Ragıp Zarakolu
Sömürülmedik bir Filistin kalmıştı
İlkleri severim. 1970 yılında Orta Doğu'da yükselen Filistin kurtuluş hareketine ilişkin ilk 2 kitabı çıkarma onuru ANT ve MAY yayınlarına aittir.
Bir çok ilke imzasını atan usta gazeteci Yılmaz Çetiner, asser Arfat'ın önderi olduğu El Fateh'e ulaşmayı başarmıştı.
Filistin solunun önderlerinden Nayif Havatme'nin "Filistin'de Halk Savaşı ve Orta Doğu" adlı kitabını Arapçadan Türkçeye doğrudan çeviren Mehmet Emin Bozarslan'dır.
Müftü Bozarslan! Ey RTE, acaba hiç merak ettin mi, Kürdolojinin üstadlarından Bozarslan neden 30 küsür yıldır İsveç'te sürgünde diye? Yaşamını adadığı araştırmalarını sektirmeden orada sürdürebildiği için.
İkizin Natanyahu ile çene yarıştırmak kolay. Aslında Natanyahu'ya teşekkür etmesi gerek Reis, tam TL gibi başaşağı giden kamuoyu araştırmaları sonuçları karşısında kara kara düşünürken, Trump/Natanyahu ona, seçimi kazanmak için tepe tepe kullanacağın bir şans tanıdı sana.
Gidilip gidilmeyeceği şüpheli olan Diyarbakır'a şimdi Filistin davası sömürülerek gidilecek!
Filistin hareketi bir süredir, şiddete başvurmayan protestolara yönelmişti. Hamas'ın popülerliği azalma doğrultusunda idi. Natanyahu, bunu provoke ederek, protestoları yeniden şiddete yöneltmeye çalışıyor. Hamas, zaten FKÖ'ye karşı İsrail devletinin önünü açtığı bir hareket değil mi? FKÖ'nün uluslararsı camiada, hatta işgal altındaki topraklarda meşrulaşması karşısında.
HDP 80 mebus ile parlamentoya girdiğinde, Reis de Natanyahu ile aynı taktiğe başvurmadı mı?
Gazze şeridinde insanların üzerine yağdırılan gaz bombalarını izlerken, gözlerimde Gezi protestocularına yağdırılan gaz bombaları, öldürülen gencecik çocuklar canlanıyordu.
Gazze'ye yönelik aşırı şiddet bana yerle bir edilen Sur'u, Cizre'yi, diğer yöreleri hatırlatıyordu.
Eğer Diyarbakır, Reis Filistin bahanesi ile geldiğinde tepki koymaz ise, 2005'de olduğu gibi boykot etmez ise, o zaman ona da yazıklar olsun.
1984 yılında, sevgili Neşe Ozan'ın tercümesi ile, Livia Rokach'ın "İsrail'in Kutsal Terörü" adlı kitabını yayınlamıştık Ayşe ile Belge'de. Livia Rokach, İsrail'in ilk başbakanlarından Moşe Şaret'in kızı idi. O açığa vurdu babasının uzun zaman yayınlanması engellenen günlüklerini. Filistinlilerin haklarını savunuyordu. Zor bir durum, yaman çelişki: hem İsrailli ol, hem Filistinlinin hakkını savun! 80'li yılların ilk yarısında intihar etti.
Günlükler, daha en baştan itibaren, "İsrail'in güvenlik aygıtının, David Ben-Gurion, Arik Şaron ve Moşe Dayan gibi kişilerin örtülü askeri operasyonlar, terör eylemleri kanalıyla komşu Arap ülkelerinde nasıl istikrarsızlık yaratmaya çalıştıklarını ve Güney Lübnan, Batı Şeria ve Gazze şeridini yutmak için nasıl komplolar düzenlendiğini sergilemekteydi. Şaret'in güncesi ve diğer önemli belgeler, İsrail'e ve onun güvenliğine ilişkin olarak uzun yıllardır yaratılan mitleri sarsmaktaydı."
Filistin hareketi, uluslararası meşruluğunu, işgal altındaki topraklarda yükselen, "taş çocuklarının" silahsız protesto eylemleri ile kazandı, uçak kaçırma eylemleri ile değil. Ülkeye dönebildi.
Barışçıl çözümü, Şatila kıyımcısı Şaron provake etti, Mescit'ül Aksa'ya tacizde bulunarak.
Ama yatağında ölemedi bile, süründü.
İsrail provoke eder de, bizimkiler etmez mi? Al, işte Mavi Marmara olayı. İsrail saldırsın diye yanlış bir rotada inat edildi.
Dayanışma gemilerinin Filistin'e uluslararası destek vermesi eylemleri İlk intifada sırasında geliştirildi.Başarılı genç gazetecilerimizden (ne yazık ki erken terketti) Ceylan Göllücü Özerengil, "Filistin Kazanacak/Filistin Sürgünlerinin Ağzından Direniş" adlı kitabını, bu gemilerden birinde oluşturdu.
1988 yılında Filistin'in Ankara'daki Büyülelçisi Abu Firas'ın "Belgelerle Filistin" adlı kitabını yayına hazırladım. Önsözünü ise, o zaman siyasal yasaklı olan Bülent Ecevit yazdı. Hani ne derler, yiğidi öldür hakkını yeme! Keşke aynı heyecanı, Kürtler için de gösterebilse idi. ) Filistin temsilciliğinin Ankara'da açılmasını o sağlamıştı. Kitabın ingilizcesi Belge yayınlarından, Türkçesi ise (1990 yılında tasfiye edilen) Alan Yayıncılıktan çıkacaktı. Yine, Alan yayınlarının Dünya Sorunları dizisi için bir de, "Orta Doğu Dosyası/İsrail-Filistin, İran-Irak" başlıklı bir derleme hazırlayacaktım.
Filistin/İsrail sorununun barışçıl çözümüne kıl payı kalmışken, savaş ağalarının provokasyonu ile bu berhava oldu.
Nasıl Kürt sorunun barışçıl çözümü berhava oldu ise.
Eğer Trump efendi tam Batı ile Doğu Kudüs'ün ortasında temsilcilik açıyorsa, yapılacak en anlamlı eylem, mikrofunu kapıp varyate yapacak yerde, Doğu Kudüs'de temsilcilik açmak olmaz mı? Sıkarsa?
Bugünün dünyasında, Trump ve Natanyahu ikilisi nasıl yalnızlaşıyor ise, RTE zaten çoktan yalnızlaştı, uyguladığı tutarsız çelişkili demagojik politikalarla.