Bir yanda TRÇ diğer yanda Trump Jr.’la gizli görüşme

Trump’ın iğrenç siyaset tarzının öğelerinden birisi de, randevularını parayla satmasıdır. Daha önce Güney Kore liderine 50 Boeing uçağı, Katar liderine ise 210 Boeing uçağı karşılığında randevu vermişti. Erdoğan’ın 300 Boeing uçağı vermesi ise sıralamadaki yerini gösterdi.

yut87Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın kilit bir ortağı olarak, ABD-İsrail (bölgesel) ittifakına karşı Türkiye – Rusya – Çin (bölgesel) ittifakını önerdi. Adı ise TRÇ olacaktı. İmkansız ötesi imkansız bir öneri olmakla birlikte, gündemde kendisine belli bir yer de buldu.

Neden imkansız diyoruz? İlkin, Türkiye NATO üyesiyken, Rusya ile herhangi bir askeri ittifak kurması mümkün olmaz. İkincisi, haydi Türkiye NATO üyeliğinden çıktı diyelim (!) bu kez, askeri ittifak olarak Şangay İşbirliği Teşkilatı varken, Rusya ve Çin neden Türkiye ile ayrı bir askeri ittifak kursun? Politik-ekonomik ittifak olarak BRICS varken, neden bir de TRÇ kurulsun?

Ayrıca anımsatmakta fayda var; Türkiye’nin BRICS üyeliği için yaptığı başvuru da Hindistan’ın vetosu nedeniyle reddedildi. Belki Bahçeli TRÇ önerisi ile Hindistan’ın vetosunu aşmaya çalışıyordur? Oysa görünürde veto eden Hindistan olsa da, vetonun asıl sahibinin NATO üyelerini BRICS’ten uzak tutmaya çalışan Rusya olduğunu anlamak da zor değildir.

Bahçeli’nin bu önerisiyle aynı günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Dolmabahçe Ofisi’nde ABD Başkanı Donald Trump’ın oğlu Donald Trump Jr. ile gizli bir görüşme yapıyordu. Erdoğan, Trump Jr. ile, Beyaz Saray’da Trump ile randevu alabilmek için pazarlıktaydı. Neticede 300 adet Boeing uçağı satın almayı kabul ederek, randevuyu alabildi. Bir randevu için 100 milyar dolar! Ülkemiz adına oldukça pahalı bir randevu pazarlığı olduğu aşikar. Dahası, Özgür Özel açıklamasa, tüm bunlardan halkın haberi bile olmayacaktı.

Trump’ın iğrenç siyaset tarzının öğelerinden birisi de, randevularını parayla satmasıdır. Daha önce Güney Kore liderine 50 Boeing uçağı, Katar liderine ise 210 Boeing uçağı karşılığında randevu vermişti. Erdoğan’ın 300 Boeing uçağı vermesi ise sıralamadaki yerini gösterdi. Komik olan, AKP çevrelerinin Trump’a adeta tapmasıdır.

Netanyahu’ya öfkeliler ama ona her türlü imkanı sağlayan Trump’ı çok seviyorlar. Erdoğan – Trump randevusundan çok umutlular. Oysa Trump, sosyal medya paylaşımında, görüşmenin sınırlarını baştan çizmiş durumda: “Cumhurbaşkanı (Erdoğan) ile Boeing uçaklarının büyük ölçekli alımı, önemli bir F-16 anlaşması ve olumlu şekilde sonuçlandırılmasını beklediğimiz F-35 görüşmelerinin devamı dahil olmak üzere birçok ticari ve askeri anlaşma üzerine çalışıyoruz.” Demek ki, Boeing’ler alıncak, F-16’larla ilgili anlaşma yapılacak, F-35’lerle ilgili görüşmeler ise devam edecek.

Peki Erdoğan Filistin veya Gazze ile ilgili, Trump’a hele de basına açık kısımlarda herhangi bir şey söyleyebilecek mi? Bunu 25 Eylül’de göreceğiz. Bir soykırımın devam ettiği Filistin, görüşmenin resmi gündeminde yok.

Ancak şimdiden şu kadarını söyleyelim ki; Trump’la bu randevunun alınış tarzı bile, Bahçeli’nin TRÇ önerisinin imkansızlıklarına bir halka daha ekliyor.

Son olarak, Bahçeli’nin Batı Bloku ile köprüleri atıp, NATO’dan çıkıp, AB aday üyeliğini sonlandırıp Rusya ve Çin’le blok kurma önerisi, Avrupa Birliği’ne tam üyeliği öngören Özgür Özel’e de açık bir mesaj niteliğindedir.