Asena Özkan
Parayla olmuyor!
Antalyaspor adına her şey ligin 15’inci haftasında kendi sahasında Hatayspor’a 6-0 yenilmesiyle değişti. Bu maçtan sonra takım kurgusu ve felsefesini değiştiren Ersun Yanal yönetimindeki Antalyaspor tam 13 maç sürecek yenilgisizlik serisine imza attı, her ne kadar bu 13 maçın sadece üçünde galip gelse de… Ersun Yanal’ın Antalyaspor’u ligin 16’ncı maçından itibaren defansif olarak iyi kapanan, bu nedenle rakiplerine fazla gol fırsatı vermeyen, buna karşın hızlı çıkan bir geçiş takımına dönüştü. Nitekim ligin 29’uncu haftasında Antalyaspor lig 10’uncusuydu ve düşme hattının 10 puan üzerindeydi. Ne var ki bu oyun yapısı 30’uncu haftadan sonra su almaya başladı ve Antalyaspor ligin son 12 maçında sekiz yenilgi aldı. Oysa Antalyaspor’un ligin 29’uncu hafta yenilgi sayısı sadece altıydı. Bu düşüş nedeniyle Antalyaspor ligi 16’ncı sırada tamamladı. Düşme hattının sadece dört puan üzerinde…
Beşiktaş’la oynayacağı kupa finalinden önce merak konusu Antalyaspor’un defansı sağlam tutan oyun yapısına dönüp dönemeyeceğiydi. Beşiktaş bu sorunun yanıtını maçın henüz üçüncü dakikasında bulduğu golle vermiş oldu. Böylece finalde iyi kapanan ve hızlı çıkan bir Antalyaspor izleme şansı neredeyse yok oldu. Beraberliği bulmak için açık oynayan bir Antalyaspor izledik bu dakikadan sonra ve Beşiktaş bulduğu ikinci golle kupaya daha da sıkı sarıldı.
Beşiktaş cephesi açısından merak edilen fazla bir şey yoktu. Daha Cumartesi günü Türkiye futbol tarihinin en uzun süren sezonunu şampiyon tamamlamış Beşiktaş, üzerindeki baskıyı atmış, kupa finaline duble yapma fırsatını garantilemek için çıkmıştı. Böyle de oldu. Teknik olarak üzerinde durulması gereken, ancak sezonun da hızlandırılmış bir özetini veren 30’uncu dakikadan söz etmek yeterli maçı anlatmak için. Bu dakikada topu eline geçiren Beşiktaş N’Koudou üzerinden hızla atağa kalktı. N’Koudou’nun pasında orta sahada topla buluşan Atiba Hutchinson zaman ayarlı bir pasla Rachid Ghezzal’i buluşturdu. Ghezzal bu kritik pasta topu önüne aldığında ne olacağı belli olmuştu aslında. Bir yandan topla hareket eden Ghezzal diğer yandan kanat yoldaşı Valentin Rosier’nin bindirmesindeki kritik anı beklemeye başladı. O anı yakalayınca da Rosier’nin önüne yuvarladı topu ceza sahasında. Sırada Rosier’nin kaleyi bulan şutu vardı. Böylece 2-0 öne geçti Beşiktaş. Biraz yaşlılar bu golün 1970 Dünya Kupası finalinde Brezilya’nın dördüncü golüne benzeteceklerdir. Genç ve futbol analizine meraklı olanlar ise bir sezonun özeti niteliğindeki ardışık hareketleri görecekler bu hücumda: Kanattan hızlı çıkış, Atiba’nın yaratıcı ve rakibi eksilten pası, Ghezzal’ın tüm sahayı süzerek en uygun pozisyonu beklemesi ve diğer kanat bekinin gol atması. Daha da özeti Beşiktaş’ı şampiyon yapan sağ kanat resitali…
Beşiktaş’taki ilk tam sezonunda lig şampiyonluğunun yanı sıra kupa zaferini de yaşayan ve de yaşatan Sergen Yalçın’ı kutlamak zorunluluk zira en az futbolcuların becerisi kadar katkısı mevcut. Elbette art arda kazanılan başarılarda emeği olan herkesi de tebrik etmeli. Ve bir kez daha tanıklık edildi ki ‘parayla saadet’ de olmuyor, kupa da kazanılmıyor. Önce takım olmak sonra da inanmak gerekiyor…