İşxan Miroyev
Rus S-400'leri Erdoğan’a niçin lazım?
Ankara’nın Mürted Hava Üssü'ne S-400'lerin ilk partisi geldi. Bu anlaşma 2017 yılında yapılmıştı. Anlaşma çerçevesinde 2,5 milyarlık 4 adet deviziyon (bölüm) S-400, Türkiye’ye teslim edilmeli. Bu paranın bir kısmını Türkiye ödeyecek, bir kasımını ise Rusya’nın açtığı krediyle ödeyecek.
Modern hava savunma sistemleri olan S-400 "Triumf" sistemleri orta ve uzun mesafe menzilli, uçak, füze ve balistik roketlere karşı yapılmış. Bunun dışında yer üstündeki hedeflere karşı da kullanılabilir. 400 kilometre mesafe ve 30 km yükseklikteki tüm hedefleri yok edebilir.
Beyaz Rusya ve Çin’den sonra Türkiye üçüncü ülke olarak bu sistemlere sahip oldu. Yakın zamanda bu sistemlerin Hindistan’a da satılması söz konusudur. Türkiye devlet başkanı Erdoğan en başından ABD’nin tüm itirazlarına rağmen ülkesinin bu S-400 sistemlerinı alacaklarını hep vurguluyordu. Erdoğan, Moskova’nın Washington’la kıyasla daha kârlı şartları sunduğunu söylüyordu. Ama gerçeğine bakarsak Türkiye’nin ne ABD uçaklarına ne de Rusya’nın hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Erdoğan’ın tek amacı ikili oynamak. Ne Rusya ne NATO ne de İran ve Suriye ne de Kürtler, Türkiye’ye saldırma niyetinde değiller. Erdoğan, Rusya ve ABD arasındaki çelişkilere dayanarak kendi politik oyununu oynamak istiyor. Bu oyundaki piyonlar ise ABD F-35'leri ve Rusya S-400'leridir.
Türkiye’ye S-400'lerin verilmesi bir anlaşmaya dahil olduğunu gösteriyor. Erdoğan koalisyon güçleriyle olan sorunlarını çözerek ve Suriyede geniş askerî operasyon için yoğun olarak hazırlıklarına devam ediyor.
Şimdiden Suriye sınırına yaklaşık 80 bin askerin, tekniğin ve sınırdaki hava alanlarına askerî uçakların doldurulduğu biliniyor. Ve bu yığılma devam ediyor. Esas soru bu operasyonun ne çapta olacağıdır. Sadece Fırat’ın doğu yakasıyla sınırlı kalacak mı veya Menbic'i de kapsayacak mı?
Esad ve Kremlin'in Erdoğan operasyonuna karşı koyabilecek imkânları yok. Kuzey Hama'da uzun süredir süren sonuçsuz operasyon Esad’ın gücünün tükendiğini gösteriyor. Son altı ayda Hmeymim'e karşı olan saldırılar daha da artmış durumda.
Bu durumda da Erdoğan’ın korkacağı bir şey yok. Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt sorunudur ve bu konuda Erdoğan koalisyon güçleriyle anlaşmaya çalışıyor. Büyük ihtimale bu konuda anlaşma sağlanmış olacak ki Türkiye burada askerî hazırlıkları yapmayı yoğunlaştırdı. Eğer Türkiye operasyonu başlarsa Kremlin'in sesiz kalmaktan başka çaresi olmayacak. Buna karşı koyabilecek gücü yok ve Suriye’deki gücünü artıramaz. Hmeymim tehlike altına sokmamak için sesiz kalacak. Kremlin, Astana anlaşmasının sınırları dışına çıkan Suriye’nin parçalanmasına göz yumacak. Bir de Rusya, Suriye’den ordusunu çıkaramaz orada takılı kalmış.
Erdoğan birkaç tahtada oyununu sürebilecek ve bunun sonu gözükmüyor gibi. Bir taraftan Karadeniz’de, Kırım'ın Rusya’ya katılımını kabul etmiyor, diğer taraftan Suriye’de Esad rejimini kabul etmiyor ve Kürtlere saldırıyor. Bir de Suudi Arabistan ve İran'la rekabet içinde.
Bir lider olarak bölgede hegemonya gücü rolünü oynamaya çalışıyor ve herkesle oynaşıyor. Rusya uçağını düşürmesine ve NATO korunmasına sığınmasına rağmen Rusya ona nükleer güç santralını ve gaz boru hattını inşa ediyor. Şimdi ise ABD’ye kafa takıyor.
Türkiye’nin NATO üyeliğine gelince NATO anlaşmasına bir devletin örgüt üyeliğinden atılması gibi bir madde yok. NATO’nun böyle bir riski göze alarak bir üyesini kaybetmeyi göze alacağını sanmıyorum. Türkiye, ABD’den sonra NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip.
Unutmayalım ki Türkiye topraklarında ABD’nin nükleer silahını bulunduran bir NATO üyesidir. Ayrıca ABD Hava Savunma Sistemi'nin radarları da burada bulunuyor.
Dramatize edilecek bir durum yok, şimdilik Erdoğan oyununu iyi oynuyor. Zaman her şeyi gösterir.