Asena Özkan
Sahada kazanmak sorunu çözmüyor!
'Bir musibet bin nasihatten iyidir...' diyemiyorum zira Sivasspor onlarca, yüzlerce ve hatta binlere musibetten hiçbir şey anlamamış! Şayet anlama yetisine sahip olsalardı skoru eşitliğe taşıdıktan sonra savunmaya çekilmez, hücuma yönelik oynayıp ikinci golü ararlardı... Oysa yaptıkları; bildik, tipik 'Anadolu takımlarının' benimsediği oyun taktiği oldu. Büyük takımı yenme ama yenilme de... Ama öyle olmuyor sahadaki mücadele, nitekim bu kez de olmadı. Beşiktaş ilk golü ev sahibi Sivaspor ceza alanı içindeki karambolde Domagoj Vida ile buldu, ki Hırvat futbolcunun vuruşundan önceki dokunuşta top kale direğinden dönmüştü. Beşiktaş onca eksiğine, gediğine karşın ayaz Sivas gecesinde beklenenden çok daha iyi oynadı en azından rakibine oranla. Her ne kadar Jeremain Lens saç baş yoldurtsa da alışagelmiş şekilde... Atiba Hutchinson takımın en istikrarlısı ve oyun disiplininden taviz vermeyen elemanıydı Sivas karşısında. Onunla aynı senkronu tutturan bir diğer oyuncu da Adem Ljajic oldu. Gökhan Gönül için bir şey yazmıyorum zira uzun yıllardır aksamadan görevini yaptığı için iyi oyununu kanıksattırdı taraflısına da, tarafsızına da ve tabii bizlere de... Sırıtan Japon futbolcu Shinji Kagawa oluverdi. Kagawa futbolu sakin ve düşünerek oynamak istiyor. Topu ayağına aldığında karşısındaki rakibine kimi zaman 'rölans' diyecekmiş gibi geliyor! Bu nedenle de kafasındakini sahaya aktarırken aksama yaşıyor, bu arada da top başka yerlere gidiveriyor...
Sivaspor, Fousseni Diabate ile eşitliği buldu ancak pozisyonda Fransa'da doğumlu Mali orjinli futbolcunun becerisi kadar Gary Medel ile Jeremain Lens'in becerisizlikleri söz konusuydu. Sonrasında da savunmaya çekilip maçı bu skorla bitirmeye çabaladılar. Bir de zamandan çalmak için buldukları her fırsatta kendilerini yere bıraktılar. Maçın sonlarına doğru kazanılan serbest atışta 'müthiş' vuruşla Beşiktaş'a üç puanı getiren golü atan Burak Yılmaz alkışı aldı doğal olarak. Karşılaşma içinde 'VAR'a karşın es geçilen iki penaltı kararı mevcut muydu, değil miydi?
Futbol uzunca süredir salt ayakla oynanan oyun olmaktan çıktı. Yönettikleri kulüpleri soyan başkanlar ile yanaşmalarının, iktidara yaranmak için yaptıkları sınırsız 'yalakalıklar' ister istemez sahaya yansıyor. Neremiz doğru ki sahadaki futbol doğru olsun? Beşiktaş galip geliyor sahadaki emekçilerin başarısı es geçiliyor, kameralara 32 dişini göstererek sırıtan kulüp başkanı yengiyi sahipleniyor. Ve hiç kimse de inandırıcılıktan uzak sırıtan başkana "Beşiktaş'ı borç batağının içine attın. Kimseye para ödeyemiyorsun buna karşın hangi yüzle yeniden aday oluyorsun?' demiyor ya da korkudan diyemiyor. Üstüne üstlük karşısına rakip olarak çıkacak başkan adayını gerekli prosedürü yerine getirmesine karşın saf dışı bırakmasına ses çıkaran kimseyi de bulamıyorsun!
Beşiktaş, Sivasspor karşısında yabana atılmayacak bir yengi elde etti ne var ki Beşiktaş'ın durumu vahimden de öte. Fikret Orman ile yandaşları yönetimden uzaklaştırılamadığı takdirde Beşiktaş'ı iyileştirecek reçete de mevcut değil. Kangren olan uzvu kesip atmalı ki!.. Ne yazık ki sahada kazanmak hiçbir şeyi çözmüyor...