Ahmet Nesin
Sen bu kadar düştün mü Erdoğan!..
Suni parti nasıl bişeydir, bilir misiniz yada böyle bişeyin olabileceğini bugüne değin hiç düşündünüz mü? Sanmıyorum, düşünmemişsinizdir ama bunlar varlar ve olmaya da devam edecekler. Suni partiler eskiden anahtar parti durumundaydı, 12 Eylül darbesinden beri iktidar durumundalar.
Yıllardır kafamda önemli 2 soru var, bunlar hakkında çok yazmak istiyorum, program da yapmak istiyorum esasında ama çok ciddi bilimci ve uzman gerekiyor. Nedeni olasılıklar üzerine konuşacağım yada yazacağım olmasından kaynaklanıyor.
Bunlardan birincisi Mustafa Kemal ve İsmet İnönü cumhuriyeti kurduktan sonra asker olarak kalsalardı ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni sivil siyasetçiler kursaydı ve aynı zamanda 2-3 parti daha olsaydı Türkiye siyaseti nereye doğru giderdi. Halk siyasete nasıl bakardı, o zaman askerin siyasete karışmasına karşı taraf alır mıydı? Sorular arka arkaya akıp gidiyor.
İkinci konu çok partiye geçildiği dönem Demokrat Parti CHP içindeki eski bakan yada başbakanlar tarafından kurulmasaydı, onu da CHP dışındaki muhalifler kursaydı, o zaman batıdaki gibi yerine oturmuş, kökleşmiş bir merkez sağ parti olabilir miydi acaba? Bu söylediğim 2 konu olsaydı Türkiye bugün nasıl ve nerede olurdu?
Demokrat Parti CHP'den atılma ve kopmalarla oluşuyor, daha sonra CHP'den bir grup daha ayrılıyor ve Cumhuriyet Partisi'ni kuruyorlar, daha sonra birleşip Cumhuriyetçi Güven Partisi oluyorlar. Demokrat Parti kapatılınca yerine Adalet Partisi kuruluyor ve bisüre sonra Ferruh Bozbeyli ve 40 milletvekili ayrılıp Demokratik Parti'yi kuruyorlar.
Bu ayrılıp ayrılıp parti kuran kişiler Türkiye siyasetinde önemli rol oynuyorlar, hiçbiri bağımsız kalamıyor, illa bişey yapacaklar. Feyzioğlu 1. Milliyetçi Cephe hükümetinde yer aldı ve belki de ilk siyasi cinayetlerin oluşmasında pay sahibi oldu.
12 Eylül darbesinden sonra işler değişti, 4 ayrı siyasi düşünceyi biraraya getirdiğini söyleyen Turgut Özal ANAP'ı kurdu. Türkiye'nin ilk suni iktidar partisi ANAP'tır ve doğal olarak da asla bir felsefesi olamaz, seçmeni ciddi sayılara gelse bile sadece seçmen olarak kalır, asla bir tabanı olmaz ve olamaz. Çünkü o taban dediğimiz şey kendi görüşüne sahip çıkmak ister, beni yada benim gibi birisini CHP yada benzeri bir partide gördüğünde beni de kandırdığını düşünerek sevindiğini sansa da, esasında benim orada olmamamı bildiğinden sadece bir seçmen olarak kalır, çünkü benim orada olmam esasında onları bir kandırmadır.
Bu dediğim bitek HDP yada önceki Kürt partiler için geçerli değildir, Çünkü buradaki mücadele çok farklı biyerde. Yine kendimden örmek verirsem HDP'de anlaşamayacağım dünya kadar insan var ama bir anlamda omuz omuza beraber mücadele veriyoruz. Kürt sorunları bir gün çözüldüğünde biz o insanlarla beraber olmayacağız. Çünkü o zaman iktidar mücadelesi devreye girecek ve ülkeyi nasıl yönetmek istediğimiz konularda tartışmalar değil, anlaşmazlıklar ortaya çıkacak.
Gelelim yine iktidara gelen suni partilere, baştan da söylediğimi gibi hiçbir zaman tabana sahip olmadıklarından bitecekler, halk şu isimler parti kursun diye bir istekte bulunmamış yada şunu da parti başkanı yapın dememiş, onlar kendi kurmuşlar ve neler olacağını belirlemişler.
AKP'de aynısını yaptı, kimse taban olarak (Milli Selamet Partisi'nin -Necmettin Erbakan- az da olsa bir tabanı vardı, partiye karşı gelinmesini yada Abdullah Gül'ün alternatif aday olmasını istemedi kongrede, oldu ve kaybetti. Bu istek tabandan gelseydi, o gün Gül seçilirdi, AKP'ye gerek kalmazdı ve Erdoğan da parti başkanlığı ve sonrasını rüyasında görürdü.
Peki buna karşın AKP neden bu kadar uzun iktidarda kaldı, bunun tek nedeni var, o da derin devlet (Bütün gruplar) Erdoğan kadar rahat oynatabilecekleri bir başbakan hiç bulamadılar daha önce. Tavşana havuç misali, doları göstermeye başladılar ve hemen hemen her istedikleri de oldu. Derin devlet ve Erdoğan ileride mahkeme edilirlerse birbirlerine aynı şeyi söyleyip duracakla: Ne istediler de vermedik.
Son ankete göre AKP oyu %25,5'e düşmüş, hepsi yukarıda saydığım sebeplerden, parti olamamaktan, bu bişey değil, daha çok düşeceksin Erdoğan, daha çok.