İnci Hekimoğlu

İnci Hekimoğlu

Ölüm güzellemesi yapanlar neler yapmaz

Eğer devletin tepesindekiler ölüm güzellemesi yapıyor ve bu zihniyet okullar, camiler, kreşler yoluyla yayılmaya çalışılıyorsa, Türkiye’nin bir dış düşmana ihtiyacı kalmamış demektir

"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?"

İslamcıların fikir babası Necip Fasıl Kısakürek’in dizeleri bunlar.

Siyasal İslam’ın beslendiği felsefenin özeti.

Bugünün siyasal İslam temsilcileri, Kısakürek gibi edebi bir yeteneğe sahip olmadıklarından, şehitliği tapu senediyle birlikte anarak da olsa ölüm güzellemesini sürdürüyorlar.

Çeşitli şekil ve şemalde ‘hoca’lar zuhur etti bir de. İnsanın rüyasında görse korkacağı suretler ekranları kaplamış, durmadan öte dünyada sunulacak zevkleri anlatıyor.

Bu arada cehennemde yakmayan seccade ile Peygamberi rüyaya getiren terlik falan satmayı ihmal etmeyerek…

Ver 150 lirayı, al Peygamberli rüyayı.

İslami ticarete, din tüccarlığına daha berbat örnekler var da söylenecekleri bundan kestirme anlatanı bulunmaz. 

Konu bu değil elbet. Konu bunların kanaat önderi haline geldiği bir toplum yaratılması. 

Peygamber’in bile bir ticaret nesnesi haline getirilmesine sesini çıkarmayanlar, bir alyansından başka serveti olmayan siyasilerin birden sahip oldukları trilyonluk mal varlıklarının nereden geldiğini mi sorgulayacak.

İşte tam bu yüzden gerekliydi imam hatiplerin artması, üniversitelerin bilimden ilime geçirilmesi.

Son referandum oylamasında bunun da yetmediği, gençlerden oy alınamadığı görülünce kökten çözüm için köktendinci yetiştirecek sübyan okullarını resmileştirdiler.

Kamuoyu yeni haberdar oldu ama 2010 yılından beri sözde kaçak olarak çalışan sübyan okulları özellikle yoksul kesimlerin yaşadığı mahallelerde vardı.

Çocuğuna sübyan okulu arayanların da danıştığı ilk adres cami imamlarıydı. Yani şimdi nikah kıyma yetkisi verilmeye çalışılan devlet memurlarından soruluyordu.  O kadar ‘kaçak’tı yani. 

Ana muhalefetin de yeni haberi olmuş ki; o da ayrı bir konu.

Niye bu kadar cami, niye bu kadar imam sorusunun yanıtını mahallelerde aramak gerek. "Camilerin kışla, minarelerin süngü" haline nasıl geldiği ancak o zaman anlaşılıyor.

AKP mahallelerde camileri adeta AKP teşkilatı gibi kullanıyor. Tarikatlara paylaştırılan camiler şimdilik, AKP’ye seçmen taşıyacak birer taşeron olarak görev yapıyor.

Tarikatların nereye kadar taşeron olarak işlev göreceği, ne zaman özelleştirme yapmaya kalkacağı belli olmaz ama AKP tarikatlar olmadan dayanacağı bir kitle bulamayacağı için riskleri göze almak zorunda kalıyor.

Varsın hadlerini aşmaya kalkışsınlar, nasıl olsa bir 300 daha var "Elinde bayrağı, dilinde tekbiri, tunç yürekli", ‘şehit’ olmaya hazır.

Yenileri de hazırlanıyor Sübyan Okulları’nda.

Kreş düzeyindeki bu okullarda verilen eğitim 3-5 yaşındaki bebekleri,  "Anne burası çok sıkıcı ne zaman öleceğiz" diye soracak hale getiriyor. Dindar nesil değil IŞİD’in potansiyel canlı bomba kaynağını yetiştiriyorlar adeta.

IŞİD’in İslamcı terörist olarak anılmasına  "İslam bu değil" diye karşı çıkanların ikna edici olamayışının nedeni de bu.

Siyasal İslam’ın hakim olduğu hangi ülkede "gerçek İslam var" sorusunun yanıtsız kalışı da bundan.

Dini inanç; kişi hak ve hürriyetinden çıkıp,  siyasetin, rantın, yolsuzluğun, kişilerin bekasının garantisi haline gelirse, "gerçek İslam" dediğin de IŞİD İslam’ından farksız olur haliyle.

Dahası eğer devletin tepesindekiler sabah-akşam ölüm güzellemesi yapıyor ve bu zihniyet okullar, camiler, kreşler yoluyla yayılmaya çalışılıyorsa, Türkiye’nin bir dış düşmana ihtiyacı kalmamış demektir.    

Bir ülkenin cumhurbaşkanı, siyasi sıkışmışlığını, içeride dışarıda savaşla aşmaya çalıştığı için ülke evlatları içeride-dışarıda toprağa düşerken"Şehitlerimiz vatanımızın tapu senetleridir" diyebiliyorsa,

"Peygamberliğe en yakın makamın şehitlik makamı olmadığını bilmeyen cahiller var. Ama öğrenecekler" diyebiliyor ama ‘niye sizin çocuklarınız değil de hep yoksul çocukları ölüyor’ sorusunun yanından bile geçmiyorsa,

Elini bir şehit tabutunun üstüne koyarak siyasi miting yaparken, şehitlik güzellemesi yapıyorsa, gençlere bu dünyaya dair vaat edebileceği iyi ve güzel hiçbir şey kalmadığındandır.

Eğer gençlerden istenen bir dava uğruna bile değil, davanın sahipleri için ölecek kadar inançlı olmalarıysa elbette ölüm güzellemesi, iktidarın  diskuru  haline gelir.

Ölüm güzellemesi yapanlar neler yapmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İnci Hekimoğlu Arşivi