Özel okullar neden zararlı?

Özel okulların zararlarının hepsi çok kötü ama bana göre en beteri, üniversite koridorlarında, sınıflara aldırmadan birleştiren isyancı bir neşeden yoksun bıraktılar ya, boyunları sermayelerinin altında kalsın.

Kapitalizmi inşa eden ve ayakta tutan, ordular, onların tankları, tüfekleri, hakimler, savcılar, cüppeleri ve üniformaları ya da yasal mermisiyle yaklaşmakta olan bir komiser filan değil. Bunlar sadece şiddetinin kullanılabilir aparatları. Yine bu saydıklarımdan bazıları köşe taşlarından biridir belki ama hepsinin kendilerini inşa eden, düşüncelerinin piştiği yer okullardan başka bir şey değil.

Burjuva devrimleriyle birlikte kilisenin düşünsel hegemonyasını ele geçiren okullar, gittikçe daha düşük yaşlarda, düzen ve intizam içinde sayım verdiğimiz, yıllar önce bir öğretmen arkadaşın kendinden geçer bir keyifle anlatırken, ‘sanki bir hamura şekil veriyoruz biz’ diye tanımladığı, halk ekmek fırını burası.

Bize makul olmayı, kurallara uymamızı ve isyan etmememizi öğreten yerler okullardan başka bir şey değil. Eğer okullar olmasaydı kapitalizm olamazdı. Daha özgürlükçü bir yer olur muydu bu başka bir konu ama eğer devleti koca bir ideoloji ve altında memurlar sürüsü olarak görüyorsanız bunu inşa eden okullardan başka bir şey değil.

Bu yüzden ‘Kapitalizm’in daha da yozlaştığını görüyorsanız eğer yine bu düşünce hegemonyasının kurucu unsuru okullardan başka bir yerden başlayamazdı bu ve ayrıca çok şükür insan evladı fizik kurallarına tabii olmayan bir şey olduğu için, bu hegemonyanın kurucu unsuru, bu hegemonyanın yıkıcı dinamiğini de içinde taşıdı hep. Nasıl ki Fidel’in bir Cizvit okulunda yetişmesi gibi, birçok devrimcinin, cüretini bilemekten başka bir işe yaramıyordu okulların, mesafeli sıraları, düzgün sıralı törenleri ve diploma kandırmacıları.

Fakat özel okullarla birlikte, görece ama arkadaşlıklarla birlikte gerçeğe dönüşen kısmi ve geçici bir eşitlik ortamı yaratan, amfiler ve destekli çay ve kahve fiyatlarıyla kantinlerin şenlikli isyan rüzgarları, sadece üniversiteleri ve okulları değil, bütün ülkeye bu neşeyi bulaştırarak rüzgarlara dönüştü, birçok zaman.

Bu nedenle, neoliberal yıkımın en önemli hasar veren yanlarından biri özel okullar oldu. Özel okullar sadece yoksul olanı, iyice dışlamakla kalmadı, aynı zamanda isyancı cephede bile başka bir ayırıma yol açtı. 1980 yılından önce, kamu üniversitelerinin sıralarında, amfilerinde ve en önemlisi de kantinlerinde eşitlenen, öğrenci kardeşlerin dayanışmacı ve neredeyse her sınıftan insanın birlikte yer aldığı saflar yerine artık sol hareketlerin bile, sınıf sınıf saflarını aldığı bir duruma gelmesine yol açtı. Var olan kast sistemini, besleyip semirtti özel okullar ve geri kalanını tarikatların eteklerine süpürdüler.

Özel okulların zararlarının hepsi çok kötü ama bana göre en beteri, üniversite koridorlarında, sınıflara aldırmadan birleştiren isyancı bir neşeden yoksun bıraktılar ya, boyunları sermayelerinin altında kalsın...


Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Yeğin Arşivi