anlatmaya çalışayım. Bu dediğim olay Edirne sınırında da olur, diğer sınırlarında da. Bu olay olmadan önce, yani tırlar yola çıkmadan önce bir MİT görevlisi aracın geçeceği illerin vali ve emniyet müdürlerini ziyaret eder. Tırların içinde silah olacaksa yakın eskort ister, sağlık malzemesi olacaksa da uzaktan takip istenir.

Bu tırlar diyelim ki Ankara'dan yola çıkacak ve Hatay'dan yurt dışına gidecek, araba yolundaki bütün il vali ve emniyet müdürleriyle konuşulur, çünkü her ilde eskort yada koruma değişir. Ankara'dan başladığında yolculuk, oradaki eskort Ankara sınırından 1 santim sonra olabilecek bir olaydan kesinlikle sorumlu değildir. Bunu Aziz Nesin'e verilen korumalardan biliyorum, kendisi Istanbul'dan Ankara'ya gidiyorsa Ankara havaalanında başka korumalar teslim alırdı. Aynı Sıvas Madımak Katliamı'nda olduğu gibi, oradaki korumayı ben ancak fotoğrafta gördüm, oysa Istanbul'dakileri iyi tanıyordum, sanırım babamdan sonra Yaşar Kemal'in korumalığını yaptılar bir süre.

Peki bu olay bu şekilde mi gelişiyor, hayır, dönemin Adana valisi Hüseyin Avni Coş Adana istikametine silah dolu tırların yola çıktığını bir ihbar telefonu sayesinde öğreniyor. Hüseyin Avni Coş'un mahkemedeki ifadesini bulamadım ama kendisiyle ÜLKE TV'de yapılan söyleşi var, orada çok net açıklıyor.

Gelelim dönemin Adana il emniyet müdürü Cengiz Zeybek'e. Cengiz Zeybek'in ifade ve tavırlarına bakınca kendisinin olaydan haberdar olduğu tahmin ediliyor. MİT tırlar için emniyete bildirimde bulunmamış ve eskort istememiş ama Cengiz Zeybek'in emniyet müdürüne telefon açıp 'Gidin o tırları alın. Gerekirse çatışın ama ellerinden alın' dediğini okuyunca içlerinde ne olduğundan haberdar olduğunu anlıyorsunuz.

Adana'daki tartışma büyüyor ve sonunda vali Hüseyin Avni Coş, il emniyet müdürü Cengiz Zeybek ve savcı Aziz Takçı bir minibüsün içinde görüşmeye başlıyorlar ve en son olarak da MİT bölge başkanı da geliyor olay yerine.

Bu arada vali Coş kendisinden tırların MİT'e ait olup olmadığına dair belge istendiğini ama pazar günü nasıl bulacağını bilmediğini söylese de sonunda valilikten istetiyor ve geliyor o belge. Yani tırda belge yok, sonradan tırı kurtarmaya gelen MİT elemanlarında da yok.

Esasında MİT tırları adı altında tırlar yakalandığında ne vali ne de il emniyet müdürü tırların içindeki malzemenin kime ait olduğunu bilmiyorlar. Büyük olasılıkla Hatay'daki olayda da aynısı oluyor ve eskort ve koruma olmadan yol alıyor tırlar. Önemli olan MİT bu gibi durumlarda vali ve emniyetten eskort istediğinde tırın içinde ne olduğunu söylemek zorunda değil, onların da bakma hakkı yok.

Peki tırların içindeki silahlar Türkiye'ye mi ait derseniz henüz bu konuda bir bilgi yok ama eski Yugoslavya'ya ait silahlar olduğuna dair bir duyum var. Bu silahların kimden alındığı pek bilinmese de Yugoslavya bölündükten sonra oralarda her türlü yasa dışı işlemlerin olduğu biliniyor. Mesela Kuzey Makedonya başbakanı Nikola Gruevski 5 ayrı suçtan yargılandı ve yolsuzluktan 2018 yılında ilk duruşmada 2 yıl hüküm giydi, daha sonra Macaristan'dan sığınma hakkı istedi. Kimse 2 yıl hapis için sığınma hakkı istemez, hatta Erdoğan bile.

Evet, bana göre MİT tırları MİT'e ait değil ama kime ait bilmiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi