Candan Yıldız
Sandık ne dedi ne demedi?
Yine kimsenin çalışmadığı yerden çıktı sonuç: MHP... İçinden çıkan İyi Parti’ye rağmen oyunu 1 Kasım’a göre "mıh" gibi korudu. Gözden kaçırılan parti olarak, memleketin sağcılığını bir kez daha teyit etti.
Ama yine de garip bir geceydi.
CHP; HDP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin içinde olduğu, sandık güvenliği inisiyatiflerinin çatı platformu olarak kurulan, YSK verilerine karşı sigorta amaçlı oluşturulan Adil Seçim Platformu devre dışı kaldı. Platform veri geçemedi. Bunu sistemlerinin çökmesiyle açıkladı. Adil Seçim Platformu’nun sonuçları hala önemli. Umarız kamuoyu ile il bazında bütün sonuçlar paylaşılır. Sonuç olarak kamuoyu sadece devlet kanalıyla "bilgilendirildi".
Muharrem İnce’den Meral Akşener’e, Temel Karamollaoğlu’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar siyaseti kuranlar sustu. Muharrem İnce’nin, CHP’nin yanlış yönlendirmesiyle suskun kaldığı yönünde duyumlar var. Tezcan’ın "Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalmıştır" sözünü ise neye dayandırarak söylediği anlaşılamadı.
Sonuçlar netleşmeden saldırgan grupların bazı yerlerde sokaklara çıkması, zafer sarhoşluğunun taşması değil, mini bir prova gibiydi.
Komplo teorilerinin kurulması kaçınılmaz. Ne de olsa son dört seçimdir toplumun yarısı sandık dedektifi kılındı. "Ali Cengiz" oyunlarına karşı taktik üzerine taktik geliştirmede ustalaşan bir kalabalık oluştu. Ama şu da bir gerçek ki her taktik, yenemediğinizde karşı tarafı güçlendirir. Bir tür bağışıklık sisteminin güçlenmesi gibi… Sandıklar korundu, hileler deşifre edildi ama yetmedi. Yetmeyen şeyi "devlet partisi" ile açıklayan çok. "Ama ya öyle değilse", "bu yenilgiyi açıklamak için komplolara sarılma" diyenler de çok.
Sosyoloji dersini sevenler ile "Milli Güvenlik" dersinden kaçanlar arasında salınan seçim yorumları eksik. CHP’nin açıklanması zor zikzağını da kapsadığı için alıntıladığım CHP PM Üyesi Erdal Aksünger’in "Bu kadar büyük tereddütler içerisinde sonuçlanan seçimi yorumlamak da zor. Kafamda bu sonuçları kabullenmeme düşüncesi hep olacak çünkü çok soru işareti var" sözlerini paylaşan milyonlar var.
Velhasıl sandığa olan inanç öyle ya da böyle büyük yara aldı. Bunda sadece iktidarın değil muhalefetin de payı büyük. "Sandıkları terk etmiyoruz" vaveylasının YSK sınırlarına gelince "sandık sonuçlarına saygımız var"a dönüşmesinin yarattığı kısa devre seçmenin güven duygusunu zedeledi.
Şimdi AK Parti’nin işi daha da zor. "Bensiz sen güç olamazsın" diyen bir MHP var. MHP’ye daha da göbekten bağlı bir AK Parti… MHP sadece sistem için değil AK Parti'nin "bekası" için de rol kapmış bir parti. Devlet Bahçeli’nin seçim öncesi "Davutoğlu hataları yapmayın" uyarısının özgüveni şimdi anlaşıldı.
Diğer yandan AK Parti seçmeninin yine, bildiği, denediği siyasal özneye oy verdiğini görüyoruz. 7 Haziran oylarına geri çekilen AK Parti’nin yeni bir öyküsü olmasa da, tabanının, "patates soğan" üzerinden realize edilen alım gücü düşüklüğünü tolere ettiği anlaşılıyor. Ya da "patates soğan"ın geçici olduğunu inandı.
OHAL’in kalıcı hale geldiği tespiti AK Parti-MHP ittifakının yaptıklarına, tek adam sisteminin yetki genişliğine bakıldığında (KHK yetkisi, Meclis'i fes etme yetkisi, bütçe hazırlama yetkisi, yüksek yargı üyelerini atama yetkisi, OHAL ilan etme yetkisi) yanlış olmasa gerek.
Türkiye’de en geniş tanımıyla demokrasi isteyenlerin işlerinin daha da güçleştiği kesin. Ancak muhalefetin tabanında birbiri ile konuşabilme sınırlarının genişletilebileceği, AK Parti’nin yenilmez efsanesinin çöktüğü de kesin.
Ez cümle… MHP’nin sistemin göbeğine oturacağı, oyun kurucu rolünün güçleneceği, AK Parti ve MHP arasında gerilimlere gebe yeni bir süreç önümüzde…