Dünya politik sisteminin evrimsel döngülerini değerlendirdiğimiz zaman ve bir de şu anki olayları göz önüne getirdiğimizde yakın zamanda bölgesel bir "sıcak" savaşın kaçınılmaz olduğu sonucuna varıyoruz. Rusya bu savaşta kaçınılmaz olarak içinde olacak.

Bu savaşta Rusya kendi ulusal çıkarlarını ve bizatihi bağımsız varlığını savunacak. Rusya’ya karşı ABD ve ortakları, buna her türlü terör örgütleri, Afgan Talibanı ve Ukrayna, Baltık, Polonya ve AB’nin bazı ülkelerinden katılım da dahil olacak.

ABD, 2008-2009 yılarında gelişen sosyal ve iç politik global krizden ve devam eden resesyondan bir türlü kurtulamıyor ve bunun için büyük bir savaşa ihtiyaç duymakta ki bu savaş sayesinde dünyanın jeopolitik ve jeoekonomik haritası değişebilsin. İşte lokal bir "sıcak" savaşın kaçınılmazlığının büyük ihtimali buradan ortaya çıkıyor.

ABD’nin savaşa ihtiyacının diğer bir nedeni ise Amerikan elitlerinin arasındaki, tüm Amerikan toplumu içindeki bölünmeyi aşmak ve Batı dünyasının birleşmesini sağlamak yatıyor. AB’yi tümden ABD kontrolü altına almak istiyor. Her ne pahasına olursa olsun ABD'nin bu savaşı kazanmasıyla Rusya, Çin ve AB zayıflamış, ABD ise dünyadaki hükümranlığını güçlendirmiş olacak.

Gelecek savaşta Rusya, ABD’nin en büyük hedefidir çünkü ABD’yle çıkarları çelişen devletler sıralamasında en önemlisidir. Eğer ABD, Rusya’yı zayıflatırsa o zaman Çin'in "Bir kuşak bir yol" projesinin oluşturulması ve geliştirilme planlarını bozmuş olacak, AB’yi kendi denetimine almış ve Euro-Asya Ekonomik İşbirliği teşkilatını yıkmış ve tüm eski Sovyet topraklarındaki herkese kendi şartlarını dikte edecek.

Rusya’ya karşı olacak "sıcak" bölgesel savaşın amacı stratejik nükleer silahı kullanmadan yüksek isabetli ve "az tesirli" taktik nükleer silahını kullanarak bu ülkeye darbe vurmak ve onu zayıflatarak parçalamaktır. Tabii ki Rusya’daki muhalefeti de devreye sokarak yani farklı kitlesel eylemler geliştirerek de.

Birbiriyle bağlantısı yokmuş gibi gözüken olaylar yani "Arap baharı", 2013 yılında IŞİD'in kurulması, 2014'te Ukrayna’daki darbe, ABD’nin silahsızlanma antlaşmasından çıkması gibi olaylar Rusya’yla bir savaşın yaklaştığının göstergesi gibi. ABD’nin Taliban'la anlaşmaya varması, Orta Asya ülkelerinde çatışma olasılığının artması, Beyaz Rusya’yı Rusya’dan uzaklaştırma girişimleri, Rusya içinde kargaşa çıkartmak için ayrılan finansman ve buna benzer girişimler.

Uzmanların görüşüne göre büyük ihtimale çatışma alanları Ukrayna, Orta Asya ülkeleri, Ortadoğu ve Baltık Ülkeleri olacak. Büyük ihtimale ABD savaşı birkaç cephede çıkartacak ki Rusya gücünü ve dikkatini dağıtmak mecburiyetinde kalsın. Tabii ki ABD çoğunlukla kendi elleriyle değil Talibanlar, IŞİD, Ukrayna ve Litvanya milliyetçileri ve benzer güçleri kullanacak. Tabii ki tüm bunların komutasını ve yürütmesini Amerikan generaller ve danışmanlar yapacak.

Savaşın ikinci aşamasında ise büyük ihtimale NATO güçleri harekete geçecek, çoğunlukla ABD ordusu en yüksek teknolojili silahları ve siber silahları kullanarak komuta merkezlerini hedef alacak ve halkın içinde panik yaratacak.

Bu hibrid savaşın olasılığı 2024-2025 yılında Vladimir Putin’in başkanlık döneminin bitiği zamandır. Ama bu savaşa hazırlık şimdiden başlamış durumda. Sıcak savaşa hazırlıklar tüm hızıyla devam etmekte ve 2019-2024 yılları arasında sürecek. Rusya’nın zayıf noktalarını sınamak ve Rusya'yı zayıf düşürme girişimleri devam edecek yani Orta Asya’da, Ukrayna’da ve Ortadoğu’da bu girişimler 2019-2023 yılları arasında aralıksız devam edecek. Özelikle de 2020-2021 yılları ABD devlet başkanlığı seçimlerinden önce ve sonra yeni askerî çatışmaların baş gösterme ihtimali yüksek. Gittikçe daha da sertleşen Rusya karşıtı ekonomik ve finansal yaptırımlar da bu amaçla yapılmakta.

Böyle devam ederse Rusya bağımsızlığını kaybedecek ve yok olmakla yüz yüze gelecek ki Rusya karşıtı iç ve dış güçlerin amacı da budur.

2021-2024 yılları arasında kalan zaman dilimini Rusya halkını yaşanılacak gelişmelere karşı hazırlamak için iyi kullanılmalı.