Nerden inceldiyse oradan kopar, deyimi var halkın. Rusya devlet başkanına olan rahatsızlıkların iki taraftan patlama riski var. Birincisi, elitler tarafından. İkincisi ise çaresizlikle yüz yüze bırakılan halk. Bunun daha kötüsü de var; her iki seçeneğin birbirini desteklemesi...

Tarihte devrimler böyle gerçekleşmiş: İyi örgütlenmiş azınlık, halkın rahatsızlığına yön veriyor ve böylelikle bu başkaldırının siyasi ifadesinin üst noktası olmayı başarıyor. Ama sonuçta halkın fazla bir şey elde etmediğine şahit oluruz.

Yine de pratikte kendini birçok kez ispatlamış bu trendin gerçekleşmesi olasıdır, halk kitlesindeki rahatsızlık yoğunluğunu koruyor. 

Rusya iktidarı bu tehlikeyi anlıyor mu? Başka bir deyimle Vladimir Putin devrim tehlikesinden korkuyor mu? 

Tabi ki Rusya devlet başkanı ülkedeki kontrolü kaybetme kaygısını yaşıyor. Ama Ukrayna’nın devrik başkanı Yanukoviç gibi değil Putin, her şeyi hesap ediyor.

Bunun en bariz örneği ise bu yılın başında eski Başbakan Medvedev’in görevden alınmasıdır. Putin her ne kadar ona iyi yaklaşsa da onun bu görevde kalmasına tahammül edemezdi. Halkın Medvedev’e karşı rahatsızlığı çok güçlü idi.

Sosyal bilimciler tıpkı 2011 ve 2012 yıllarında olduğu gibi Rusya’yı, 2020 yılında da farklı protesto eylemlerinin beklediğini öngörüyordu. Tabi ki sistemin kalıcılığını korumak için halkın bu rahatsızlığını gidermek şarttı.

Tüm dünyada olduğu gibi Rusya’da da coronavirus salgını ve ekonomik krizin büyümesi durumu daha da ağırlaştırdı. Bunun, karantinanın bitiminden sonra insanların farklı sloganlarla sokağa çıkmasına yol açacağını öngörmek mümkündür. İnsanlar evde kaldıkları dönemde iktidar, bürokrasi ve devlet hakkındaki görüşlerini iyice gözden geçirmiş oldular.

Putin devrimden korktuğu için olsa gerek Rosgvardiya'yı (Rusya Ulusal Muhafızları) en modern donanımla donattı. Bununla kalmayıp kolluk kuvvetlerinin yetkilerini genişleten kanunlar çıkarttı. Önümüzdeki dönem bunun ne kadar yerinde veya boşuna bir karar olduğunu göreceğiz.