İşxan Miroyev
Rusya, Suriye muhalefetiyle neleri görüşüyor?
Geçtiğimiz ay Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Moskova’da Suriye muhalefetinin temsilcileriyle bir görüşme gerçekleştirmişti. Lavrov’un bu ilk görüşmeye ilişkin açıklaması şöyleydi: "Biz, katılmak isteyen siyasi muhalefetin tüm temsilcilerini davet ettik. Onları Astana’daki görüşmeler hakkında bilgilendirdik ve gelecekte yaşanacak pozitif gelişmeleri nasıl değerlendirdiğimizi paylaştık."
Bakan Lavrov konuşmasında, Astana’daki Suriye toplantısına silahlı muhalefet temsilcilerinin ilk kez katıldığını söyledi ki bu muhalefetle Rusya arasında şimdiye kadar hiç bir iletişim yoktu. Bu kesimler ne hükümetle, ne de Suriye’nin geleceği ile ilgili diğer toplantılarda veya ikili görüşmelerde herhangi bir şekilde yer almamışlardı.
Lavrov, aynı konuşmasında Rusya’nın önerdiği Suriye anayasası projesiyle ilgili de konuşmuştu. Lavrov, şu ifadeleri kullanmıştı: "Anayasa projesinde esas olarak ortak bir görüş oluşturma ve uzlaşı noktalarını bulmak istiyoruz. Bu konuyla ilgili son bir kaç yıl içerisinde hükümet ve muhalefet de çeşitli yollarla görüşlerini bizimle paylaşmıştı."
Lavrov, Astana toplantısı sonrasında Kürt delegasyonuyla da görüştü. Görüşmelere Kürt delegasyonu adına PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Kobani Kantonu Eşbaşkanı Enver Müslüm ve PYD Fransa temsilcisi Halit İsa davet edilmişti. Ne yazık ki bazı bürokratik sorunlardan dolayı Asya Abdullah ve Enver Müslüm bu toplantıya katılamadı. Toplantıda Kürt tarafını PYD Fransa temsilcisi Halit İsa ile PYD Rusya temsilcisi Abdülselam Ali temsil etti. Görüşme Astana’da Suriye hükümeti ve muhalefeti arasında yapılan görüşmenin gölgesinde yapıldı ki Astana görüşmelerinin amacı Suriye’deki iç savaşı durdurmaktı. Kürt muhalefetinin temsilcileri Astana’daki görüşmelere davet edilmemişti ama Astana’nın hemen akabinde Kürt tarafı ile görüşmeler yapılmasından da anlıyoruz ki Rusya sürecin devamı için Kürtlerin görüşlerini dikkate alıyor.
Rusya’nın Suriye’ye etkisinin olmadığını iddia etmek mümkün değil. Hatta önemli ve büyük bir etkiyle sahiptir, Rusya. Moskova, Kürtlerin Suriye’deki durumunu da biliyor. Kürt tarafının görüşünü önemsemesinin, onlarla bir araya gelmesinin bir nedeni de budur. Ayrıca Suriye’deki esas unsurlardan birinin de Kürtler olduğunu kimse inkar edemez.
Hatırlarsanız daha önce PYD yönetimi Astana’daki görüşmelere ilişkin kaygılarını dile getirmişti. Türkiye, Iran ve Rusya ortaklığıyla gerçekleşen ve Kürtlerin yer almadığı görüşmelerin sonuçsuz kalacağını belirtmişlerdi. İlk Astana toplantısı sonrasında Kürt tarafı ile görüşmenin bir nedeni de bu olmalı. Kürtler Astana’da yer almasalar bile, Rusya onları dengelemeye çalışıyor.
Astana sonrasında Rusya, Suriye anayasası projesini de açıkladı. Lavrov’un dediği gibi ise eğer hazırlanan anayasa taslağı Şam’ın, muhalefetin ve bölge ülkelerinin görüşleri dikkate alınarak hazırlanmış. Moskova’nın önerdiği bu projede parlamentonun yetkileri genişletiliyor, ordunun politik alana müdahale etmesinin yanı sıra halka karşı olabilecek adımlar atmasının önü kesiliyor, uluslararası anlaşmaların, evrensel yasaların varlığı ulusal kanunlardan üstün kabul ediliyor ve Suriye’de yaşayan diğer haklara kısmen de olsa bazı haklar veriliyor. Bu anayasa ile Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu bölgelerin otonomi ile yönetilmesi ve bu bölgelerde Arapçanın yanı sıra Kürtçenin de resmi dil olarak kabul edilmesi öngörülmekte. Anayasa taslağında devlet sınırlarının belirlenmesi ile ilgili ibareler de var. Buna göre devlet sınırları ancak referandum aracılığıyla değişebilir.
Taslakta öne çıkan konulardan biri de Cumhurbaşkanı’nın görev süresi ve yetkileri. Cumhurbaşkanının süresi 7 yıl olarak belirlenirken, parlamentonun yetkileri artırılıyor. Ayrıca cumhurbaşkanının Arap olması zorunluluğu da kaldırılıyor.
Rusya Dişişleri Bakanlığı daha sonra yaptığı açıklamalarda önerilen anayasanın tartışmalar için bir başlangıç olduğunu ve ortak fikir ile hareket etmenin temelini teşkil etiğini dile getirdi.
Görüşme sonrasında PYD Moskova temsilcisi Abdülselam Ali, gazetecilere yaptığı değerlendirmede Suriye’nin sorunlarının çözümünün ancak federasyonla aşılabileceğini özellikle vurguladı. Bu doğru bir belirleme. Suriye’nin var olan tüm sorunlarının çözümü ancak demokratik yöntemlerle ve Suriye’nin federatif bir ülke olarak yeniden örgütlenmesiyle aşılabilir.
Şu an defakto olarak Suriye bölünmüş durumdadır. Suriye’nin tek parça halinde kalabilmesi için ortak olduğu kadar demokratik bir formül bulunmalı ki bu parçalanmışlık önlensin. Demokratik Suriye’nin olmazsa olmazı da Suriye’de yaşayan tüm halkların yönetimde temsil edilmesi, kendi kendilerini yönetebilecekleri formüllerin bulunmasına bağlıdır.
Bunu da, açık demek gerekir ki PYD savunuyor ve bir arada kalmanın yolu da ancak federasyondur…