Eser Karakaş
Şark kurnazlığı ile ne kadar mesafe alınır?
"Şark kurnazlığı" gibi ifadeleri aslında çok sevmem, kullanmam, bir bölge insanını toptan olumsuz değerlendirdiğini düşünürüm ama bazen öyle olaylar yaşıyoruz ki, insan sevmediği ifadelerin de bir ölçüde gerçeklik içerdiğini görüyor.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) bildiğim kadarıyla senede dört kez toplantı yapıyor.
Nisan toplantısında da Türkiye’ye ilişkin monitoring (siyasi gözetime alma) kararı çıktı.
Bundan bir önceki toplantı da Ocak ayında yapıldı.
Ocak oturumunda da Türkiye’nin monitoringe alınacağı söylentileri yaygın idi ama bu karar bu oturumlarda alınmadı, Nisan’a sarktı.
Monitoring kararı neden Ocak oturumlarında alınmadı da -Ocak’ta da Türkiye’nin hukuki ve siyasi görüntüsü pek parlak değil idi, AİHS’den (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) sapmalar ortada idi -Nisan’a kaldı?
Çok özel bir bilgim yok ama bu konuda basını iyi izleyen, meseleye meraklı, üstelik Türkiye’nin daha zengin, daha özgür ve daha güvenli bir geleceğinin Avrupa, en genel hatlarıyla batı ile çok iyi ilişkilerden geçeceğine inanan biri olarak bazı gözlemlerim var.
OHAL sonrası yayınlanan KHK kararnameler konusu AKPM’nin gündeminde.
Monitoring gerekçeleri arasında da önemli bir yer tutuyor.
Türkiye de, yani yürütme organı diyelim, tüm Türkiye’yi eleştirmeyelim, 23 Ocak tarihinde resmi gazetede yayınlanan 685 sayılı KHK ile yayınlanan KHK’ler ile işten atılan kişilerin durumunu incelemek için bir komisyon kuracağını deklare ediyor.
KHK’de bu kararın 2 Ocak 2017 tarihli Bakanlar Kurulu’nda alındığı yazıyor.
685 sayılı KHK’de en kısa sürede komisyonunun kurulacağı, üyelerinin atanacağı ve en geç altı ay içinde de başvuruları almaya başlayacağı yazıyor; meraklısı resmi gazeteden bakabilir.
Dikkatinizi çekmek istiyorum, 685 sayılı KHK’nin resmi gazetede yayın tarihi 23 Ocak 2017.
Peki, AKPM’nin Ocak oturumları ne zaman idi?
23-25 Ocak 2017 tarihleri arasında.
Bu tarih örtüşmesi bir tesadüf mü idi sadece?
Çok özel bir bilgim yok ama ben bu tarih örtüşmesinin bir tesadüf olmadığı kanısındayım.
AKPM KHK’ler ile sorgusuz sualsiz görevden atılan kamu çalışanları ( sayısı galiba yüz otuz bini geçti) konusunu kafaya taktı, bu da AİHS’nin altında imzası olan bir ülkeye yönelik olarak son derece normal.
Türkiye ile aslında ipleri atmak çok da istemeyen AKPM muhtemelen Türkiye’den bu konuda bir siyasi jest bekledi, Türkiye de 23 Ocak tarihinde apar topar bu 685 sayılı KHK’yi yayınlayarak bu jesti yaptı, iyi ki de yaptı ve monitoring kararı AKPM’de Ocak oturumlarında alınmadı, gelişmelere bağlı olarak Nisan oturumlarına ertelendi.
Ocak-Nisan arasında söz konusu Komisyon ve başka alanlarda AİHS istikametinde adımlar atılabilse idi muhtemelen bu son monitoring kararı da çıkmazdı.
Bizzat, Sayın Erdoğan’dan sonra en yetkili kişi olduğu için söylüyorum, Sayın Başbakan Binali Yıldırım her fırsatta ilgili inceleme komisyonunun en kısa sürede, hep "bir hafta içinde" ifadesini kullandı, kurulacağını ve yine en kısa sürede başvuruları almaya başlayacağını ifade etti.
Başvurular için 685 sayılı KHK "en geç altı ay içinde başvurular alınır" diyor, yasal olarak bu sürenin beklenmesi de şart değil doğal olarak.
Sayın Başbakan eline her mikrofonu geçirdiğinde bu inceleme komisyonu meselesini gündeme getirdi ve 685 sayılı KHK gereğince hemen kurulup işlemeye başlayacağını ifade etti.
Ancak, günler, haftalar geçti bu inceleme komisyonu bir türlü kurulamadı, hala da ortalıkta yok.
Sayın Başbakan’ın ifadeleri de havada kaldı.
Muhtemelen AKPM de bu tuhaf süreci izledi.
Yazımın başında çok da sevmeyerek kullandığım "şark kurnazlığı" ifadesinin ne anlama geldiğini bilmem anlatabiliyor muyum?
AKPM oturumları 23 Ocak’ta başladı, bizim hükümet de 685 sayılı inceleme komisyonunun kurulmasını öngören KHK’yı aynı gün 23 Ocak tarihinde resmi gazetede yayınladı.
Bu tarih çakışmasın gerçekten bir tesadüf olduğu ortaya çıkar ise ben de tüm okurlardan özür dilerim bir gün.
Avrupa değerleri denen kavram kümesi sadece demokrasi, hukuk devleti, piyasa ekonomisi, modernlik falan değil.
Verilen sözlerin de arkasında durmak ve gereğini de zamanında yapmak anlamına gelebilir bu değerler seti.
Gerçekten çok mu zordu 23 Ocak’tan, Nisan sonuna kadar bir komisyon kurup çalışma koşullarının belirlenmesi ve başvuruları almaya başlamak?
Ama bu tür adımları tamamen kozmetik amaçlı atarsanız sonuç almak da zorlaşır.
Böyle bir inceleme komisyonunun gereğine inanmıyor iseniz, 685 sayılı KHK’yı neden yayınladınız o zaman?
Bu komisyonun kurulmasını öngören 685 sayılı KHK eğer sadece monitoring kararının alınmasını engellemek için çıkartıldı ise, sadece biraz geciktirdi, o kadar.
Bakalım bu inceleme komisyonu ne zaman kurulacak, nasıl işleyecek, başvuruları ne zaman almaya başlayacak?
Şark kurnazlığı ile alınacak mesafenin de bir sınırı vardır.
Mesela 23 Ocak’tan 25 Nisan’a kadar.
Batıyı, batılıları sevmeyebilirsiniz, bir itirazım yok ama bu insanları aptal ya da en azından saf yerine koymanın da bir anlamı yok, onların da kendi değer kümeleri var ve bu kümenin önemli bir elemanı da verilen sözlere uymak, üstelik zamanında uymak.