İşxan Miroyev
Rusya ve dünya sorunları
19 Ekim’de Rusya Devler Başkanı Vladimir Putin Soçi’de Valdai tartışma kulübünün toplantısına katıldı. Toplantının organizatörleri bu oturumun adını "Yapıcı yıkım: Çatışmalardan yeni dünya düzeni çıkar mı?" adlandırmışlardı.
Rusya Başkanı toplantının katılımcılarıyla üç saatten fazla konuştu. Putin dünya dengelerinin, işbirliği ve rekabetin bozulması halinde farklı güç odakları arasındaki karşıtlığın öngörülemez ve tehlikeli bir hale geleceğini vurguladı. Bunun da sert çatışmalara yol açabileceğini, bunun sonucunda birçok radikal ve ayrılıkçı unsurların ortaya çıkacağını söyledi. Buna örnek olarak da Ortadoğu örneğini gösterdi.
Putin "Mücadele ediyormuş gibi izlenim yaratılacağına ortaklaşa durumu düzeltmek için çaba harcanmak ve teröre darbe indirmek gerekir. Oysa bizim bazı meslektaşlarımız bölgedeki sorunun kalıcı hale gelmesi için her şeyi yapıyorlar" dedi. Buna alternatif bir politikanın varlığını ve örneğinin de Suriye deneyimi olduğunu söyleyen Putin, konuşmasının devamında "Bu örnek bize gösteriyor ki böyle kendine güvenen ve yıkıcı bir politikanın alternatifi de var. Rusya resmi Suriye hükümetiyle ve bölgenin diğer ülkeleriyle uluslararası hukuk çerçevesinde teröre karşı mücadele ediyor" dedi
Rus lider bu olumlu çalışmaların çok zor başarıldığını ve bölgede birçok farklı devletin çıkarlarının çatıştığını vurguladı. Putin, Dünya jeopolitiğinde dönüşümün 1990’lı yıllarda SSCB’nin çözülüşüyle yapılabileceğini ancak batı ülkelerinin "kendilerinin tartışmasız haklılıklarına dayanarak soğuk savaşta başaran taraf oldukları inançlarından" dolayı bunun gerçekleşmediğini ifade etti.
Putin batı ülkeleri için "Açık bir şekilde bağımsız ülkelerin işlerine karışmaya ve demokrasiyi ihracat etmeye başladılar. Sovyet yönetimin sosyalist devrimleri tüm dünyaya ihracat etmeye çalışmaları gibi. Biz etki alanı bölüşmesi ve NATO’nun genişleme girişimleriyle yüz yüze kaldık" dedi. Rus lider bu tür kendine aşırı güvenmenin her zaman jeopolitik hatalarla dünya dengelerini bozduğunu söyledi.
Putin konuşmasına şunları da ekledi: "Biz batının dünya sorunlarının çözümden yana olduklarını falan duyuyoruz. Ancak pratikte daha çok egoist davranışlarla karşı karşıyız. Uluslararası kurumlar işlevsiz kılınmakta ki bu kurumların görevi dengeli çıkarları gözetmek ve ortak gündem oluşturmaktır. Temel olan uluslararası ve iki taraflı antlaşmalar özünden çıkartılıyor."
BM’deki krize rağmen şu anda ona alternatif olabilecek bir kurumun bulunmadığına ve bu kurumun reformize edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Dünyadaki nükleer silahsızlanmaya ilişkin bazı ülkelerinin davranışlarından dolayı bu durumun çok belirsiz bir hal aldığını söyledi. Bazı teknolojik gelişme sağlayan ülkelerin nükleer olmayan silahları geliştirdiğini ve bu silahların nükleer silahlardan geri kalmadığını söyleyen Rus lider, ABD’nin kitle imha silahlarının imhası konusundaki sorumluluklarını yerine getirmemsini de eleştirdi.
Rus lider Pyongyang’ın yaptığı nükleer denemeleri ve nükleer füze çalışmalarını kınadıklarını ve Kuzey Kore’nin BM kararları çerçevesinde hareket etmesi, Kore yarımadasındaki krizi ise "çağdaş yöntemlerle" hal edilmesi gerektiğin söyledi.
Rusya başkanı ülkelerine karşı yapılan baskının ekonomi dahil olmak üzere birçok alanda yürütüldüğüne ve bu yaptırım ve baskıların arkasında kendi çıkarlarını gözeten bazı grupların olduğuna dikkat çekti. Rusya’nın yaptığı enerji hatlarını özelikle de "Kuzey akımı" ve "Güney akımını" engellemeye dönük girişimlerin olduğunu. Bu hatların Avrupa ve onun enerji güvenliği için ne kadar faydalı olduğunu bilinmesine rağmen bazı çevrelerin bunu engellemeye çalıştığını söyledi.
Putin, Katalonya’daki bağımsız referandumuna ilişkin ise bu sorunun İspanya’nın iç sorunu olduğunu ve İspanya anayasası çerçevesinde çözülmesi gerektiğini söyledi. Avrupa’nın topraklarında bu girişimler başlamadan çok önce destekledikleri bağımsızlık akımını düşünmesi gerektiğini vurgulayan Putin, Batı ülkelerinin Kosova’nın bağımsızlığını kabul etmesinin bu akımların önünü açtığına dikkat çekti. "Tüm değerlendirmeler ve mahkeme kararları sadece Kosova’yı bağlamıyor ve bir bütün olarak bir ülkenin içindeki bağımsızlık ilanlarını de bağlıyor. Kosova’ya ilişkin sergilenen bu yaklaşım bu tür tüm girişimleri de etkiler" dedi Putin.
Putin Avrupa’nın Lahey Uluslararası mahkemesinin Kosova’nın bağımsızlığına ilişkin aldığı karara olan tavırlarını hatırlattı. Özelikle de Fransa’nın bu kararı "Hukuksal sorunlarla ilgili tartışmalara son noktaya koyma açısından" önemli bir adım olarak değerlendirdiğine dikkat çekti. Ve "Şimdi bu sorunlar tekrar Katalonya’da ortaya çıktı ve bu durum nedense kimsenin hoşuna gitmiyor. Ben işte buna çifte standart yaklaşımı derim" dedi.
Ukrayna sorununun ve gelişmesinin nedeninin Batı ülkeleri olduğunu ve bu ülkedeki darbe girişiminin Batı tarafından desteklendiğini söyleyen Rus lider Ukrayna’yla diyaloga hazır olduklarını ve kendi sınırlarının yakınında bir çatışmanın taraftarı olmadıklarını söyledi. Bir de Ukrayna yönetiminin Minsk anlaşmalarını yerine getirilmesi konusunda hiçbir adım atmadığını açıkladı.
NATO’nun Rusya’nın batı sınırlarında yaptığı manevralar konusunda bir tedirginliklerinin olmadığını ve tüm bu tür hareketliliği kontrol etiklerini söyledi. "Biz bunları iyice analiz ediyoruz, her bir adımdan haberimiz var ve nettir. Bu bizi rahatsız etmiyor. Tatbikatlarını yapsınlar. Her şey kontrol altındadır" dedi.