Yetvart Danzikyan

Yetvart Danzikyan

Oyunculuklar, eh, fena değil..

İç ve dış siyasetimizde piyes tüm hızıyla devam ediyor, özetle. Oyunculuklar mı? Berbat ve oynayanları bilemem ama buralardan bakınca utanç verici.

Hiç de orijinal bir tespit yapmadığımı bilerek şöyle başlamak isterim: Siyaset ya da iktidar oyunu diyelim, genel olarak sadece Türkiye’de değil dünya sahnesinde de bir oyun, piyes şeklinde sahnelenegelmiştir yüz yıllar boyunca, her ne kadar tiyatro sanatçıları bu benzetmeye epey bozulsa da. Evet tiyatro sanatçılarının haklı oldukları yönler vardır elbette, nihayetinde onlar bir sanat hem de binbir emekle damıtılmış bir sanat icra ediyorlar. Dolayasıyla siyasette olup biten çirkinlikleri tiyatroya, piyese benzetmek hiç şüphesiz onlara hazmı zor geliyordur, haklılar.

İyi ama neye benzetelim? Yalan Rüzgarı dizisine mi? Tamam makul, ama o da sonuçta özünde bir piyes. Sözü iktidardaki Türkçü-İslamcı Cephe’nin ortağı MHP Lideri Bahçeli’nin geçen haftaki çıkışına getireceğim. AKP’nin eski MKYK (Merkez Karar ve Yürütme Kurulu üyesi) Ayhan Oğan geçtiğimiz hafta televizyonlara çıkıp demiş ki, "Yeni bir devlet kuruluyor, lideri de Recep Tayyip Erdoğan". Bu sözlere her yerden tepki geldi, muhalefet sert çıkışlar yaptı vs. Ancak içinde Kürtler ve solcular olmadığı sürece (Ermenileri, Alevileri filan hiç saymıyoruz) Türklerin kurduğu her türlü devlete tapma derecesinde bağlı olan MHP lideri Devlet Bahçeli ne diyecekti? Ne desin, kurulan iktidar oyununda üzerine düşeni yaptı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı açıklama yapmaya davet etti. Tam olarak şunları söyledi:

"Neymiş; 15 Temmuz’dan sonra yeni bir devlet kuruluyormuş. Başka…‘beğensek de beğenmesek de kurucusu Sayın Erdoğan’mış.’ 16 Nisan Halkoylamasından önce, Cumhurbaşkanı’nın bir başdanışmanı ‘halk kendi devletini kurmak için adım atıyor’ demişti, hatırladınız mı? Elbette bu vahim iddialara Sayın Cumhurbaşkanı’nın öncelikle cevap vermesi en doğru ve akılcı olanıdır. Nitekim devletin başı bellidir."

Pek üzerinde durulmadı ama Bahçeli aynı açıklamada bir de şunları söyledi:

"Mağduriyetler artıyor, ülke çalkalanıyor, yine bazı cemaat ve tarikatlar oluk oluk kurum ve kuruluşlara yuvalanıyor. Ve devlet tartışılıyor!"

Al sana şok. Bazı cemaatler ve tarikatlar oluk oluk kurum ve kuruluşlara yuvalanıyormuş. Ne diyorsunuz sayın Bahçeli? Bu söyledikleriniz gerçek mi? İnanması öyle güç iddialar ki bunlar… Tamam, espriyi bırakalım ve şunları söyleyelim: MHP lideri Bahçeli’nin bütün bu olup bitenlerden haberi olmaması mümkün müdür? Devletin aldığı yeni şekilden, şundan bundan…değildir! Mesele iki yönlüdür. İlk olarak, AKP, Kürt meselesinde MHP’nin rüyasında bile göremeyeceği, görse bile hayra yoramayacağı sertlikte bir politikaya yönelince Bahçeli’ye de koalisyonun küçük ortağı olmak düştü. Küçülme pahasına. Ancak mesele tabii ki bu kadar masum değil. Kulisler bu destek karşılığında MHP’ye devlette dolgun kadrolar verildiği iddiaları ile çalkalanıyor. Kimbilir belki bu Ayhan Oğan krizi de MHP’ye yeni kadrolar verilmesi ile sonuçlanacaktır. Kamuoyunun payına da bu piyesi izlemek düşecektir, düşmüştür.

Bir başka piyes de Almanya meselesinde oynanmakta. Efendim, Büyüdada’da bir baskın neticesinde akla hayale gelmedik suçlamalarla gözaltına alınıp sonra da tutuklanan hak savunucuları arasında bir de Alman vatandaşı var bildiğiniz gibi; Peter Steudtner. AKP çevrelerine ve medyasına bakılırsa bu kişi casus. Bu suçlamanın yalan olduğunu kendileri de biliyorlar ama böyle davranmak şu aşamada işlerine geliyor. Çünkü Almanya ile bir meseleleri var. Muhtemelen Almanya’ya sığınan Cemaat üyesi subayların iade edilmesi için Türkiye’de ne kadar gazeteci, STK üyesi Alman varsa rehine misali içeri atıp "casus" diyecekler, etraflarında bulunanları da işin içine katarak.

Diyecekler ve pazarlığı sonuna kadar gerecekler. Ta ki bu işin ekonomik yaptırım boyutu Türkiye’nin kaldırabileceğinin ötesine geçme eğilimi göstere kadar. O zaman Alman şirketlerini toplayacaklar, "Sizi MİT vasıtasıyla araştırmak da nereden çıktı canım, hiç öyle şey olur mu, siz aslında bizdensiniz" diyecekler, ilk ihaleyi de bir Türk-Alman ortaklığına verecekler. Daha doğrusu ihalede en düşük fiyat bu ortaklıktan gelince AKP medyasının manşetlerini "Türk-Alman ortaklığı" başlıkları süsleyecek. Almanlar bu işe ne der bilemem ama buradan görünen "Adamlarınızı hapse attık ama size de ihale verdik, anlaştık mı?" gibi, çirkin demenin yetersiz kalacağı bir pazarlık. Üstelik bütün bunlar olurken AKP medyasında hak savunucularına yönelik karalama kampanyasının tüm hızıyla devam ettiğini de hatırlatalım. Yetmezmiş gibi bu hak savunucularının Silivri Cezaevi’ne nakledildiğini de.

İç ve dış siyasetimizde piyes tüm hızıyla devam ediyor, özetle. Oyunculuklar mı? Berbat ve oynayanları bilemem ama buralardan bakınca utanç verici. Ama epey müşterisi olduğuna göre, eh, fena değil, demek durumundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yetvart Danzikyan Arşivi