Süreçlere müdahale eden muhalefet

Referandumdan baş döndürücü sonuç alınamaması, fren mi olur, fren mi patlatır AKP kongresi sonrası göreceğiz.

Sanki referandum değil de genel seçim olmuş havası içindeyiz. Evet, Hayır diyenlerde aynı psikoloji hâkim. Durum böyle olunca çıkartılan sonuçlar ve düşünme sistematiği de böyle çalışıyor.

İktidar partisinde kartlar karılıyor, masada kimler yer alacak hesabı kitabı yapılıyor. Güçlü, istikrarlı yönetim ve icra  için referandumda yaşanan koalisyon, iktidar ortaklığı olarak devam edecek mi etmeyecek mi? AKP’nin Gülencilerle ve liberallerle kurduğu ortaklığın sonucunda yaşanan "kandırıldık" hikâyesine çoğu AKP’li inanmıyor. Onca ortak yaşanmışlık "menzile birlikte yürüme" söylevlerinden sonra "kandırıldık" sözünün durumu tam açıklamadığına inanmayan AKP’liler ve seçmenlerin olduğu referandum sonucunda uç verdi. İşin sonunda "darbelere karşı mücadele" den kumpas, mücadele edenler darbeci çıktı. MHP ile ittifak, örtülü koalisyondan önce HDP’liler hapse gönderildi, sonra, Suriye’de askeri operasyon, Sincar’a müdahale ve yedi düvelle kavgaya tutuşularak, "Türkün Türk’ten başka dostu yoktur" a dönüldü. Ayrıca HÜDAPAR ile yaşanan "muhabbet" in Kürt kartı olarak kullanılmasının yanında menzil kardeşliğini de bir kenara not etmek gerekiyor

AKP –MHP ortaklığı ve koalisyonuna her iki parti içinden sıcak bakan ve bakmayanlar, seslerini çıkartmasalar da derin dip dalgalanmalar zaman zaman dışa vuruyor. Bu işbirliğinin nasıl sonlanacağı konusunda derin kaygı duyan AKP’liler üstü örtük biçimde fısıltı gazetelerine konuşuyorlar. Abdullah Gül’ün "Reformlara devam edilmeli" açıklaması bu kaygının başka bir ifadesi olarak okunabilir.

Sürecin nasıl ilerleyeceği Erdoğan’ın AKP’ye üye olması ve kongre sonrasında daha net ortaya çıkacak. Ne olacağı elbette AKP’lilerin sorunu; ancak ülkeyi yöneten parti olarak, hepimizin hayatına hükmeden, hayatlarımızın bu günü ve geleceğine karar verme erkine sahip olduklarından bu ülkenin bütün yurttaşlarını doğrudan ilgilendiriyor.

Referandumdan baş döndürücü sonuç alınamaması, fren mi olur, fren mi patlatır AKP kongresi sonrası göreceğiz.

Bir şey kesin: Siyasal alanın daraltılmış olması, özgürlüklerin terör gerekçesiyle kısıtlanmaya devam edeceği, MHP ile ne kadar iç içe olurlarsa Kürt siyasetçilere yönelik operasyonların devam edeceği ve Barış sürecine dönüş hayal gibi görünüyor.

Ekonominin kördüğüm olmaya devam ediyor olmasının en korkulacak yanı, Ortadoğu batağının içine doğru dalarak, milliyetçilik ve şovenizmin dozu arttırılarak daha da içe kapanılmasıdır.

Anayasa değişikliği ile yurttaşlar ne kadar ve hangi kavrama göre yurttaş iseler, seçimden seçime oy kullanmanın dışında ağızlarını açamayacaklar. Bunu da yönetimde istikrar diye % 51,5 ‘e yutturdular. Bu değişiklik ve uygulamaların nasıl hazım edileceğini çok zaman geçmeden göreceğiz. Öte yandan iktidarın durumu O ya da Bu; bir gerçeklik var ki o da bu ülkeyi ve bizleri yönetmeye devam ediyorlar.
İçinden geçilen duruma dar ve geniş açılardan bakıldığında çıkartılacak sonuçlarda farklı farklı olacaktır. Bugün ve gelecek iç içe yaşanıyor; devletin ideolojik şekillenmesinin hukuksal alt yapısı kuruluyor veya kurulmaya , 2019’a giden yolun taşları döşenmeye başlıyor.

 

Uyum Yasaları ve Süreçlere Müdahale

Kısa zaman sonra doğrudan ve dolaylı olarak bizleri etkileyecek uyum yasaları çıkartılacak. "Bu iktidarı reddediyoruz" "ne yaparlarsa yapsınlar, ne yapacakları zaten belli" diyerek mi, yoksa "koşullar ne olursa olsun, geleceğimizle ilgili verilecek her türlü kararların alınması için müdahil olmanın yollarını arayacağız" denilerek mi muhalefet yapılacak.

AKP-MHP birlikte onu yapacak, bunu yapacak eleştirilerinin yanında meclisteki CHP-HDP yeni durumda süreçlere nasıl müdahale ve muhalefet edecek? Sivil toplum, -iktidarın niyeti öyle veya böyle- iktidarın çıkartacağı yasalara ve uygulamalarına karşı, kamu ve toplum yararını, hak ve özgürlükleri nasıl savunacak? Bu iki soruya ayrımsız, ikircikli yanıt vermeden, hakikati, her durumda savunabilecek miyiz, savunamayacak mıyız? %48.5 Hayır’ın geleceğini bu bağlamda düşünmek ve okumak gerekiyor. (Bu konu bir sonraki yazının konusu.)

Referandum sonrası ilk icraat çıkartılacak uyum yasaları olacak. Bu yasaları ikiye ayırarak bakmak gerekiyor. Birincisi " Başbakanlık gibi" Parlamenter sistemle Başkanlık sisteminin kelimeler çelişkisini "uyumlaştıracak" değişiklikler; ikincisi, Siyasi partiler, seçim yasası, yerel yönetimler, bağımsız kurumlar… Gibi bütün yurttaşları doğrudan ilgilendiren yasa değişiklikleri. Bu konularda bilimsel ve karşılaştırmalı ve evrensel demokratik kriterler doğrultusunda çok sayıda çalışmalar var. Ayrıca sivil toplum kurumlarının yaptığı çalışmaları da biliyoruz.

Uyum yasaları çıkartılırken, sürecin nasıl ilerleyeceği belli: Öyle anlaşılıyor ki, MHP ve AKP apar topar bu değişikliği meclise getirecek, kamuoyunda tartışılmadan, torba yasa ile çıkartılacak gibi görünüyor. CHP ve HDP nasıl müdahale edecek, %48,5 Hayır diyenlerin bu sürece nasıl etkide bulunmaya çalışacakları çok önem taşıyor.

İktidarın sınırsız iktidar gücünü kullanmasının karşısına dengeleyici muhalefet olarak çıkabilmek için inandırıcı toplumsal destek sağlayacak seçenekler yaratmak gereklidir. İktidar her keresinde oy gücünü millet iradesi kartı olarak ileri sürüyor, her türlü baskı ve yasakları buna dayandırıyor. Modern demokrasilerde temel hak ve özgürlükler, insanlığın ortak değeri sayılmaktadır ve halk oylamasına sunulamaz. Mesela idam cezası da, yaşama hakkının ortadan kaldırılması olarak kabul edilir ve oylama ile idam cezasının kabul edildiği rejimler demokratik ülkeler olarak kabul görmezler.

Yani, doğruyu, halklıyı savunmak tek başına yeterli muhalefet değildir. Söyleyiş biçiminden, sunumuna kadar Evet diyeni de, Hayır diyeni de ikna edici olması gerekiyor.

Şimdi bu gidişe karşı "yeni siyaset dili ve aktörler" ile iktidar adayı, hatta iktidar gibi konuşan, süreçlere olumlu müdahale eden, bütün toplumsal talepleri, toplumla birlikte savunan yeni bir muhalefet gerekiyor.

Muhalefet ve yeni siyaset arayışları ve denemeleri için yapılmaması gerekenlerle ilgili yakın ve uzak tarihte çok sayıda deney ve örnek mevcut.

Sorular doğru sorulursa, doğru yanıtlara ulaşmak çok da zor olmayacaktır.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi